8. Hukuk Dairesi 2012/11600 E. , 2012/11702 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 05.11.2010 gün ve 279/581 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar ... ve ... taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde ... İlçesi, ... Köyünde bulunan 127 ada 38 ve 43, 144 ada 5, 149 ada 2 ve 154 ada 2 parsel numaralı taşınmaz mallardan 145 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ahşap ev ve kargir iki katlı ev, davalılara ait olmak üzere tüm parsellerin tamamı 20 hisse itibariyle 10 hissesinin kendisine, 10 hissesinin ise eşit hisseli olarak davalılar adına tespit ve tescil edilmesi gerekirken taşınmazların tamamının eşit hisse üzerinden davalılar adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak, davaya konu taşınmazların tapu kaydının ve 145 ada 5 parselin bahçeli ahşap ev ve kargir iki katlı ev niteliğinin iptali ile 144 ada 5 parsel üzerindeki ahşap ev ve kargir iki katlı evin davalılara ait olduğunun tapu kütüğünün beyanlar hanesine yazılmasına, taşınmazların 10/20 hissesinin adına geriye kalan 10/20 hissesinin ise eşit hisseli olarak davalılar adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... yargılama oturumuna gelerek, dava konusu yerleri bilmediğini açıklayarak beyanda bulunmak için süre istemiştir.
Davalı ... yargılama oturumunda taşınmazların dedelerinden kaldığını vefat edince çocuklarına kaldığını, davacının hakkı olup olmadığını bilmediğini açıklamıştır.
Davalılardan Ethem ve ... ise 23.03.2010 tarihli oturuma gelerek babalarının davacının hisselerini satarak verdiğini beyan etmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun olarak tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermedikleri gibi duruşmaya da katılmamışlardır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, dava konusu 127 ada 43 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili davanın feragat nedeniyle reddine, ... İli ... İlçesi, ... Köyü 127 ada 38, 144 ada 5, 149 ada 2, 154 ada 2 nolu taşınmazların tapu kaydının iptali ile 10/20 hissesinin Ethem oğlu ... adına, 1/20 hissesinin Şahin kızı ... adına, 1/20 hissesinin Şahin oğlu ... adına, 1/20 hissesinin Şahin oğlu ...adına, 1/20 hissesinin Şahin kızı ... adına, 1/20 hissesinin Şahin kızı Saniye Kul adına, 1/20 hissesinin Şahin kızı ... adına, 1/20 hissesinin Şahin kızı ... adına, 1/20 hissesinin Şahin oğlu ... adına, geriye kalan kısmın ise veraset payları oranında Şahin oğlu ... ve Şahin oğlu ...Kul adına tapuya tesciline karar verilmesine dair hüküm davalı ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, muristen intikal ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlere dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 996. maddeleriyle, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye elverişli bulunmamaktadır. Tarafların müşterek murisi Abbas’ın terekesinin taksim edilip edilmediği, Abbas’ın taşınmazları davalı tarafa satıp satmadığı araştırılmamıştır. Şayet satış ya da taksim yok ise davacının miras payı oranında tapu kaydının iptali gerekirken, davacının dava dilekçesinde belirttiği paylar esas alınarak iptal ve tescile karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Uyuşmazlık konusu 154 ada 2 parsel sayılı taşınmaz 22.06.2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında ...oğlu Şahin Kul’un ceddinden intikalen ve taksimen gelme taşınmazı olduğu, 20 yıla aşkın bir süreden beri nizasız fazılasız malik sıfatıyla zilyetliğinde olduğu, 17.01.2005 tarihinde dul olarak öldüğü açıklanarak nüfus kayıtlarına göre mirasçıları olan Şahin çocukları.... ve ... adına senetsizden tespit edilmiş, 127 ada 38 parsel sayılı taşınmaz 18.06.2007 tarihinde, 149 ada 2 parsel 21.06.2007 tarihinde, 144 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ise 21.06.2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında aynı iktisap sebebiyle Şahin Kul mirasçıları adına tespit edilmiş, tespitin itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine tapu kayıtları oluşmuştur.
Geri çevirme suretiyle dosya arasında getirttirilen veraset ilamına göre, taraflar Feyzullah oğlu Abbas mirasçılarıdır. Keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ... taşınmazların Ethem’in babası ile onun üç kardeşlerine ait olduğunu, herhangi bir mal satımının söz konusu olmadığını beyan etmiş, mahalli bilirkişi ... ise taşınmazların davacının babası Ethem’e ait olduğunu, sağ iken bir kısmını kardeşi Şahin’e sattığını, bir kısmını kullanmaya devam ettiğini, öldükten sonrada davacı ...’e kaldığını, Ethem’in üç tane kardeşi olduğunu beyan etmiş, tanık ... ise taşınmazların davacının dedesi Abbas’a ait olduğunu, Ethem’in kullandığını bildiğini, kadastro yapıldıktan sonra herkesin hakkını aradığını açıklamıştır. Görüldüğü gibi taşınmazın tarafların ortak murisi Abbas’a ait olup olmadığı, mirasçılarına intikal edip etmediği, Abbas’tan mirasçılarına intikal biçimi ve taşınmazın ortak muris Abbas ya da davacının yakın murisi olan babası Ethem tarafından davalıların babası Şahin’e satılıp satılmadığı, Abbas’ın terekesinin taksim edilip edilmediği hususları açıklığa kavuşturulmamıştır.
Mahkemece, taraflara delil ve tanık listelerini sunmak üzere süre ve imkan tanınmamış, keşif ara kararıda usulüne uygun olarak oluşturulmamıştır. HMK.nun 27. maddesine göre (HUMK.nun 73.) hukuki dinlenilme hakkı ispat hakkınıda kapsamaktadır. Hukuki dinlenilme hakkı Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Zira insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak, yargılama sürelerinin yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gereklidir. Ayrıca 11.05.2011 tarihinde verilen keşif ara kararı da yöntemine uygun bir biçimde verilmiş ara karar olarak kabul edilemez. 21.06.2010 günü mahallinde keşif yapılmasına karar verilmiş ise de, tanıkların keşif mahalline hangi yolla çağrılıp dinlenecekleri konusunda herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; taraflara delil ve tanık listesini sunmak üzere süre ve imkan tanınarak bildirecekleri tanıklar ile yerel bilirkişilerin HUMK.nun 243 ve 244 maddeleri gereğince keşif yerine davetiye ile çağrılmaları, gelmedikleri takdirde zabıta yoluyla keşif yerinde hazır bulundurulmaları (HMK.245. maddesi) uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin olması sebebiyle yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde dinlenmeleri, dava konusu taşınmazların ortak muris Abbas’tan kalıp kalmadığı, Abbas’ın taşınmazları davalı tarafa ya da murislerine satıp satmadığı, Abbas’ın terekesinin taksim edilip edilmediği, yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulmalı, taşınmazların tarafların ortak murisi Abbas’tan kaldığı ve terekesinin taksim edilmediği, davalı tarafa satış yoluyla da geçmediğinin tespit edilmesi halinde ise, tarafların veraset ilamındaki payları esas alınarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle davacının dava dilekçesinde belirttiği paylar esas alınarak hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Davalılar ... ve ...’un temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 150,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 03.12 2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.