4. Ceza Dairesi 2018/1485 E. , 2018/12504 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat
Bozma üzerine yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, katılan ... vekilinin temyiz dilekçesi içeriğinden temyiz talebinin, sanıklar hakkında kurulan beraat hükümleri ile sınırlı olduğu, ayrıca Hizan Asliye Ceza Mahkemesi"nin 21/04/2009 Tarih 2008/5 Esas ve 2009/29 Karar sayılı hükümde yer alan sanık ... hakkında hakaret ve sanık ... hakkında silahlı tehdit suçlarından kurulan beraat hükümlerinin temyize konu edilmemesi nedeniyle kesinleşmesi karşısında, 16/09/2014 tarihli karar içeriğinde yer alan bu konularda kurulan hükümlerin hukuksal değerden yoksun olduğu belirlenip, temyize konu olamayacağı değerlendirilerek dosya görüşüldü:
I) Sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan hükmün temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Zamanaşımı son kesme nedenini oluşturan sanık ..."nin savunmasının alındığı 20/05/2008 tarihine göre 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli zamanaşımının inceleme tarihi itibarıyla gerçekleştiğinin anlaşılması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi gereğince kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
II)Sanıklar ... ve ... hakkında tehdit suçlarından kurulan hükümlerin temyizine gelince;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanıklar hakkındaki sonuç cezanın, uygulanan yasa maddeleri gereğince 2 yıl 7 ay 7 gün olması gerekirken 1 yıl 19 ay 7 gün olarak eksik hesaplanmış olması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak;
A)Mahkemece, bozma ilamımızın 3-a fıkrasında belirtilen müşteki ve tanıkların beyanları ile diğer toplanan deliller sonucunda, sanıkların iştirak iradesi içerisinde, müştekiler ve katılanların kaldığı çadıra ele geçmeyen silahlar ile ateş etmeleri nedeniyle birden fazla kişi ile silahla tehdit suçunu işlendiği kabul edilmişse de; sanıkların suçlamaları kabul etmemeleri, katılanlar ... ve ..."ın beyanlarında ..."yi görmediklerini, sesinden tanıdıklarını belirtmeleri, yine soruşturma aşamasında müştekiler ... ve ..."ın, çadırın içinde oldukları için ateş edenleri görmedikleri şeklinde beyanda bulunmaları, müştekilerin ve katılanların annesi ..."ın ise, soruşturma aşamasındaki beyanında silahı ateşleyen kişi olarak yalnızca ..."dan bahsetmesi, sanıkları olay yerinde gören tarafsız herhangi bir tanığın olmaması, 26/06/2007 tarihli olay yeri tespit tutanağı ile tutanağı düzenleyen tanık ..."nın beyanlarına göre olay yerinde boş kovana rastlanılmadığının, çadırlarda bulunan bir kısım deliklerin güneş ve yıpranmaya bağlı delikler olduğunun, mermi deliği olarak nitelendirilebilecek deliklerin ise çadırın arka kısmındaki aynı istikametinde kalan çıkış noktalarının olmadığının belirtilmesi ve taraflar arasında önceye dayalı husumetin bulunması karşısında; sanıkların üzerine atılı eyleminin ne şekilde oluştuğu kanıtlara dayalı olarak açıklanıp tartışılmadan, yeterli olmayan gerekçeyle sanıklar hakkında yazılı şekilde tehdit suçlarından mahkumiyet hükümleri kurulması;
B)Kabule göre de; Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının Kanunda öngörülen biçimde uygulanması zorunluluğu,
Kanuna aykırı ve sanıklar ... ve ... müdafiiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.