17. Hukuk Dairesi 2013/15063 E. , 2015/2812 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, müvekkillerinin desteği ..."nin sürücüsü olduğu araca çarpması sonucu ölümüne neden olduğunu, araçta yolcu olarak bulunan eşi davacı ..."nin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş ... için 5.000,00 TL maddi ve 40.000,00 TL manevi tazminatın, çocuk ... için 5.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın, çocuk ... için 5.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın, çocuk ... için 5.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 23.05.2013 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini davacı ... için 35.962,62 TL"ye, davacı ... için 7.022,09 TL"ye yükselttiklerini, maddi tazminat taleplerinin davalı ..."dan tahsiline karar verilmesini istediklerini bildirmiştir.
Davalı-karşı davacı ... vekili, kazanın oluşumunda davacılar desteğinin kusurlu olduğunu, kazada müvekkili ve ailesinin yaralandığını belirterek davanın reddini karar verilmesi gerektiğini savunmuş ve müvekkilleri için 1.000,00 TL maddi tazminat ile 18.000,00 TL manevi tazminatın davacılardan ve ... AŞ"den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davacılara destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yaptıklarını, davacıların kendilerini ibra ettiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı ... (yeni ünvanı ... ) hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalı ..."a yönelik davanın kısmen kabulü ile dvacı ..."e eşini kaybetmekten dolayı 20.000,00 TL manevi tazminat ile 35.962,62 TL destekten yoksun kalma tazminatının (5.000,00 TL"lik kısmına olay tarihi olan 02/01/2005 tarihinden itibaren 30.962,62 TL"lik kısmına ıslah tarihi olan 23/05/2013 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle) davalı ..."dan tahsili ile davacıya verilmesine, davacı ..."a babasını kaybetmiş olmaktan ve yaralanmış olmakdan dolayı 20.000 TL manevi tazminatın ve 7.022,09 TL destekten yoksun kalma tazminatının (5.000,00 TL"lik kısmına olay tarihi olan 02/01/2005 tarihinden, 2.022,09 TL"lik kısmına ıslah tarihi olan 23/05/2013 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle) davalı ..."dan tahsili ile davacıya verilmesine, davacı ... için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 02/01/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine, davacı ... için 10.000,00 TL manevi tazminat ve 962.00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi olan 02/01/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı ..., dava açıldıktan sonra 15.09.2005 tarihinde davacı ... için 25.421,61 TL, davacı ... için 665,29 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapmış, davacılar vekili yapılan ödeme nedeniyle davalı sigorta sigorta şirketini ibra ettiklerini ve açmış oldukları işbu davada davalı sigorta şirketi yönünden davadan feragat edeceklerini belirten ibranameyi imzalamış ve duruşmada davalı sigorta şirketi yönünden açtıkları davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
KTK.nun 91. Maddesinde işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. Aynı yasanın 85. Maddesi ile aracın işletilmesi sırasında 3. şahısların bedeni ve maddi zarara uğratılmasından işleten doğrudan sorumlu tutulmuş, 97. madde gereğince de, zarar görenin, zarara neden olan aracın zorunlu trafik sigortacısından doğrudan talep ve dava hakkı bulunduğu belirtilmiştir. Ancak, zorunlu trafik sigortacısının zarardan sorumluluğu 93. madde gereğince belirlenen ve poliçede belirtilen teminat miktarı ile sınırlıdır.
İşleten ve zorunlu trafik sigortacılarının 3. kişilere karşı sorumluluklarının niteliği ise kanundan doğan 818 sayılı BK"nun 51. maddesince müteselsilen sorumluluk olup, BK"nun 142/1.maddesi gereğince; alacaklı, müteselsil borçluların tümünden veya birinden borcun tamamen veya kısmen tahsilini isteyebilir. Borcun tamamen tahsiline kadar bütün borçlulularm sorumluluğunun devam edeceği de aynı yasanın 142/2 maddesinde açıklanmıştır.
Müteselsil borçlulardan birinin alacaklıya karşı sürebileceği def"iler varsa bunu diğer borçlulardan bağımsız olarak ileri sürmesi mümkün olup, bu defi sonucu kurtulduğu borç miktarını diğer müteselsil borçlulara karşı da ileri sürebilir. Bu def"iler BK"nun 143. maddesinde gösterilen ve şahsi ilişkiler veya müteselsil borcun sebep veya konusundan doğan def"iler olup bunların dışında ileri sürülen def"iler müteselsil borçlular arasındak i rücu hakkını kaldırmaz.
BK"nun şimdiye kadar sözü edilen düzenlemeler alacaklıya karşı dış ilişkilerle ilgili olup, borcun ödenmesinden sonra müteselsil borçlular arasındaki iç ilişkilerde BK.nun 144. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre müteselsil borçlular arasında aksine bir sözleşme bulunmadığı takdirde borçlulardan biri diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz. Dış ilişkide alacaklıya karşı sonuç doğurabilen böyle bir işlem, iç ilişkide rücu hakkını kısmen veya tamamen kaldırıcı etkiye sahip değildir.
Diğer taraftan davadan feragat, öncelikle bir usul işlemidir. Dava konusu olayda, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan davacı tarafın davalılardan birisi hakkındaki feragati usul hukuku bakımından diğer davalı aleyhine bir sonuç doğurmaz ise de, davadan feragat aynı zamanda bir maddi hukuk işlemi olduğundan, davalı sigorta şirketi hakkındaki feragatin, rücu hakkı bulunan diğer davalıyı etkileyip etkilemediğinin üzerinde durulması gerekir.
Yukarıda açıklandığı üzere, davalılar alacaklıya karşı borçtan müteselsilen sorumludurlar. BK.nun müteselsil sorumlulukta borçluların iç ilişkilerini düzenleyen hükümleri gereğince, müteselsil borçlulardan biri alacaklıya borcu ödediği takdirde, diğer müteselsil borçlulara rücu hakkı bulunmaktadır.
Bunun yanında, BK.nun 145/2 maddesine göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde diğerleri bu oranda borçtan kurtulur. Ancak, müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri için alacaklının bil fiil tatmin edilmiş olması gerekir.
Bunun aksinin kabul edilebilmesi için alacaklının açıkça davadan feragat etmiş olması veya böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine BK.nun 147. maddesi hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağına ve alacaklının diğerleri zararına müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceğine dair hükmüne havidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava açıldıktan sonra davalı sigorta şirketi davacı ..."ye 25.421,61 TL, davacı ..."ye ise 665,29 TL ödeme yapmış, poliçe limiti sakatlanma ve ölüm halinde kişi başına 40.000,00 TL olduğu halde davacılar vekili davalı sigorta şirketi yönünden davadan feragat etmiştir. Bu durumda, davacıların, davalı sigorta şirketinin, yaptığı ödemenin üzerindeki bakiye teminat limitinden zimnen feragat ettiğinin kabulü gerekir. Böylelikle davacı taraf, davalı sigorta şirketinin durumunu iyileştirirken diğer müteselsil davalıların (borçluların) iç ve dış ilişkideki durumlarını ağırlaştırmıştır. O halde mahkemece, BK.nun 145/1 ve 147/2 maddeleri uyarınca, davacıların feragati ile davalı sigorta şirketinin tüm borçtan kurtulduğu anlaşılmakla, davalı sigortalı ..."ın da teminat limiti kadar borçtan kurtulduğunun kabulü gerektiği ve buna göre sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlenlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre de; davalı ..."a yönelik açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği dikkate alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı-k.davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı-k.davacı ..."a geri verilmesine 16/02/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.