Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/13405
Karar No: 2015/3027

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/13405 Esas 2015/3027 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/13405 E.  ,  2015/3027 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın neden olduğu tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını, yaralanma sebebiyle uzun süre tedavi gördüğünü, işgücü kaybına uğradığını, tedavi ve ulaşım masrafları yaptığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.500,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili daha sonra verdiği 15.04.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 56.500,00 TL olarak ıslah etmiş, 07.05.2013 havale tarihli dilekçesi ile dava değerini HMK 107. maddesi uyarınca 71.523,00 TL"ye yükselttiğini beyan etmiştir.
    Davalılar vekili; zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının hatır için ücretsiz taşındığını, ceza davasında davacının 25 gün iş ve güçten kaldığına dair rapora itiraz etmediğini, davacının 460,00 TL ücretle çalıştığı iddiasının doğru olmadığını ve manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece; iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 47.971,00 TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    2918 sayılı KTK.nun 109. maddesinin 1. fıkrasında haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerlerinin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı düzenlenirken, 2. fıkrasında ise, davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. 2918 Sayılı Kanunun anılan hükmünün gözden kaçırılmaması gereken yönü, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Sözkonusu yasa hükmü, ceza zamanaşımı uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır.
    Somut olayda davalı ... hakkında 765 sayılı TCK"nın 459/2. maddesi gereğince tedbirsizlik ve dikkatsizlik neticesinde yaralamaya sebep olmak suçundan cezalandırılması istemiyle ceza davası açılmıştır. Yine aynı kanunun 102. maddesinde bu suç için beş sene zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Dava konusu trafik kazası 16.04.2004 tarihinde meydana gelmiş olup dava 04.12.2007 tarihinde açılmıştır. 2918 sayılı KTK.nun 109/2 maddesi uyarınca dava uzamış ceza zamanaşımı süresinde açılmış bulunduğundan davalılar vekilinin zamanaşımı süresinin geçtiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2-)6100 sayılı HMK"nin 107/I. maddesi “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir” hükmünü içermektedir. Madde hükmünden de anlaşıldığı üzere belirsiz alacak davası, davacının, davada talep edeceği miktarı veya değeri tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin objektif şekilde imkânsız olması ya da bunun kendisinden beklenememesi halinde mümkündür. Davacı dava tarihinde davanın miktarını tam ve kesin olarak biliyorsa veya bunu bilebilecek durumda ise, belirsiz alacak davası açılamaz.
    Somut olayda kısmi dava 04.12.2007 tarihinde açılmıştır.
    Gerek HUMK. 83 ve devamı maddesi gerekse 6100 sayılı HMK"nın 176 ve devamı maddelerinde ıslah kurumu ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre tarafların, yargılama usulüyle ilgili bir işlemini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği, ancak aynı dava içerisinde bu yola sadece bir kez başvurabileceği belirtilmiştir.
    Davacı vekili, 15.04.2009 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini artırdıklarını bildirerek toplam 56.500,00 TL tazminatın tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili daha sonra 07.05.2013 havale tarihli dilekçesi ile dava değerini 6100 sayılı HMK"nın 107. maddesi uyarınca toplam 71.523,00"ye yükselttiklerini beyan etmiştir.
    Yukarıda açıklandığı üzere dava 1.10.2011"de yürürlüğe giren HMK."nin 107.maddesinde sözü edilen belirsiz alacak davası olmadığından davacı vekili tarafından verilen 07.05.2013 havale tarihli dilekçe ıslah dilekçesi niteliğindedir. Davacı vekilinin, usulen geçerli olmayan ikinci ıslah dilekçesi esas alınarak hüküm kurulması doğru değildir.
    Mahkemece, bir davada birden fazla ıslah yapılamayacağı gözetilerek davacılar vekilinin 15.04.2009 havale tarihli ilk ıslah dilekçesi esas alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ikinci kez verilen ıslah dilekçesi esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3-)Bozma neden ve şekline göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin zamanaşımı süresinin geçtiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 19.02.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi