Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/27015
Karar No: 2016/3413
Karar Tarihi: 13.04.2016

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/27015 Esas 2016/3413 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Sanığın, milletvekilinin ismini kullanarak iş vaadiyle dolandırıcılık suçu işlediği iddiasıyla yargılandığı dava sonucunda mahkeme, sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkum edilmesine hükmetti. Ancak, sanık hakkındaki basit dolandırıcılık suçu yeterli şekilde araştırılmadığı gerekçesiyle hüküm bozuldu. Bu suç için TCK'nın 158/2 maddesi uyarınca, failin kamu görevlileriyle ilişkisi olduğunu ileri sürerek, belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin etmesi gerekiyor. Kamu görevlisinin gerçekten de var olup olmadığı veya o işi yapmaya yetkisi olup olmadığının bir önemi yok. Ancak nüfuzdan faydalanacağı söylenen kişinin kamu görevlisi olması gerekir. Kamu görevlisine gerçekten ve onun bilgisi içinde çıkar sağlanmış ise, eylem rüşvet suçunu oluşturacaktır.
15. Ceza Dairesi         2013/27015 E.  ,  2016/3413 K.
"İçtihat Metni"



MAHKEMESİ : . Ağır Ceza Mahkemesi

SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Sanığın katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık ve dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ve katılanlar A.., O.., T.., S.., O.. ve M.. vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 23/08/2009 -14/02/2010 arası yerine 01/01/2010 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Sanığın katılanlara dayısının milletvekili olduğunu ve siyasi çevresi aracılığıyla iş bulmayı vadettiği, bu kapsamda bir kısım paralarını aldığı iddia edilen olayda;
1-Sanık hakkında katılan T.., O.., M.., O.., B.., S.., D.. ve A.."e yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyizlerin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre, temyiz dışı katılan eniştesi olan milletvekili S.. A.."ın ismini ve vekillik ünvanını kullanmak sureti ile katılanlardan işe sokacağı vaadinde bulunup masraf ve benzeri ortak isimler adı altında her birinden para talep ettiği,katılanların zararına fakat sanığın kendisine haksız menfaat elde ettiği ve ardından irtibatı kopardığı, katılanları herhangi bir şekilde işe yerleştirmediği, katılanların içinde bulunduğu işsizliğe ilişkin zor şartlarından ve zaaflarından yararlanmak sureti ile kamu görevlileri ile ilişkisi olduğundan ve işe sokacağı vaadi ile aldatarak menfaat temin etmek sureti ile nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği gerekçesine dayanan kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın alınan paraların borç olduğuna ve asıl menfaat elde eden kişinin öldüğüne ve katılan vekilinin cezanın az verildiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık hakkında katılan A.."e yönelik basit dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizlerin incelenmesinde;
TCK"nın 158. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan bu düzenlemeyle, failin, kamu görevlileriyle ilişkisi olduğunu, onlar nezdinde hatırı sayıldığını ileri sürerek ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin etmesi nitelikli dolandırıcılık kabul edilmektedir. Suçun maddî unsuru, kamu görevlileri yanında hatıra sayıldığının, onlarla ilişkisi bulunduğunu iddia ederek, yapılacak aracılık karşılığında kamu görevlisine verilmek üzere, para veya başkaca menfaat almak, kabul etmektir.
Kamu görevlisi, TCK"nın 6. maddesinde tanımlanmış ve açıklanmıştır. Bu suçun meydana gelmesi için, suç konusunun resmî nitelikte bir iş olması ve failin kamu görevlileriyle ilişkisi olduğundan bahsederek dolandırıcılık eylemini gerçekleştirmesi gerekir. Faildeki ahlaki kötülüğün, yalnız başkalarını dolandırmakla kalmayıp, aynı zamanda kamu görevlilerini şüphe altına sokmasındaki vahameti, suçu nitelikli hâle getirmiştir.
Bu iddia yapıldığında, o kamu görevlisinin gerçekten var olup olmadığı, yada o işi yapmaya yetkili bulunup bulunmadığının bir önemi yoktur. Ancak nüfuzdan faydalanacağı söylenen kişinin kamu görevlisi olması gerekir. Kamu görevlisi sayılmayan bir kişiyle ilişkisinden dolayı bir yarar sağlanması halinde bu nitelikli hal uygulanmayacaktır. Kamu görevlisinin taraflarca tanınan ve bilinen bir görevli olması aranmaz. Asıl olan tarafların anladıkları ve anlattıkları memurun makam olarak belirlenebilen bir görevli olmasıdır. Failin mağdurdan sağladığı çıkarı …Başsavcısına, …kaymakamına, vereceğim şeklindeki beyanında Başsavcının, Kaymakamın kişi, makam ve görev olarak yeterince belirliliği bulunmaktadır. Failin, belirli bir memur yanında hatırı sayıldığından bahsedilmeksizin, bakanlardan, milletvekillerinden, hakimlerden tanıdıkları olduğu ve işi halledeceğini söyleyerek çıkar sağlanması halinde basit dolandırıcılık söz konusu olacak ve TCK"nın 158/2. maddesi uygulanamayacaktır.
Keza, failin, belli bir memur yanında hatırı sayıldığından söz etmeksizin kendisini kamu kurumunda görevli (müfettiş, genel müdür vb.) olarak tanıtıp müştekinin tayinini yaptırabileceğini söylemesi halinde eylemi, basit dolandırıcılık suçunu oluşturacaktır.
Kamu görevlisine gerçekten ve onun bilgisi içinde çıkar sağlanmış ise eylem rüşvet suçunu oluşturacaktır.
Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda;
Katılan A.. B.. soruşturma beyanında, sanığın kendisine . Parti .. Milletvekili S.. A.. ile akraba olduğunu, yakınlarımı işe yerleştirebileceğini söylediğini ve kendisininde çocukları için bir kısım evrakları hazırlayarak verdiğinde, sanığın bir kısım masrafları olacağını söyleyerek 18.000,00 TL aldığını, bu
olaya .. Kundura isimli işyerinin sahibi olan .. isimli şahsın tanık olduğunu, sanığın çocuklarının işini hallettiğini söylemesi üzerine 10.000 TL daha verdiğini, sanığın 2009 yılı Ağustos ayı sonlarında bir kısım hazır ihaleler olduğunu, bunları kendisine devredebileceklerini söylemesi üzerine elden 28.000 TL daha verdiğini beyan etmesine karşılık, duruşmadaki ifadesinde, sadece ihaleler nedeniyle önce 18.000,00 TL, sonrada 10.000,00 TL elden para verdiğini, ardından eşinin hesabı olduğunu sonradan öğrendiği bir hesaba parça parça olmak üzere yaklaşık 28.000,00 TL civarında olmak üzere yine para yatırdığını, bu şekilde farklı zamanlarda toplam 56.000,00 TL civarında para verdiğini beyan ettiği, mahkemece sanığın kamu görevlileri ile ilişkisi olduğundan ve çocuklarını işe sokacağı vaadi ile aldatarak menfaat temin edip etmediği yönündeki çelişkinin giderilmediğinin anlaşılması karşısında;
Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi için, katılanın ifadeleri arasındaki çelişkinin, kendisine açıklattırılmak ve katılanın çocukları ile tanık A.."ın bilgi ve görgüsüne başvurulmak suretiyle tesbit edilerek, nitelikli hal yok ise farklı zamanlarda menfaat temin ettiğinden, zincirleme basit dolandırıcılık suçunun oluşacağı, var ise basit ve nitelikli halin birleşerek farklı zamanlarda menfaat temin edilmesi nedeniyle zircirleme nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın ve bir kısım katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK.un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi