8. Hukuk Dairesi 2012/4303 E. , 2012/11681 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... aralarındaki dava hakkında Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 23.02.2011 tarih ve 190/81 sayılı hükmün Dairenin 19.01.2012 gün ve 3752/135 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davalı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, ortak miras bırakan ...’dan intikal eden 274 ada 3 parsel sayılı taşınmazın miras payı oranında tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazın ortak miras bırakandan kalmadığını, Mehmet Tılı isimli kişiden 5.5.2005 tarihinde satın ve devraldığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 274 ada 3 parsel sayılı taşınmazın veraset ilamındaki miras payı olan 3/20 oranında tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairece 19.01.2012 gün ve 2011/3752-2012/135 Esas ve Karar sayılı kararla hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davalı vekili karar düzeltme isteğinde bulunmuş, onama ilamının düzeltilerek hükmün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava konusu 274 ada 3 parsel sayılı taşınmaz senetsizden 2753,51 m2 yüzölçümlü olarak tarla niteliğiyle 27.06.2006 tarihinde davalı ... adına tespit edilmiş, 18.10.2007 tarihinde kesinleşen tutanağa istinaden tapu kaydı oluşmuştur. Tarafların ortak miras bırakanı ... dosya arasında yer alan mirasçılık belgesine göre 08.03.2007 tarihinde ölmüştür. Mahkemece mahallinde yapılan keşifte dinlenilen davacı tanıkları dava konusu taşınmazın ortak miras bırakan ...’dan intikal ettiğini davacının da mirasçı olup payı bulunduğunu bildirmişlerdir. Davalı tarafından dayanılan 05.05.2005 tarihli satış senedi mümzileri de, taşınmazın ...’ya ait iken ölümü ile mirasçılarına kaldığını, senedin taşınmaz başında düzenlenmediğini, davalıya güvenerek imza ettiklerini, esasında satılan yerin dava konusu edilen taşınmaz değil, başka bir taşınmaz olduğunu açıklamışlardır. Şu halde dava konusu taşınmazın ortak miras bırakan ...’dan 08.03.2007 tarihinde ölümü ile mirasçılarına kaldığı anlaşıldığından mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına göre aşağıda belirtilen hususlar dışında hükmün esasına yönelik yerinde olmayan ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE,
Dava, mirasçılar arasında miras payı oranında iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü üzerine, hükmü temyiz eden davalı vekilinin, temyiz incelemesinin Dairece duruşmalı görülmesi yönündeki isteğinin dava değeri yönünden
reddine karar verilmiştir. Dosya arasında yer alan mirasçılık belgesine göre davacı 3/20 oranında miras payına sahiptir. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonrasında alınan zirai bilirkişi raporuna göre dava konusu 274 ada 3 parselin dava tarihindeki arazi değerinin 33042,12 TL, üzerindeki sera ile birlikte toplam değerinin ise 83042,12 TL olduğu bildirilmiştir. Taşınmazın aynına ilişkin davalarda dava değeri taşınmazın zemin değeridir. Dava değeri, dava dilekçesinde 7000 TL olarak gösterilmiş, yapılan keşifte ise arazi değerinin 33.042,12 TL olduğu belirlenmiştir. Davacı 3/20 oranındaki miras payı yönünden istekte bulunduğuna göre, dava değeri taşınmazın arazi değerinin 3/20 oranına isabet eden 4956 TL"sıdır. Bu nedenle Dairece temyiz isteminin duruşmalı görülmesi yönündeki talebin, alt sınır olan 15.650 TL"nin altında bulunduğundan değerden reddi doğrudur. Davalı vekilinin harç ve vekalet ücretine ilişkin kararın düzeltilmesi isteğine gelince; iddianın ileri sürülüş biçimine göre uyuşmazlığın muhtesatla (sera) ilgisi bulunmadığı, zemine ilişkin 3/20 oranındaki miras payına yönelik olduğu, buna göre davacı adına iptal ve tescili talep edilen taşınmazın üzerindeki muhtesatların değeri dikkate alınmaksızın belirlenecek değer, dava değeri olarak kabul edileceğinden, zeminin toplam değerinin davacının miras payına karşılık gelen bölümü olan 4956 TL"nin dava değeri olarak kabulü gerekirken, mahkemece keşif sonucu taşınmaz ve üzerindeki muhtesat (sera) dikkate alınarak belirlenen değer üzerinden ilam harcı ve avukatlık ücreti takdiri doğru olmamıştır. Dava değeri 4956 TL olduğuna ve dava Asliye Hukuk Mahkemesinde görüldüğüne göre, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesi de (nispi hesaplanacak miktarın asgari haddin altında kalması halinde) gözetilerek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken fazla vekalet ücreti ile ilam harcının alınmış olması doğru görülmemiştir.
Davalı vekilinin, karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 19.01.2012 tarih, 2011/3752-2012/135 Esas ve Karar sayılı onama ilamının, hükmün ilam harcı ve Avukatlık Ücretine ilişkin bölümleri yönünden kaldırılmasına, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme hükmünün belirtilen bölümleri yönünden açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve anılan kanunun 442. maddesi uyarınca (6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi gereğince 1086 sayılı HUMK.nun 427 ila 454. maddeleri yürürlükte bulunduğundan) takdiren 203,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye irad kaydına, taraflarca HUMK.nun 388/4 HMK.nun 297/ç) ve HUMK.nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 294,39 TL onama harcı ile 43,90 TL karar düzeltme harcının toplamı 338,29 TL harcın, peşin harçtan mahsubu ile artan 630,41 TL’nin istek halinde karar düzeltme isteyen davalıya iadesine 03.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.