
Esas No: 2014/1758
Karar No: 2014/5456
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/1758 Esas 2014/5456 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 28.03.2012 tarihli dava dilekçesinde sınırları yazılı, ... Mahallesinde bulunan 4129 m2 yüzölçümlü 360 ada 61 parsel sayılı taşınmazın tapuda çalılık niteliğiyle Hazine adına kayıtlı olduğunu, ancak, 80 yılı aşkın zamandır davacı ve ailesinin zilyedliğinde olduğunu bildirerek, tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, taşınmazın 13.10.1968 tarihinde 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahrir Kanununa göre tesbit ve 02.06.1968 tarihinde tapuya tescil edildiği, 3402 sayılı Kanunun 12/3. ve geçici 4/3. maddesinde yazılı hakdüşürücü sürelerin geçirilmiş olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 ve geçici 4/3. maddesi gereğince açılan kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali tescil davasıdır.
Yörede, 1948 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastro çalışması ile 1987 yılında 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
Arazi kadastrosu 1968 yılında kesinleşmiştir.
3402 sayılı Kanunun geçici 4/3. maddesi; ” 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ile diğer kanunlar gereğince özel kadastrosu yapılan ve tutanakları kesinleşmiş bulunan taşınmazlar için 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde hak sahipleri dava açabilirler.” hükmünü içermektedir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, mahkemece, 2613 sayılı Kanuna göre yapılan kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu kaydının iptali davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık ve ek 1 yıllık hak düşürücü sürelerin çoktan geçirildiği belirlenerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13.05.2014 günü oy birliğiyle karar verildi.