Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/15474
Karar No: 2015/3515
Karar Tarihi: 26.02.2015

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/15474 Esas 2015/3515 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/15474 E.  ,  2015/3515 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın, yaya kaldırımında yürümekte olan müvekkiline çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, 5.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın, 11.05.2007 kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 12.369,26 TL arttırmıştır.
    Davalı ... şirketi vekili, davacıya 3.545,00 TL ödeme yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ..., aracı kazadan önce haricen ..."ya sattığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... ..., aracı arkadaşı ..."dan aldığını, direksiyon hakimiyetini kaybettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davacının iş gücü kaybı yönünden maddi tazminat isteminin kabulüne, 10.097,27 TL tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davacının tedavi giderleri yönünden maddi tazminat isteminin davalı şahıslar bakımından kabulüne, 2.271,99 TL tedavi giderinin yasal faiziyle birlikte davalı şahıslardan müteselsilen tahsiline, davalı ... şirketi bakımından davacının tedavi giderlerine yönelik isteminin reddine, 8.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı şahıslardan müteselsilen tahsiline, davalı ... şirketi yönünden açılan manevi tazminat davasının reddine verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirlenen kusur oranının, davacının iş gücü kaybına ilişkin ... raporunun ve aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, özellikle manevi tazminatın takdirinde mülga 818 sayılı BK 47 maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre davalı vekilinin aşağıda yazılı bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Hükme esas alınan 18.10.2012 günlü bilirkişi raporunda davacının toplam tedavi giderinin 7.305,59 TL olduğu, bu giderlerden belgeye dayanan 3.545,00 TL"nın sigorta şirketince ödendiği, bu ödemenin güncelleştirilerek mahsubu sonucu davacının ödenmeyen tedavi ile ilgili alacağının 2.271,99 TL olduğu bildirilmiş, mahkemece belirlenen bu miktarın 6111 sayılı Yasanın 59.maddesi ile değişik 2918 sayılı Yasanın 98.maddesi kapsamında ve "nun sorumluluğunda olduğundan bahisle davalı ... şirketi aleyhindeki dava red edilmiştir.
    Oysa gerek bilirkişi raporunda belirtildiği ve gerekse mahkemenin de kabulünde olduğu üzere işleten ve sürücüden tahsiline verilen 2.271,99 TL belgeye bağlı olmayan tedavi ile ilgili giderlerdir.
    Bu giderler 2918 sayılı yasanın değişik 98.maddesinde sayılan giderlerden olmadığından bu giderler yönünden davalı ... şirketinin sorumluluğu devam etmektedir.
    Mahkemece bu alacak kalemi yönünden davalı ... şirketi aleyhindeki davanın reddi doğru değildir.
    Davalı ...zarara neden olan aracın Trafik (ZMSS) Sigortacısı olup, bu davalı hakkındaki davanın reddi yönünde verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmeyip, bu durumda esasen bir davalının diğer davalı lehine verilmiş olan hükmü o davalı aleyhine temyiz etme hakkı yok ise de; zarara neden olan aracın işleten, sürücü ve sigortacısı olan davalıların sorumluluğu yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluk ve aralarındaki münasebetle ihtiyari dava arkadaşlığıdır. Müteselsil borçluluk niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan her birinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir borçluluk türü olup, borçlulardan birinin edimin tümünü ifa ederek alacaklıyı tatmin etmesi halinde, evvelce mevcut olmasa dahi ifayı gerçekleştiren borçlu ile diğer borçlular arasında bir hukuki ilişki doğacaktır. Alacaklıyı tatmin eden bir borçlu, kendisine isabet eden paydan daha fazla bir ödemede bulunduğu takdirde bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabilecektir. Bu durum bir borçlunun alacaklıyı tatmin etmesi halinde diğer borçlularında alacaklı karşısında alacaklının tatmin edilmesi ölçüsünde borçtan kurtulmalarının (BK 145/1md.) doğal bir sonucudur. Buna bağlı olarak yasa koyucu da alacaklıyı tatmin eden borçlunun kendi payından fazla ödemede bulunması durumunda bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabileceğini açıkça düzenlemiştir. (BK 146/1md.) Bu şekilde belirlenen hak o borçlunun rücu hakkıdır. Yasa koyucu kendi payından fazla ödemede bulunan bir borçluya tanıdığı rücu hakkını kuvvetlendirmek amacıyla (BK 146/1md) halefiyete de yer vermiştir. Açıklanan maddi hukuk hükümleri usul hukukunda dava olarak tezahür etmektedir. Müteselsil borçlular arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı nedeniyle hükmü temyiz etmeyenler hakkında lehe yada aleyhe verilen kararın kesinleştiği düşünülebilirse de, kesinleşme sorumluluk davasına ilişkin olup, ardından görülecek rücu davası yönünden, yani borçlular arasındaki iç ilişki yönünden hüküm ifade etmez. Rücu davası dikkate alındığında temyiz eden davalıların davalı ...hakkındaki hükmü temyizde hukuki yararı bulunduğu aşikardır.
    Zira sorumluluk davasındaki kesin hüküm oluşturmaz ise de rücu davası yönünden sorumluluk davasının kararı güçlü delil oluşturmaktadır. Hakkında güçlü delil oluşan davalının rücu davası yönünden sorumluluk davası hükmünü diğer müteselsil borçlu aleyhine temyiz etmesinde hukuki yararı vardır. İhtiyari dava arkadaşlarının sonradan birbirlerine karşı açacakları rücu davasında, esas alınacak mahkeme kararı, ihtilaf henüz önünde iken doğru olarak oluşmalı ve mahkeme davalıların ne oranda sorumlu tutulup tutulmayacaklarını sorumluluk davası sırasında halletmelidir. Bu kabul tarzı rücu davasında haksız yere temyiz edenler aleyhine güçlü delil oluşturmaması yönünden doğru olduğu gibi, usul ekonomisi yönünden de tarafları tatmin edecektir. Temyiz etmeyen tarafların usulü müktesep hakları da mahkemece icrai nitelikte bir hüküm kurulmayacağı, bozma sonrası kararın gerekçesinde, haklarındaki temyiz edilmediğinden kesinleşen davalılarında sorumluluk derecesinin tespit edilmesiyle yetinileceği dikkate alındığında ihlal edilmemiş olacaktır. (Yargıtay HGK 2009/16-428-483 sayılı ilamı)
    Yukarıdaki açıklamalar göz önüne alınarak somut olaya bakıldığında; davacı maddi tazminatın müteselsil sorumluluk hükümlerine göre davalılardan tahsili istemiyle işbu davayı açmış olup, mahkemece davalı ...hakkındaki davanın reddine verilmiş, bu davalı hakkındaki hüküm davacı yanca temyiz edilmeyip sadece müteselsil sorumlu davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olup, hükmü temyize gelmeyen davacı ile davalı sigortacı yönünden hüküm kesinleşmiş ve davalı ... şirketi lehine, usulü müktesep hak oluşmuş ise de; temyiz eden davalı taraf davalı ... şirketinden aralarındaki iç ilişkiye göre bunu rücu edebilir.
    Açıklanan nedenlerle, rücu davası ile borçlular arasındaki iç ilişki ve usul ekonomisi dikkate alındığında kararın temyizinde davalıların hukuki yararının bulunduğunun kabulü zorunlu olduğu gibi, hakkındaki kesinleşen davalı ... şirketinin hükmedilen maddi tazminat yönünden sorumluluğuna ilişkin değerlendirme yapılarak ve taraflar arasındaki iç ilişkide geçerli olmak üzere; mahkemece (sigorta şirketi yönünden usuli kazanılmış hakkın ihlal edilmemesi gerektiğinden) davalı ... şirketi yönünden icrai nitelikte bir hüküm kurulmayarak, sadece, sorumlu olduğu hususunun tespitine yönelik hüküm kurulması gerektiğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarınn reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlanrının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 26/02/2015 gününde oybirliğiyle verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi