15. Ceza Dairesi 2013/22807 E. , 2016/1904 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Beraat
Sanıklar hakkında dolandırıcılık ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından verilen beraat hükümleri katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ..."nin .... il merkezindeki bir Aile Sağlığı Merkezi"nde Aile Hekimi olarak çalıştığı, sanık ..."nin eşi olan sanık ..."nin de, Yüreğir İlçesinde uzun yıllardır eczacılık yaptığı, suç tarihinde, sanık ..."nin, Aile Sağlığı Merkezi ile eşine ait eczane arasında sıkı bir bağlantı kurduğu, muayeneye gelen bazı hastaların reçetelerini yazdıktan sonra bu hastaları eşinin eczanesine ilaçları almaları için yönlendirdiği, Aile Sağlığı Merkezinde çalışan her bir doktorun kendi çalışma alanı ile kayıtlı hastaları olması ve bunların dışında başka hastalara bakmaması gerekirken, kendisine kayıtlı olmayan köylere gittiği, camiden yaptırdığı ilanla hastaları meydana topladığı, muayene ettikten sonra reçetelerini yazdığı, sağlık karnelerini yanında bulunan eczane kalfasına verip eşine ait eczaneden ilaç alınmasını sağladığı, mesai saatleri dışı ile öğle arasında sık sık eşi ....’nin eczanesine gelip burada, eczaneye gelen bazı vatandaşların şikayetlerini dinlediği, muayene ederek yanında getirdikleri sağlık karnelerine protokol numarası almaksızın reçete yazdığı, eczaneden ayrılmasını müteakip, eczane çalışanlarının merkeze gelip protokol numarası aldığı, sanık ...’nin, merkezde yazıp gönderdiği bazı reçetelerle ilgili olarak, reçetede değişiklik veya düzeltme yapılmasını gerektiren bir durum ortaya çıktığında, sanık ... tarafından kullanmak üzere sanık ... adına düzenlenmiş birden fazla kaşenin eczanede bulundurulduğu, bu şekilde reçetede düzeltme yapılacağı zaman kaşenin basıp düzeltme
yaptıktan sonra bunu sanık, ....’ye paraflattığı, sanık ... tarafından yazılan bazı reçetelerde verilen bazı ilaçların, ilgili hastaya verilmiş gibi gösterilmesine karşılık bir kısmının verilmediği ve bu kapsamda dört kalem yazılan bir takım reçetelerde üç kalem ilacın fiilen hastaya verilmesine karşılık sanki dört kalem ilaç verilmiş gibi verilmeyen ilaç kutusunun kupürünün de alınıp resmi kayıtlara işlenerek katılan SGK"dan haksız şekilde para tahsil edilmek suretiyle kurumun zarara uğratıldığı, yapılan aramada ele geçen toplam 151 adet muhtelif kupürü kesilmiş ilaç bulunduğu, kurumun 1.519,37 TL haksız ödeme yapmasına neden olarak zarara uğrattıkları, böylece sanıkların kamu kurumu zararına dolandırıcılık ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda, yapılan incelemede; sanık ... tarafından liste halinde küpürleri bulunan ilaçların hangi hastalara ait olduğunun belgeleriyle ispatlandığı, bu durumun, hastanın reçetesindeki ilaçların tamamının, hastanın talep ettiği anda eczanede bulunmamasından kaynaklandığı, eksik ilaçların firmalardan tamamlandıktan sonra kupürü kesilerek reçeteye yapıştırıldığı ve hastaya verilmek üzereyken bu ilaçlara soruşturma aşamasında el konulduğunun anlaşıldığı, yapılan işlemlerde bir usulsüzlüğün olmadığı, çoğu eksik ilaçların bedellerinin çok yüksek olmadığı, bu şekilde tanık anlatımlarından da anlaşıldığı gibi tüm ilaçların eksiksiz şekilde hastaların bizzat kendileri yada yakın akrabalarına teslim edildiği, yine bu hastaların halen eczaneden alış veriş yaptıklarının anlaşıldığı, sonradan verilecek ilaçların da provizyon çıktıları üzerinde altlarının çizili olduğu, ilaç reçetelerinin SGK"ya, yeşil kartlı hastaların reçetelerinin de, sağlık grup başkanlığına ibraz edilmiş olduğu, bu şekilde resmi provizyon çıktıları ile ilaçların kalem kalem hangi hastaya ait olduğunun gösterildiği, sanık ..."nin, laptop çantası ve içerisindeki protokol defteri ve kaşelerden bir tanesinin eczaneye bırakmasının suç teşkil etmediği, sanığın, reçetelerdeki hastaları muayene ederek reçete yazdığı, hastayı görmeden, muayene etmeden ilaç yazdığının ispatlanamadığı, bu savunmaların tanık anlatımları ile de doğrulandığı, sanıklar .... ve ..."nin karı-koca olması ve günlük yaşamın getirdiği bir kısım zorlukları azaltmak amacıyla birbirlerine yakın yerde çalışmak istemesinin hayatın olağan akışı ile bağdaşmayan bir yönünün olmadığı, bilgisayar kayıtlarına işlemek ve bilgisayarda var olan listeler dikkate alınarak hastalarla görüşmek ve durumlarını takip etmek amacıyla, sanık ..."nin talimatı ile sanık ..."nin, ...."nin yanında çalışması ve ona yardımcı olmasında kanuna aykırı bir yönün bulunmadığı, dinlenen bütün tanıkların sanık ..."nin eczanesinin 17-18 yıldır faaliyette olduğunu, sanık ..."nin kendilerini hiçbir surette yönlendirmediğini belirttikleri, buna göre sanıklar üzerine atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığı ve sanıkların suç işlediklerine dair mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla, sanıklar üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı dikkate alınarak, bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı ve yeterli delil bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, herhangi bir gerekçeye dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 22/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.