
Esas No: 2016/6253
Karar No: 2016/7989
Karar Tarihi: 20.09.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/6253 Esas 2016/7989 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından kasko sigortası himayesine alınan ... plakalı otomobile 04.06.2015 günü ... plakalı tırın çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkili şirkete sigortalı araçta kısmi hasar meydana geldiğini, 2.439,00 TL zarar tespit edilerek sigortalıya ödendiğini, ... plakalı aracın verdiği zarardan sorumlu olan Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosu"ndan zararın tazmininin talep edildiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek meydana gelen zarardan davalı ..."nun Yönetmeliğin 5.maddesi vd. gereğince sorumlu olduğunun tespitine ve 2.439,00 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, kararın kesinleşmesi ve istek halinde dava dosyasının görevli ... Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1472. (6762 sayılı TTK"nun 1301.) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın rücuen tahsiline ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nin 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunlu olmakla birlikte, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı ... Türk Ticaret Kanunu anlamında tacir olmasına karşın sigortalısı ... isimli gerçek kişidir. Bu durumda uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.