22. Hukuk Dairesi 2016/6270 E. , 2019/5767 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının ödenmeyen işçilik alacaklarının tahsili amacıyla ... İcra Müdürlüğünün 2012/765 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı işverenin takibe haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, ayrıca borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının işyerinde 01.05.2009 tarihinden itibaren genel müdür, 27.07.2009 tarihinden itibaren de hem genel müdür hem de birinci derecede imza yetkili yönetim kurulu üyesi ve başkanı olarak çalıştığını, eldeki davanın ticaret mahkemesinin görev alanında olduğunu, iş mahkemesinin görevsiz olduğunu, ayrıca davacının şirketi zarara uğrattığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece yapılan yargılama neticesinde, “Davanın kısmen kabul kısmen reddine, ... icra dairesinin 2012/765 Esas sayılı takip dosyasındaki Davacının kıdem tazminatı olan 32.175,64 TL ile faiz miktarı 9.574,67 TL olmak üzere toplam 41.750,31 TL asıl alacağın yönünden itirazın iptaline takibin devamına, ücret yönünde 1.166,28 TL asıl alacağın itirazın iptaline takibin devamına, icra inkar tazminatının reddine” karar verilmiştir. Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 1.166,28 TL tutarındaki miktar, ücret alacağının işlemiş faiz miktarı olarak belirlenmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporunda işlemiş faiz olarak belirlenen miktarın, ücret alacağı olarak hüküm altına alınmasının gerekçesinin kararda açıklanmaması hatalıdır. Ayrıca kararın gerekçesinde “davalı taraf davacının ücret ödemelerini yaptığına ilişkin herhangi bir belge sunmamıştır” denildikten sonra, hükümde ücret yönünden 1.166,28 TL’nin hüküm altına alınması da gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturmaktadır. Mahkemece HMK’nın 297 maddesine aykırı karar olarak çelişkili ve infazda tereddüt yaratacak nitelikte karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.