7. Ceza Dairesi 2010/2326 E. , 2013/2599 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı kanuna muhalefet
HÜKÜM : Sanığın hükümlülüğüne ve müsadereye
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre sanık müdafii ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 15.01.2013 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Mahkemece suçu sabit görülen sanığa, eylemine uyan 5607 sayılı kanunun 3/5. maddesinde öngörülen yaptırımın alt ve üst sınırları arasında ceza belirlenirken 5237 sayılı TCK.nın 61. maddesinde belirtilen "suçun işleniş şekli, sanığın amacı, kastın yoğunluğu, suç konusunun önem ve değeri" şeklindeki kanuni ifadeler gerekçe olarak gösterilmiştir.
Mahkeme hürriyeti bağlayıcı cezayı alt hadde belirlerken, adli gün para cezasını ise asgari hadden ayrılarak belirlemiştir. Mahkeme, her iki cezanın belirlenmesinde aynı gerekçeye dayanmıştır. Bu suretle hürriyeti bağlayıcı ceza ve adli gün para cezasının belirlenmesinde gerekçe yönünden çelişkiye düşülmüştür.
Yargıtay 8. Ceza Dairesinin de 11.12.2012 tarih ve 2012/15981 Esas, 2012/37720 Karar sayılı ilamında da kabul edildiği gibi, hapis cezası alt sınırdan tayin olduğu halde aynı gerekçeyle adli gün para cezasının esas alınan birim gün sayısının asgari hadden uzaklaşılarak 250 gün olarak belirlenmek suretiyle çelişkiye neden olunduğu sebebiyle hükmün bozulması gerektiği görüşü ile sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyoruz.