Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/7082
Karar No: 2012/10839
Karar Tarihi: 20.11.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/7082 Esas 2012/10839 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/7082 E.  ,  2012/10839 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile Hazine, Orman İdaresi ve Mahmudiye Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen reddine, kısmen kabulüne dair Orhangazi Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 05.10.2011 gün ve 207/430 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı, mer’a niteliği ile sınırlandırılan 103 ada 340 ve 343 sayılı parsellerin sınırlandırmalarının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine temsilcisi, esastan, davalı ... İdaresi vekili ise, husumetten davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Mahkemenin davanın kabulüne yönelik ilk kararı davalı Hazine vekilinin temyizi sonunda Dairenin 30.1.2006 tarih 2005/8658 Esas 2006/475 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sonunda davacının davasının Orman İdaresi yönünden husumet yokluğu sebebiyle reddine, davanın diğer davalılar yönünden kabulü ile 103 ada 340 ve 343 parsellerin davacı adına tarla niteliğiyle tapuya tesciline karar verilmesi üzerine hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve taksim hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mer’a sınırlandırmasının iptali ve davacı adına tescili davasıdır.
    Mahkemenin kabule yönelik ilk kararı Dairenin az yukarıda tarih ve sayısı yazılı ilamı ile yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olmadığı açıklanarak bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyulmuş ise de, bozma doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Şöyle ki; taşınmazların her ikisi de 2002 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında “orta malı mer’a” olarak sınırlandırılmıştır. Bozma ilamında, taşınmazların belirlenen bu niteliği gözetilerek kadim ve tahsisli mer’a araştırmasının yapılması ve komşu parsellere ait kadastro tutanak ve ekleri ile denetlenmesi, taşınmazların ait olduğu Mahmudiye köyüne ait tahsisli ve kadim mer’a kayıtları ile haritalarının olup olmadığının İl ve İlçe Özel İdare Müdürlüğü ile Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, taşınmazlara komşu 118 ada 10, 11, 12, 13, 14 ve 25, 103 ada 339, 341, 342, 344, 346, 347, 350, 375, 376 ve 377 sayılı parsellere ait kadastro tutanak ve ekleri ile kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının bulundukları yerlerden getirtilerek dosyaya eklenmesi, tahsisli ve kadim mer’a kayıtları ile birlikte teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, taşınmazların tahsisli yada kadim mer’a kayıtları kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, komşu kayıtların taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, teknik bilirkişiye krokisinde işaret ettirilmesinin sağlanması, şayet taşınmazlar tahsisli ve kadim mer’a kayıtları kapsamında kalan yerlerden değil ise, bu taktirde kadim mer’adan açılarak elde edilen yerlerden olup olmadığının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması, yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 258 ve 259. maddeleri gereğince mer’adan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından seçilerek dinlenmelerinin sağlanması, beyanlar arasında çelişki doğduğu taktirde bunların giderilmesi, keşifte dinlenecek uzman bilirkişi ziraat mühendisinden tescili istenen taşınmazlarla çevrelerinin toprak yapısı birlikte incelenerek taşınmazın niteliğini açıklığa kavuşturan gerekçeli rapor alınması, davacı ve babası bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince miktar araştırmasının yapılması, belgesizden taşınmaz edinip edinmediklerinin Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, HUMK.nun 366.maddesi gereğince taşınmazların renkli fotoğrafları çekilerek hakim tarafından onaylandıktan sonra dosyaya eklenmesi, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır.
    Mahkemenin bozma sonrası bozma ilamına uyduktan sonra topladığı belge ve deliller hüküm kurmaya yeterli nitelikte olmadığı gibi, bozmada yazılı hususların tam olarak yerine getirildiğinden de sözedilemez. Bozma ilamı öncesi alınan 01.07.2005 tarihli orman mühendisi bilirkişi raporunda 340 ve 343 parsellerin % 25-30 eğimli oldukları, mera bitkisi imha edilip açma yapılarak tarla haline getirildiğinin anlaşıldığı açıklanırken, bozma sonrası alınan orman yüksek mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişinin 09.06.2010 tarihli raporunda her iki taşınmazın da % 25-30 eğimli oldukları, içlerinde meyve ağaç ve fidanlarının olduğu, tarımsal vasıflı olarak kullanıldıkları, sınırlarının da mera vasıflı olmadığı, toprak yapılarının komşu taşınmazlarla benzer oldukları bildirilmiştir. Görüldüğü gibi alınan iki rapor arasında mera niteliği açısından bariz çelişki bulunmakta olup mahkemece, bu çelişki giderilmemiştir.
    Diğer yandan bozma ilamında taşınmazlara komşu 118 ada 10, 11, 12, 13, 14 ve 25, 103 ada 339, 341, 342, 344, 346, 347, 350, 375, 376 ve 377 sayılı parsellere ait kadastro tutanak ve ekleri ile kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının bulundukları yerlerden getirtilerek dosyaya eklenmesi, teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, komşu kayıtların taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması belirtilmiş, mahkemece komşu parsel tutanakları, tapu ve vergi kayıtları kısmen getirtilmiş, gelen kayıtların sınırlarında mera okunmakta ise de vergi kayıtları mahallinde yapılan keşifte uygulanmamış, dava konusu taşınmazların yönünün ne şekilde gösterdikleri belirlenmemiştir.
    Bundan ayrı taşınmazların hava fotoğraflarında ne olarak göründükleri de araştırılmıştır. Bir arazinin kullanım süresi, niteliği ile üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihin en iyi belirlenme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Taşınmazların mera vasfı ile sınırlandırıldıkları 23.08.2002 tarihinden geriye doğru en az 20-30 yıl öncesine ait (1972-1982 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının bulundukları yerden getirtilerek stereoskopik aletle incelenmesi gerekir. Hava fotoğraflarının bu şekilde incelenmesi durumunda taşınmazlar üç boyutlu görülebilecek ve sınırları belirlenebilecektir. Bu yolla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespiti mümkün olabilmektedir.
    Hal böyle olunca; mahkemece yapılacak iş; önceki bilirkişiler dışından seçilecek ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle mera sınırlandırmasının yapıldığı 2002 yılına göre 20-30 yıl öncesine ait (1972– 1982 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, dosya arasına getirtilen dava konusu taşınmazlara komşu olan tapulama parsellerine ait tapulama tutanakları ve ekleriyle kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtları dışında 103 ada 336,337,338 ve 374 parsellere ait tapulama tutanakları ve ekleri ile 1936 tarih 245, 249, 251 ve 255 tahrir numaralı vergi kayıtlarının da bulundukları yerden getirtilerek dosya arasına konması, jeodezi ve fotoğrametri mühendisi aracılığıyla hava fotoğraflarının keşifte uygulanması, taşınmazların hava fotoğraflarının çekildiği tarihe göre kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadıkları ya da hangi nitelikte bulunduğu konularında uzman bilirkişiden gerekçeli, denetime açık rapor alınması, dava konusu taşınmazların her iki hava fotoğrafları üzerinde işaretlenmesi, bundan ayrı komşu parsellere ilişkin tapu ve vergi kayıtlarının teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, komşu köyler halkı arasından seçilen yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, dava konusu taşınmazların kadim veya tahsisli mera niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi, dava konusu taşınmazların kadim meradan açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olup olmadığının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, komşu kayıt ve belgelerin taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri hususu üzerinde durulması, daha önce götürülmeyen başka uzman bilirkişi ziraat mühendisi aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı birlikte incelenmek suretiyle dava konusu taşınmazların meradan açılan yerlerden bulunup bulunmadığı, mera niteliğinde olup olmadığının saptanması, taşınmazların eğim durumlarının değerlendirmede dikkate alınması, daha önce alınan birbiri ile çelişkili iki rapor arasındaki çelişkiyi de giderecek nitelikte uzman bilirkişiden gerekçeli, denetime açık ve komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı rapor istenmesi, 1972 ila 1982 tarihleri arasında çekilmiş hava fotoğrafları yok ise, ilgili kurumdan bunun gerekçesinin gösterilmesinin istenilmesi, taşınmazların niteliğinin kesin bir biçimde belirlenmesi, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bozma ilamındaki eksiklikler tam olarak yerine getirilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davada vekille temsil edildiği anlaşılan davalı ... İdaresi aleyhine açılan dava husumet yokluğu sebebiyle reddedildiğine göre karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince Orman İdaresi lehine takdir edilen vekalet ücretinden davası bu davalı yönünden reddedilen davacı tarafın sorumlu tutulması gerekirken mahkemece, takdir edilen vekalet ücretinin davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine şeklinde hüküm kurulmuş olması da doğru olmamıştır.
    Açıklanan nedenle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine 20.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi