14. Hukuk Dairesi 2016/16802 E. , 2020/7502 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02/07/2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin murisi ...’nın 30.01.2008 tarihinde vefat ettiğini, terekesinin borca batık olduğunu ileri sürerek mirasın hükmen reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile ölüm tarihi itibariyle murisin terekesinin borca batık olduğundan davacının mirası hükmen reddettiğinin tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK"nin Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Öte yandan, davanın niteliği gereği davalı-alacaklıların, mirasbırakanın terekesinin borca batık olduğunu bilmemeleri, bilmelerinin de mümkün olmaması, terekenin borca batık olup olmadığına yapılan yargılama sonrasında karar verildiği durumlarda yargılama gideri ve harçtan davalıların değil davacıların sorumlu tutulması, davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekir.
Somut olaya gelince, davalı ... vekili, davacının kötüniyetli olduğunu, mirasbırakan ...’nın cezaevine girdiğini ve burada vefat ettiğini, mirasbırakanın kendi murislerinden intikal eden taşınmaz malları muris cezaevine girdikten sonra alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla ve ileride kendisine veya ailesine devredilmek üzere mirasbırakanın kardeşlerinin üzerlerine geçirdiğini, aradan uzun zaman geçince alacak davalarının takip edilmediğini düşünen kardeşlerin üzerlerindeki payları murisin eşi olan davacıya ev alarak iade ettiklerini, davacının ev alacak mesleğinin, birikiminin olmadığını ileri sürmüştür.
Mahkemece, mirasbırakanın kendi murislerinden intikal etmesi gereken taşınmaz olup olmadığı, davacının terekeyi benimseme anlamına gelecek eylem ve işlemlerde bulunup bulunmadığı araştırılmadan terekenin borca batık olduğunun tespitiyle mirasın hükmen reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Değinilen hususlar üzerinde durulmadan eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.