17. Hukuk Dairesi 2013/14726 E. , 2015/830 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin yaya olan desteğinin davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın çarpması neticesinde öldüğünü açıklayıp fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 1.000,00 TL"nin temerrüt tarihi olan 14.12.2011 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsilini istemiş, ıslah ile talebini toplam 51.445,18 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre davanın kabulü ile davacı ... için 34.296,79 TL, ... için ise 17.148,39 TL olmak üzere toplam 50.445,18 TL maddi tazminatın 1.000,00 TL"sinin dava tarihinden, kalanının 13/03/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma nedenine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketi zarara neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır.
2918 sayılı KTK.’nun 99/1. ve ZMSS Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, sigorta şirketinin tazminatı ödeme yükümlülüğü kendisine riziko ihbarı yapıldıktan itibaren 8 işgünü sonunda başlar. Somut olayda, dosya kapsamından davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun 01.12.2011 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece bu tarihe 8 iş günü eklenmek suretiyle bulunacak tarihten itibaren davalı sigorta şirketinin faizden sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Davacılar vekilince temerrüt faizi olarak avans faizi istenilmiş, ancak mahkemece yasal faize hükmedilmiştir. Oysa zarara neden olan kamyonet ticari araç olup ticari faaliyet sırasında zarara neden olmuştur. Bu itibarla davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
3- Davacılar ihtiyari dava arkadaşı olup kabul edilen tazminat yönünden her bir davacı yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hükmedilen toplam maddi tazminat üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma nedenidir.
Yukarıdaki bentlerde yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “daha önce temerrütün gerçekleştiği ispatlanamadığından ve davacı tarafça gönderildiği ifade edilen gönderide (APS) neyin gönderildiği ve ne miktar paranın istendiği belli olmadığından, hükmedilen tazminatın 1.000,00 TL"sinin 19.12.2011 dava tarihinden, kalanının 13.03.2013 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine ”hükmedilen tazminatın 14.12.2011 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline” ibaresinin eklenmesine, davacı taraf yararına vekalet ücreti ile ilgili 4. bendin hükümden tümüyle çıkarılarak yerine “Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT"ne göre davacı ... için 4.072,65 TL, davacı ... için 2.057,81 TL, vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 22.1.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.