8. Hukuk Dairesi 2018/4127 E. , 2019/5365 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı, paydaşı olduğu 7000 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının yediemin deposu olarak davalılar tarafından bizzat, bir kısmının ise oto-yıkama servisi olarak kiraya vermek suretiyle kullanıldığını ileri sürerek kendi kullandıkları alan için ecrimisilin, kiraya vermek suretiyle kullandıkları alan için ise vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca kira bedellerinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., diğer davalının oğlu olduğunu, taşınmazın ölen eşi Saim tarafından yediemin deposu ve oto yıkama servisi olarak işletildiğini ancak eşinin ölümü üzerine yediemin deposu olarak kullanılan alanda bulunan araçların taşınmazın bir kenarına toplandığını, birçok defa müracaat etmesine rağmen sicilden terkinini sağlayamadığını, oto yıkama servisinin ise davacının oğluna kiralandığını ancak davacı taşınmazda paydaş olduktan sonra dava dışı oğlunun kira bedellerini babasına ödeyeceğine dair ihtar çektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazın davalılar tarafından kullanıldığı gerekçesiyle kira bedeli olarak 65.234 TL, ecrimisil olarak 7.467 TL olmak üzere toplam 72.701 TL"nin davalılardan faizi ile birlikte tahsiline dair verilen karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli, arsa nitelikli, 3.594 m² büyüklüğündeki taşınmazda davalı ..."ın 1125/14376 pay ile, annesi davalı ..."ın 375/14376 pay ile davacının da 721/3594 pay ile paydaş olduğu, taşınmazda taraflar dışında birçok paydaşın bulunduğu, taşınmazın bir kısmının yediemin deposu olarak davalılar tarafından kullanıldığı, bir kısmının ise araç yıkama servisi olarak davalılar tarafından 07.12.2007 tarihli sözleşme ile davacının oğluna kiralandığı, adı geçen tarafından davalılara davacı babasının taşınmazda paydaş olduğu nedeniyle kira bedellerini davacı babasına ödeyeceği beyanını içeren ... 13.Noterliğince düzenlenen 16.08.2008 tarihli ihtarnamenin gönderildiği, kiracı dava dışı Tuna ile davalılar arasında ... 8.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/573E sayılı dosyası ile kira bedellerine ilişkin alacak davası görüldüğü anlaşılmaktadır.
1. Bilindiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olayda; davacı, dava dilekçesi ile davalıların bizzat kullandığı taşınmaz bölümü için ecrimisil, kiraya vererek kullandıkları bölüm için ise vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca kira bedellerinin tazmini istemiş ise de; anılan isteklerin tümünün haksız kullanım bedeli olan ecrimisil isteği olduğu gözetilerek tüm uyuşmazlığın paydaşlar arasındaki ecrimisil isteği olarak görülerek yargılamanın sonuçlandırılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile uyuşmazlığın bir kısmının kira bedeli alacağı olarak görülmesi isabetsizdir.
2. Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki el atmanın önlenilmesinden ötürü ecrimisil isteyebilir. Ancak, o paydaşın payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı ya da kullanabileceği bir kısım yer varsa, açacağı el atmanın önlenilmesi ve ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Ne var ki; Mahkemece, davacı paydaşın taşınmazda çekişmesiz olarak kullanabileceği bir bölümün bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yapılmış değildir.
Hal böyle olunca, intifadan men şartının gerçekleşmesi halinde, yukarıda yazılı ilkeler gözetilerek, davacının, davaya konu taşınmazda kullandığı veya kullanabileceği çekişmesiz bir kısmın olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
3.Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Somut olaya gelince; davalıların yediemin deposu olarak bizzat kullandıkları alan için intifadan men edilmeleri gerektiği açıktır.
Ne var ki; davalıların kiraya vererek kullandıkları araç yıkama bölümü için taraflar arasında ihtilaflar bulunmasına rağmen bizzat yediemin deposu olarak kullandıkları alan için intifadan men edilip edilmedikleri irdelenmemiştir.
Hal böyle olunca; yukarıda yazılı ilkeler uyarınca, davalıların bizzat kullandıkları alan için davacı tarafından intifadan men edilip edilmediği üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
4. Davacı, 07.01.2013 tarihli dava dilekçesi ile davalıların taşınmazın bir kısmını yediemin deposu olarak kullandıklarını ileri sürmüş, davalılar ise yediemin deposu işinin mirasbırakandan kaldığını, sonlandırmaya çalıştıklarını ancak başaramadıklarını bunun sonucunda da yediemin olarak taşınmazda bulunan malların bir kenara toparlandığını savunmuşlardır.
Ne var ki; Mahkemece, davalıların savunması üzerinde durulmadığı, taşınmazın depo olarak kullanılan kısmında malların bir kısıma toplanıp toplanmadığı tespit edilmemiştir.
Hal böyle olunca; davalıların savunması gözetilerek depo olarak kullanılan alandaki eşyaların muhafaza altına alınması için taşınmazın bir kısmına toplanıp toplanmadığı, toplanmış ise ne kadarlık bir alanın kullanıldığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi de isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 21.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.