MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK"nın 155/2, 168/1, 52/2, 51/1 maddeleri gereğince mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmü, katılan vekili ve sanık müdafiileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, katılan şirkette muhasebe sorumlusu olarak görev yaptığı, sanığın 14/05/2009 ve 15/05/2009 tarihli iki adet sahte tediye makbuzu hazırlayarak ve katılan şirket bünyesinde çalışan tüccar plasiyerlere verildiğini beyan ederek, 3.250 TL ve 2.750 TL parayı şirket hesabından çekip uhdesinde tutmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, katılan şirkete ait 2009 yılına ait ticari defter, muhasebe kayıtları, makbuzlar, tediye makbuzları, ödeme fişleri, fatura ve diğer tüm belgelerin getirtilerek incelenmesi, onaylı suretlerinin dosyaya konulması, sanığın ve isimleri geçen tüccar plasiyerlerin ne kadar süredir, katılan şirkette ve hangi görevlerde çalıştıklarının belirlenmesi, buna ilişkin belgelerin dosyaya konulması, katılan şirket tarafından tüccar plasiyerlere, daha önce, ne şekilde, hangi dönemlerde ve kim tarafından ödeme yapıldığı, bu kişilerin prim usulü ile çalışıp çalışmadıkları, primlerinin ne şekilde hesaplandığının sorularak ilgili belgelerin getirtilmesi, suça konu tediye makbuzlarının, plasiyerlerin primlerinin karşılığı olduğu belirtilmekle, bu makbuzların hazırlanmasına esas olan prim hakedişlerinin oluşup oluşmadığının araştırılması, kayıtların getirtilerek incelenmesi, daha önceki dönemlerde, adı geçen plasiyerlere ne şekilde ve kim tarafından ödeme yapıldığının belirlenmesi, söz konusu ödemelerin kayıtlara geçirilip geçirilmediğinin araştırılması, şirket kayıtlarında açık olup olmadığının tespiti açısından, şirketin belirtilen döneme ait gelir ve giderlerine ait bütün kayıtların getirtilmesi, sanığın, katılan aleyhine açtığı iş davası dosyasının, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi"nin 16/09/2014 tarih ve 2013/27234 Esas; 2014/23923 Karar sayılı kararıyla bozulduğu dikkate alınarak, ilgili dosyanın getirtilerek incelenmesi, onaylı suretinin dosyaya konulması, bütün delillerin toplanmasından sonra dosyanın içinde muhasebeci ve mali müşavirin de bulunduğu bilirkişi kuruluna tevdiinin sağlanarak, sanığın hazırladığı tediye makbuzlarının gerçek olup olmadığı, plasiyerlerin gerçekte o dönemde tediye makbuzlarında yazdığı kadar prim alacaklarının doğup doğmadığı, plasiyerlere daha önceki dönemde ne şekilde ödeme yapıldığı, sanığın, söz konusu parayı kendisi için mi yoksa gerçekte plasiyerler için mi kullanmak üzere aldığı, şirket hesaplarında hangi dönemde ve ne kadar açık oluştuğu, makbuzların kayıtlarla örtüşüp örtüşmediği hususlarında denetime elverişli ve ayrıntılı bilirkişi kurulu raporu alınması ve sanığın suç işleme kastıyla hareket edip etmediği hususu da karar yerinde tartışılarak sonucuna göre, hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun; hizmet ilişkisiyle bağlı bulunan işverene karşı işlenen bir suç olduğu, somut olayda, sanığın, tediye makbuzları ile şirketten tahsil ettiği paraları, tüccar plasiyerlere ödemesinin, şirketin zararının giderilmesi olarak kabul edilerek, sanık hakkında TCK"nın 168. maddesi kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulandığı dikkate alınarak, plasiyerler tarafından bu paranın şirkete aktarılıp aktarılmadığı ve katılan şirket zararının ne şekilde giderildiği hususlarının kesin olarak belirlenmek suretiyle, sonucuna göre belirtilen hükmün uygulanması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ve sanık müdafiilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 22/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.