8. Hukuk Dairesi 2018/3085 E. , 2019/5343 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davalı-davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı-birleşen dosyada davalı ... vekili, davacının 31.05.2012 tarihinde 4 nolu meskeni iktisap ettiğini, söz konusu meskende davalıların oturduğunu öğrenen davacının, dava konusu meskeni tahliye etmeleri için uzun süre talepte bulunduğunu fakat bu talebinin sonuçsuz kaldığını açıklayarak, davalıların haksız müdahalesinin önlenmesi ile tahliyelerini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL ecrimisil bedelinin tahsilini talep etmiş, birleşen davanın reddini savunmuştur.
Davalı-birleşen dosyada davacı ... vekili, birleşen dosyada dava dilekçesinde 4 nolu meskenin haricen müteahitten satın alındığını ancak işleri sebebiyle şehir dışında bulunduğundan kayden dava dışı Macit adına 2007 yılında tescil edildiğini, meskenin kredi çekebilmeleri ve sonra davacıya geri iade edilmesi üzerinde anlaşıldığını, aynı zamanda eski iş arkadaşının ortağı olan davalı ..."a 2010 yılında devredildiğini, aralarındaki sözlü anlaşmaya aykırı şekilde meskenin davacıdan habersiz olarak davalı ... tarafından diğer davalı ..."a muvazalı olarak 2012 yılında tapuda devredildiğini, ortada gerçek bir satış olmadığını, meskenin inşa edildiği tarihten beri davacının ailesiyle birlikte kira vermeksizin kullanımında olduğunu açıklayarak, tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiş, asıl davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen cevap vermemiş duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece, tüm dosya kapsamı, taraf dilekçeleri, tapu kayıtları, bilirkişi raporu dikkate alındığında birleşen dosya yönünden tapu iptali ve tescil talebi şartlarının oluşmadığı, asıl dava yönünden davalıların dava konusu taşınmazda herhangi bir kira sözleşmesi veya hukuki bir nedenle kullanılamaması nedeniyle davaya konu taşınmazda haksız işgalci durumuna düştüğü sebebiyle el atmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil talebi yönünden talep ile bağlı kalınarak 5.000,00 TL ecrimisil bedelinin 31.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı-birleşen dosyada davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Asıl dava yönünden temyiz itirazları incelendiğinde;
a) Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b) Tasarruf ilkesinin doğal bir sonucu olarak hakim, tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlaya veya başka bir şeye hüküm veremez. Eş söyleşiyle hakim, davacının talep sonucu ile bağlı olduğundan, bu talepten fazlasına karar veremez (HMK mad26). Somut uyuşmazlık incelendiğinde dava dilekçesinde faiz talep edilmediği halde talep aşılarak yazılı şekilde alacağa faiz işletilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
2. Birleşen dava yönünden temyiz itirazları incelendiğinde;
Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olmayıp, tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışı da TMK"nin 706, 6098 sayılı TBK"nin 237, 818 sayılı BK"nin 213, 2644 sayılı Tapu Kanunu"nun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK"nin 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır. Bu husus 6098 sayılı TBK"nin 237.maddesinde "Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.” şeklinde açıklanmıştır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz.
Somut olayda talep, tapulu taşınmazda haricen satışa dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Dosya kapsamından davacı tarafça geçerli bir satın alma olgusu az yukarıda izah edilen şekilde kanıtlanamadığına göre bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle ret karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK"un 438/son maddesi uyarınca birleşen davanın reddine ilişkin kararın gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Davalı-birleşen dosyada davacı ... vekilinin temyiz itirazları, asıl dosya yönünden yukarıda (1-b) nolu bentte yazılı nedenle, birleşen dosya yönünden yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hüküm fıkrasının (3) nolu bendindeki ""31/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte"" ibaresinin hüküm fıkrasından tamamen çıkarılması, birleşen dosyaya ilişkin olarak red gerekçesi değiştirilmek ve düzeltilmek suretiyle, HMK"nin 370/2. (HUMK"un 438/7) maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı-birleşen dosyada davacı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1-a) nolu bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 21.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.