Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/11331
Karar No: 2012/11708
Karar Tarihi: 03.12.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/11331 Esas 2012/11708 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, 487 ada 10 ve 103 ada 166 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile 487 ada 10 sayılı parsele ilişkin davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme davacının kazanmayı sağlayan 20 yıllık zilyetlik süresini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Yöntemine uygun bir biçimde tarafların tanık ve delillerini bildirmeleri konusunda kendilerine süre ve imkan tanınması, yerel bilirkişi ve tanıkların davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, iddia ve savunma doğrultusunda yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına başvurulması, gerçekten taşınmazın davalının babaannesinden kalan yer olup olmadığı ve bundan kalan yer ise davalıya verilip verilmediği hususlarının da açıklığa kavuşturulması gerektiği belirtilerek, davanın kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- TMK.nun 713/1
- TMK.nun 996
- TMK.nun 3402
- HUMK.nun 248
- HUMK.nun 244
- HUMK.nun 245
- HUMK.nun 253
- HUMK.nun 259
- HUMK.nun 261
- 6100 sayılı HMK.nun geçici 3. maddesi
- 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi
- HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç)
- HUMK.nun 440/I
8. Hukuk Dairesi         2012/11331 E.  ,  2012/11708 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.10.2011 gün ve 242/396 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı dava dilekçesinde; 487 ada 10 ve 103 ada 166 sayılı parsellerin Bekir oğlu ...ve ....adına ½ oranında tespit ve tescil edilmesi gerekirken, davalı ..oğlu ... adına tespit ve tescil edildiklerini açıklayarak söz konusu parsellerin tapu kayıtlarının iptaliyle yarısının Bekir oğlu ... adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı 8.2.2011 tarihli yargılama oturumunda dava konusu yerlerin babaannesinin babası, babaannesine verdiğini, kendisinin de babaannesine baktığını bu nedenle yerin babaannesi tarafından kendisine verildiğini, senedi bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının kazanmayı sağlayan 20 yıllık zilyetlik süresini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve eklemeli zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davalı davanın açılmasından önce 14.10.2010 tarihinde dava konusu 487 ada 10 sayılı parseli dava dışı Yaşar Altunbulak’a tapuda satıp devrettiği dosya kapsamıyla sabittir. Bu parsele yönelik davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi yerine esastan reddine karar verilmiş ise de, bu parsele ilişkin dava redle sonuçlanmış olup hüküm sonucu itibariyle doğru bulunduğundan 487 ada 10 sayılı parsele ilişkin hüküm fıkrasının açıklanan nedenlerle ONANMASINA,
    Davacının 103 ada 166 sayılı parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince: yargılama tutanakları üzerinde yapılan incelemede, 14.12.2010 tarihli yargılama oturumunda davacı tarafın delillerini sunması için gelecek celseye kadar süre verilmesine denilmiş, verilen sürenin kesin süre olmadığı ve herhangi bir uyarı yapılmadığı, yargılamanın 08.02.2011 tarihli oturumunda ise, " 11.3.2011 tarihinde keşfin yapılmasına, yerel bilirkişilerin jandarmaca keşif mahallinde hazır bulundurması konusunda yazı yazılmasına, davalıya delillerini bildirmek üzere gelecek celseye kadar süre verilmesine ve taraf tanıkları adına keşif gün ve saatini bildirir meşruatlı davetiye çıkartılmasına" denilmiş, ancak, masraf yatırma ve davetiye verme konusunda herhangi bir süre verilmemiş, uyarı da yapılmamıştır. Her şeyden önce keşif günü 11.3.2011 saat 10.00 olarak belirlendiğine göre davalı tarafın tanıklarını engeç keşif günü ve saatine kadar bildirmesi konusunda süre verilmesi gerekirken, keşif tarihinden sonra duruşma gününün verildiği 29.3.2011 tarihine kadar davalı tarafın tanıklarını bildirmesi konusunda süre verilmesi usule aykırı olup, keşiften sonraki güne rastladığı dosya kapsamıyla sabittir. Açıklanan nedenlerle verilen keşif ara kararının usule uygun bulunmadığı ortadadır. Ayrıca HUMK.nun 248 ve 244. maddeleri gereğince öncelikle yerel bilirkişiler ile tanıkların davetiye ile çağrılmaları esas olduğu halde, kişi özgürlüğünü kısıtlar biçimde hiçbir haklı gerekçe olmadan jandarma aracılığıyla keşif yerinde hazır bulundurmalarına karar verilmesi aynı Kanunun 245. maddesi hükmüne aykırı düşmektedir.
    Bundan ayrı keşif tutanağında keşfin yapıldığı tarih 25.3.2011 olarak yazılmış, ancak, yargılama tutanaklarına göre ilk keşif günü 11.3.2011 olup, bu tarihte keşif yapılmadığından ikinci keşif günü 4.4.2011 olarak belirlenmiştir. Keşif tutanağına 25.3.2011 tarihinin hangi amaçla ve gerekçeyle yazıldığı anlaşılmamaktadır.
    O halde mahkemece yapılacak iş; öncelikle yöntemine uygun bir biçimde tarafların tanık ve delillerini bildirmeleri konusunda kendilerine süre ve imkan tanınması, yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, iddia ve savunma doğrultusunda yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına başvurulması, gerçekten taşınmazın davalının babaannesinden kalan yer olup olmadığı ve bundan kalan yer ise davalıya verilip verilmediği hususlarının da açıklığa kavuşturulması, aynı biçimde savunmanın doğrulanmaması halinde dava konusu 103 ada 166 sayılı parselin tarafların ortak miras bırakanından kalıp kalmadığının belirlenmesi, beyanlar arasındaki çelişkinin HUMK.nun 261. maddesi gereğince giderilmesi, yerel bilirkişi ve tanıkların davetiye ile gelmemeleri halinde HUMK.nun 245 ve 253. maddelerinin göz önünde tutulması, ondan sonra toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
    Davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca 103 ada 166 sayılı parsele yönelik hüküm bölümünün BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, aşağıda dökümü yazılı 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,75 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 03.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi