17. Hukuk Dairesi 2013/14041 E. , 2015/781 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili davalının trafik sigortacısı olduğu aracın davacıların yaya olan desteklerine çarparak ölümüne neden olduğunu, kazanın davalı tarafın kusurundan kaynaklandığını belirterek her bir davacı için 5.000,00"er TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, yetki, görev, zamanaşımı itirazlarında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; Davacının davasının kısmen kabulü ile davacı ... için 1.640,69 TL, davacı ... için 2.179,22 TL tazminatın 11.06.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 1.1.2013 tarihinden itibaren 1.822 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu davacı ... açısından karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, davacı yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi,
1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin davacı ..."a yönelik temyiz istemlerinin miktar itibari ile reddine karar verilmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının, davalı vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.Bilindiği gibi "destekten yoksun kalma" kavramı, ölümle sonuçlanan ve haksız eylemden doğan "zarar"ın bir türünü ifade eder. Genel anlamda zarar ise, bir kimsenin isteği dışında mal varlığında meydana gelen azalmadır. Bu azalma, mevcudun azalması tarzında olabildiği gibi, onun çoğalmasına engel olma şeklinde de olabilir ve derhal gerçekleşeceği gibi, haksız eylemin gerçekleşmesinden kısa ya da uzun bir süre sonra da medana gelebilir. BK.nun 45. maddesi anlamında "destek" kavramı, hukuki bir ilişkiyi (yasa veya sözleşme) değil, fiili durumu amaçlar. Yasadan veya sözleşmeden doğan bir "bakma yükümlülüğü" bulunmasa dahi, fiilen ve düzenli biçimde yardım eden ve olayların normal akışına göre eğer ölüm vuku bulmasa idi az çok yakın gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse, destek sayılır. Bunlardan ilkine "gerçek destek" ikincisine "farazi destek" denir.Bakım ihtiyacı ise, davacının zaruret ve safalet haline düşmesini değil, sosyal seviyesine uygun olan hayat tarzını devam ettirmek için gerekli imkanlardan yoksun kalmasına ifade eder (Tekinay, Destekten Yoksun Kalma Tazminatı, İst. 1963, S.49). Ölüm meydana gelmese idi, yakın veya uzak bir süre içinde ölenin yardımından faydalanması kuvvetle muhtemel bulunan kimselerin de maddi tazminat isteyebileceğini kabul etmek gerekir. Destek zararın kapsamını belirlemede etken olan unsurlardan birisi de, ölenin "bakma gücüne" sahip olmasıdır. Gerçek desteğin, sahip bulunduğu veya sahip olacağı mali imkanlarıyla, destekten yoksun kalana sağlığında temin ettiği veya edeceği; farazi desteğin ise gelecekte sağlayabileceği yardımlar gözönünde bulundurulmalıdır. Zararı oluşturan bu yardımların tesbitinde, belli zamanlarda verilen veya ilerde verilmesi muhakkak olan mutat hediyeleri ve "hizmet" şeklinde yapılan yardımları da dikkate almak lazımdır. Desteğin yardımının yalnız parasal nitelikte bulunmasında zorunluk yoktur. Çünkü, ölenin hizmet edebilme güç ve kabiliyeti de para ile ifadesi mümkün olan bir mali imkan teşkil eder. MK.nun 6. maddesi hükmünce, bu davalarda isbat yükü kural olarak davacıya düşer. Ne var ki genel yaşam deneyimlerine ve yaşamın olağan akışına dayanan kişi, artık iddiasını isbatla yükümlü değildir.
O halde, destek tazminatı istemine ilişkin bir uyuşmazlığın sağlıklı biçimde çözümlenebilmesi için, ölenin bakım yükümlülüğünün hukuki kaynağının, ölümden önce sahip olduğu veya gelecekte sahip olabileceği bakım gücünün, yapmakta olduğu veya yapabileceği yardımın mahiyet ve derecesinin, desteğini yitirenin de halen içinde bulunduğu ihtiyaç durumu ile gelecekte düşebileceği ihtiyaç durumunun titizlikle araştırılması ve saptanması gerekmektedir.
Eldeki davada davacıların desteği olan küçüğün zihinsel engelli olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, bu husus üzerinde durulmadan, murisin mirasçılarına destek olabilecek durumda olup olmadığına ilişkin bir değerlendirme yapılmadan hüküm kurulmuştur.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay açısından mahkemece yapılacak iş; ..."ya yazı yazılmak sureti ile murise bağlanan maaşlar ve nedenleri sorularak ilgili belgeler istenip murisin özürlü raporu, tüm tıbbi ve tedavi belgeleri temin edilip HMK 275, 276. Maddesi anlamında .... Kurulundan murisin özürlülük derecesi, bu rahatsızlığı nedeni ile sürekli bakıma muhtaç olup olmadığı, 18 yaşından sonra hastalığına rağmen anne ve babaya destek olabilecek yetiye sahip olup olmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınıp sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli bulunmamıştır.
Öte yandan kabule göre de davacılara ve murisine dilekçelerinde bahsi geçen ..."dan kaynaklanan gelirlerin kaynağı, rücuya tabi olup olmadığı hususu araştırılmadan yetiştirme giderlerinin belirlendiği ve destek olma yaşının ise 16 yaş olarak gösterildiği rapora itibar edilmesi de isabetli bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin davacı ..."a yönelik temyiz dilekçesinin kararın kesin olması nedeni ile REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 3,40 TL kalan harcın temyiz eden davacılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 22.1.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.