
Esas No: 2018/4771
Karar No: 2020/4577
Karar Tarihi: 08.07.2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4771 Esas 2020/4577 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında; davanın İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğu, somut olayda takibe dayanak çekin keşide tarihine göre iptali istenen tasarruftan sonra düzenlediği anlaşılmakta ise de bu durumun gerçekten tasarruftan sonra doğmuş bir borç ilişkisini mi yoksa daha önce yapılmış bir ticari ilişkiden kaynaklanan vadeli çek uygulaması olarak da bilinen bir vakıayı mı gösterdiği hususunun yeterince araştırılmadığını, takip dosyasına konu çek 22.07.2011 keşide tarihli olup; iptali istenen tasarrufun ise 04.07.2011 tarihinde yapıldığını, çekte vade olmamasına rağmen ticari hayatta vadeli çek kullanıldığı bilinen bir gerçek olduğundan davacı vekiline 22.07.2011 keşide tarihli borca ilişkin temel ilişki tasarruftan önce doğmuş ise borcun doğumu konusunda varsa delillerini sunması ve borcun daha önce doğduğu ispatlandığı takdirde buna ilişkin dava koşulunun gerçekleştiği kabul edilerek işin esasına girilerek iptal nedenlerinin oluşup oluşmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, aksi durumun tespiti halinde ise borcun doğumu tasarruf tarihinden sonra ise şimdiki gibi davanın ön koşul yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, toplanan delillere göre; temel ilişkinin tasarruftan önce oluştuğunun, davacı tarafça ispatlanamaması ve bu hususun tasarrufun iptali davasında ön şartın olduğu gözetilerek ön şart yokluğundan dolayı davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nın 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davasıdır. İİK"nın 277"e dayalı tasarrufun iptali davalarında; davacı taraf bir alacağa dayanarak iptal isteğinde bulunmuş ise bu alacağın tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerekir.
Dairemizin ilk bozma kararında, takibe dayanak çekin, tasarruf tarihi olan 04.07.2011 tarihinden sonra doğduğu anlaşılmakta ise de bu durumun önceki bir alacak-borç ilişkisine dayanıp dayanmadığı hususunun araştırılmasının istendiği, somut olayda, davacının çekten kaynaklanan alacağının aslında 15.01.2011 tanzim tarihli bonoya ilişkin olduğu, bononun ödeme zamanı geldiğinde borçlunun bunu ödeyemeyeceğini belirtmesi üzerine bu bononun yerine söz konusu çeki verdiğini sonradan beyan etmesi ıslah değil çekten doğan alacağın dayanağı olan bononun ibraz edilmesidir.
Öte yandan, borçlunun ibraz edilen bononun altındaki imzayı inkar etmesi nedeniyle mahkemece bu hususun da araştırılarak toplanan ve toplanacak deliller birlikte doğerlendirilerek sonucuna göre karar vermesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 08.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.