8. Hukuk Dairesi 2012/6022 E. , 2012/10842 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ..., Hazine ve Kapaklı Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.10.2011 gün ve 101/662 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, kadastro çalışmalarında davalı adına tapuya tescil edilen 117 ada 74 parsel içinde kalan 80 m2 dava konusu taşınmaz bölümünü vekil edeninin 1983 yılında annesinden haricen köy senedi ile satın aldığını açıklayarak bu kısmın 117 ada 74 parselden iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın husumetten reddini savunmuş, diğer davalı ... tüzel kişiliği tarafından usulüne uygun tebligata rağmen cevap verilmemiştir.
Davalı ... vekili, taşınmazın kadastro çalışmaları sonunda tarafların annesi ... adına tesbit ve tescil edildiğini, tapulu taşınmazı ...’den satın alan ... Sarı’nın davalı vekil edenine sattığını, davacının zilyetliğinin de bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davalılar Hazine ve Kapaklı köyü tüzel kişiliğine yönelik davanın esastan reddine, davalı ...’e ilişkin davanın kabulü ile Kapaklı köyü 117 ada 74 parselin 11.4.2011 tarihli teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 74,32 m2 kısmının ifrazı ile bu kısmın yeni parsel numarası verilerek davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hükmün kabule yönelik bölümü davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu bölümü kapsayan 117 ada 74 parsel, 2005 yılında yapılan kadastro çalışmalarında 20 yılı aşkın zilyetliğinde olduğu açıklanarak ...kızı ... adına tesbit edilmiş tutanak 25.7.2005 tarihinde kesinleşmiş, 26.10.2005 tarihinde tapuda ... Sarı’ya satılarak devredilmiştir. En son ... de 25.12.2008 tarihinde taşınmazı davalı ...’e satarak devretmiştir.
Davacı taraf, taşınmazın dava konusu edilen bölümünün 19.9.1983 tarihli haricen düzenlenen senetle annesi ... tarafından davacı kızı ...ya satıldığını ve
zilyetliğinin devredildiğini, kadastro geçtiğinde tapu almak için gittiğinde davalı adına tesbit edilen 117 ada 74 parsel içinde tesbit gördüğünün öğrenildiğini iddia etmiştir. Mahkemece, her ne kadar iyiniyetli üçüncü kişinin kazanımının korunacağı açık ise de; davalının bu korumadan faydalanamayacağı, davacı ile davalının kardeş oldukları, dava konusu yerin 1983 yılından beri davacı tarafından kullanıldığı ve üzerinde davacı tarafından yapılan ev bulunduğu, davalının iyiniyetli üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceği açıklanarak yazılı şekilde kabule karar verilmiştir.
Davacının dava konusu taşınmaz bölümünü annesi ... ’den 19.9.1983 tarihli senetle satın aldığı iddia edilmiş ise de 2005 yılında yapılan kadastro çalışmalarında dava konusu bölümünde içinde bulunduğu 117 ada 74 parsel davacının satıcısı ... adına tapuya tescil edilmiştir. Davacının haricen satın almadan kaynaklanan şahsi hakkını ... ’e karşı ileri sürmesi mümkündür. Ancak taşınmaz tapuda önce üçüncü kişi durumundaki ... ’ya çaplı olarak satılmış, ... tarafından da yine tapuda davalı ...’a satılarak devredilmiştir. Her ne kadar davacı ile davalı kardeş ise de Şenol’un taşınmazı anneleri ...’den değil üçüncü kişi durumundaki ...’den satın alması karşısında sırf davacı ile kardeş olması sebebiyle iyiniyetli olmadığı kabul edilemez. Mahkemenin bu kabulü yerinde değildir. Dosyada davacı tarafın, davalının satıcısı ...’nin kötüniyetli olduğu iddia edilmediği gibi ispat da edilmemiştir. Davacının ...’ye karşı ileri sürebileceği şahsi hakkını, üçüncü kişiden çaplı olarak satın alan davalı ...’a karşı, sırf davacının kardeşi olması sebebiyle ileri sürebileceği kabul edilemez. Diğer yandan mahkemece, taşınmazın senette yazılı olması sebebiyle zilyetliğinin davacıda olduğu kabul edilmiş ise de; 117 ada 74 parselin bütünü, komşu parsel ile sınırda çekilmiş olan duvar ve dosyaya sunulan fotoğraflar karşısında bu kabulün doğru olduğu söylenemez. ... tarafından tapuda ...’ye devir sırasında taşınmazın çaplı olarak satılması sebebiyle ayrıca zilyetliğinin devredilip devredilmediğinin araştırılmasına gerek yoktur. Çap içinde kalan bölümlerinin alıcıya devredildiğinin kabulü yasal zorunluluktur. Bu durumda taşınmazdaki zilyedin en son devralan davalı ... olduğunda da duraksamamak gerekir. Tüm bu açıklamalar karşısında mahkemece davacının davasının reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde kabule karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenle davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 126,25 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e iadesine 20.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.