11. Hukuk Dairesi 2018/1975 E. , 2019/866 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 28/.../2017 tarih ve 2009/191-2017/1209 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ ....279 TL"nın altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanunun geçici .../.... maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra
dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin hissedarı olduğunu, diğer davalıların ise şirketin denetim ve yönetim kurulu üyeleri olduklarını, görevlerini yasaya uygun şekilde yerine getirmediklerini,haklarında çeşitli ceza ve hukuk davalarının açıldığını, şirketin hisselerini hile ve desise ile sattıklarını, bedelleri tamamen ödenmemiş paylar için hamiline yazılı senet çıkarılamayacağı halde davalıların hisse satışlarını yaptıklarını, anılan eylemleri nedeniyle müvekkilinin doğrudan ve dolayısıyla zarara uğramasına neden olduklarını ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirketteki paydaşlıkları ve paydaşlık oranın tesbiti ve tesciline, işbu tarihte yedlerinde bulunmayan yasal şartlara haiz senetlerin verilmesine, müvekkili için tesbit edilecek paydaşlık oranları doğrultusunda doğrudan ve dolaylı 5.500 YTL"sı zararın davalıların sorumlulukları nisbetinde davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının müvekkili şirketin ortağı olup, ellerinde hisse senetlerinin bulunduğunu, şirkete karşı ..."nın 329. maddesi hükmü uyarınca alacak davası açamayacaklarını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dolaylı zararını 500 TL, doğrudan zararını 5.000 TL olarak açıkladığı, ceza dava dosyalarında zamanaşımı nedeniyle düşürülme ve ortadan kaldırma kararları verildiği, davalı şirket yöneticilerinin işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin herhangi bir bilirkişi raporunun bulunmadığı, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması ile davacının ortak olduğu hususu davalı tarafça da kabul edilip bu hususta bir niza ya da çekişme olmadığından, ortaklığın tespitine karar verilmesine ilişkin dava açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına; davacı tarafça ileri sürülen sebeplerin doğrudan zarar kapsamında bulunmayıp doğrudan zarara ilişkin bir belirlemede bulunulmamış olmasına; dolaylı zarar bakımından da ancak bu zararın şirkete ödenmek üzere talep edilebilecek olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 06/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.