8. Hukuk Dairesi 2018/14507 E. , 2019/5344 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ölüme Bağlı Mal Rejiminin Tasfiyesi ile Katılma Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ... vekili, davacı ile ... ... Şahin"in 1973 yılında evlendiklerini, murisin 2011 yılında vefat ettiğini, muris adına evlilik birliği içerisinde malvarlığı edinilmediğini açıklayarak, mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tespit edilecek alacağın davalılardan tahsilini talep etmiş, harcını yatırmak suretiyle sundukları 18.06.2014 tarihli dilekçeyle talep miktarını 45.162,00 TL olarak açıklamıştır.
Davalılar ..., ..., ... ve ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, verilen ilk kararda, davanın kısmen kabulü ile 43.389,2 TL"nin karar tarihinden itibaren faiziyle müteselsilen ve müştereken davalılardan tahsiline karar verilmiş, davalılar vekilince yapılan temyiz itirazı üzerine Daire"nin 2014/23594 Esas ve 2016/3710 Karar sayılı ilamıyla, tasfiyeye konu İşbankası"nda bulunan 72.763,99 TL"nin mirasçılar olan taraflarca miras payları oranında 27.10.2011 tarihinde bankadan çekilmiş olduğu dikkate alınarak bu değer üzerinden katılma alacağı hesabı yapılması gerekirken; bilirkişi raporu aldırılarak söz konusu para yönünden güncel faiz değerinin hesaplattırılıp, hesaplanan faizin katılma alacağının hesabına dahil edilmesinin hatalı olduğuna ve davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle davacı dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumlu olduğuna işaret edilerek hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile 40.847,00 TL"nin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davalılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava hakkında verilen karar yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, Yerel mahkeme Daire bozmasına uymuşsa da bozmanın gereğini tam olarak yerine getirmemiştir. Şöyle ki, bozma ilamında açıklandığı üzere her ne kadar davacı temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan ... ..."nin mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Başka bir anlatımla, mirasçılık sıfatına sahip olduğundan (TMK mad. 499), alacaklı ve borçlu sıfatı davacı sağ eş de kısmen birleşmiştir.
Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacı da dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar. Buna göre, somut olayda hüküm altına alınan tereke borcundan davacının da miras payı oranında sorumlu olduğu göz önünde bulundurularak temyiz eden davalıların miras payları oranında sorumlu olduğunun hüküm fıkrasında gösterilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın 1086 sayılı HUMK"un 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (2.) bentte açıklanan sebeple davalılar vekilinin temyiz itirazı yerinde görüldüğünden kabulüyle hüküm fıkrasının birinci bendi ilk satındaki "müştereken ve müteselsilen"" ibaresinin hüküm fıkrasından tamamen çıkarılmasına, yerine ""miras payları oranında"" ibaresinin yazılmasına, HMK"nin 370/2. (HUMK"nun 438/7) maddesi uyarınca hükmün bu bölümü düzeltilmiş şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA; diğer temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 21.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.