
Esas No: 2014/9232
Karar No: 2016/8116
Karar Tarihi: 26.9.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/9232 Esas 2016/8116 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın, davacıların oğlu olan ..."e çarpmasıyla oluşan kazada, davacıların çocuğunun yaralanıp kalıcı maluliyete uğradığını, zarara sebep olan araç tespit edilemediğinden zarardan davalının sorumlu olduğunu, davalıya yapılan başvuru üzerine açılan hasar dosyasında 46.144,00 TL. ödeme yapıldığını, ödemenin yetersiz olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacıların yaşı küçük çocuğu için 200,00 TL. kalıcı işgöremezlik tazminatının temerrütten işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, açılan hasar dosyasında aktüer raporuyla saptanan 46.144,00 TL. tazminatın davacılara ödendiğini ve ibraname alındığını, sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacıların dava konusu kazadan doğan tazminatları alıp davalıyı ibra ettikleri, ibranın borcu sona erdiren nedenlerden olduğu gerekçesiyle ibra nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, cismani zarara yol açan trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK"nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu
husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece re"sen dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; olay nedeniyle davalı tarafından davacılar vekiline ve davacılara ödeme yapılmış, taraflar arasında 25.06.2013 ve 02.05.2013 tarihli ibranameler imzalanmıştır. Eldeki davanın 21.11.2013 tarihinde açılmış olmasına göre, KTK"nun 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmediği görülmektedir. Öncelikle maluliyet tazminatı, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanmalı, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTK"nun 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmelidir. Şayet ödenmesi gereken maluliyet tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa da, davacılar tarafından daha önce verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilerek, davaya konu kaza nedeniyle oluşan zarar ve kusur durumlarının belirlenmesi için, işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 26.9.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.