17. Hukuk Dairesi 2013/15076 E. , 2015/3260 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili, davalı ... ... vekili, davalı ... ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ..."ın işleteni, davalı ..."ün sürücüsü, davalı ..."nin trafik sigortacısı olduğu araç ile diğer davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın kavşakta çarpışması sonucu olay yerinde bisikleti ile seyir halinde olan davacının yaralandığını ve işgücü kaybına uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 20.000,00 TL maddi tazminat ile 40.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile tazminat taleplerini 194.587,63 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalılar ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, davalılar ... ..., ... ve ... ... aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulü ile 194.587,64 TL"nin ( davalı ... şirketi yönünden poliçe limiti dahilinde ve yapılan ödeme nazara alınarak , tahsilde tekerüre yer vermemek kaydı ile ) sigorta şirketi yönünden dava tarihi, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak, davacılara verilmesine, davalı ... ... aleyhine açılan manevi tazminat davasının reddine, davalılar ... ve ... aleyhine açılan manevi tazminat davasının kabulü ile 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili, davalı ... ... vekili, davalı ... ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu"nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim, tazminat miktarını hafifletebilir. Davacının kaza sonucu kafa travması geçirdiği gözetildiğinde, davacının kaza esnasında kaskının bulunup bulunmadığı, bu hususun zararın artmasına etkisi olup olmadığı ve bu nedenle müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı tartışılmadan karar verilmesi doğru değildir.
3-Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanma ve malul kalma nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının daimi işgöremezlik oranı, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde biraz daha az manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
4-Davalılar ... ve ..., kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"nin 10. maddesi uyarınca davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.
5-Davalılar ... ve ..."a yönelik maddi tazminat talebi, kazanın oluşumunda kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiğinden davalılar yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli olmamıştır.
6-Davalı ... ..., aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"nın B.2 maddesi 5. fıkrası uyarınca, hükmolunan tazminat sigorta bedelini geçerse, sigortacı, yargılama giderleri ile avukatlık ücretini sigorta bedelinin tazminata oranı dahilinde ödemekle yükümlüdür. Mahkemenin bu hususu gözden kaçırarak davalı ... şirketini, yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinden diğer davalılarla birlikte tamamen sorumlu tutması bozmayı gerektirmiştir.
7-Islah dilekçesi davalı ..."ye tebliğ edilmeden karar verilmiştir. Anayasa"nın 36., HMK"nın 27. (HMUK 73) maddelerinde de açıklanan savunma hakkını kullanabilmesi için dava dilekçesi gibi ıslah dilekçesinin de Tebligat Yasası ve ilgili yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilmesi zorunludur. Kamu düzenine ilişkin bu yönün gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
8-Bozma nedenine göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2-7 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekili, davalı ... ... vekili, davalı ... ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 8 nolu bentte açıklanan nedenle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..., ... ..., ... ... ve ..."ye geri verilmesine 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.