4. Hukuk Dairesi 2016/16006 E. , 2019/742 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 27/12/2013 gününde verilen dilekçe ile kira mahrumiyetine ilişkin tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kira mahrumiyetine ilişkin tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, tapuda müvekkili adına kayıtlı bağımsız bölümün bulunduğu binanın, ... Projesi nedeniyle oturanların can güvenliğinin sağlanması amacıyla tahliye edilmesi gerektiğinin kat maliklerine bildirildiğini, müvekkilinin kendisine tebliğ edilen yazıyı dairesinde bulunan kiracısına göstermesi üzerine kiracısının Şubat 2010 tarihinde daireyi tahliye ettiğini, mahkemece davaya konu taşınmaza ilişkin kamulaştırma kararı verildiğini, kamulaştırma bedelini 2013 Eylül ayı içerisinde tahsil ettiğini, ... Projesinin yüklenicisi olan davalı ortaklığın diğer kat maliklerinin kira ve diğer giderlerini karşılamasına rağmen, müvekkilinin yoksun kaldığı kira bedellerinin ödenmesi talebini reddettiğini belirterek, evin boşaltıldığı tarihten kamulaştırma bedelinin tahsil edildiği tarihe kadar olan kira bedellerinin davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalılar vekili, müvekkili ortaklığın kat maliklerinin kira kayıplarını tazmin etmeyi üstlenmediğini, binada hangi nedenle olursa olsun fiili olarak ikamet edenlerin kendi rızaları ile binayı hızlı bir şekilde tahliye etmelerini sağlamak amacıyla yapacakları masraflara katkı sağlamayı taahhüt ettiğini, İmar Kanunu’nun 39. maddesi uyarınca boşaltılması gereken bir binanın esasen kiraya verilmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalının yüklenici olarak üstlendiği projenin aksamaması amacıyla davacının sahip olduğu daireye ilişkin tasarruf hakkının engellendiği, idari mahiyette bir çözümün sonucu olarak binada oturan ev sahiplerine kamulaştırma tamamlanıncaya kadar kira yardımı yapılması, binada bulunan kiracıların ise ilk ay kiralarının ödenmesine karşılık, evini kiraya veren davacının mahrum kaldığı kira gelirinin karşılanmamasının yerinde olmayacağı, fiilen binada oturanlara yapılan kira yardımının 3194 sayılı İmar Kanunu’nun
39. maddesi kapsamında bir yardım olduğu kabul edilse dahi davacı, kamulaştırma işlemi tamamlanmadan ve tehlike hali nedeniyle davalının talebi ile evinden çıkarılmış olduğundan, meydana gelen zararın tehlike halinin sorumlusu olan davalı tarafından karşılanması
gerektiği belirtilerek, benimsenen bilirkişi raporu uyarınca davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davaya konu taşınmazın acele kamulaştırma kararının 12/05/2004 tarih ve 25460 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulunun 2004/7255 sayılı kararıyla alındığı, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 7. maddesi uyarınca kamulaştırma kararının tapu siciline 20/11/2009 tarihinde şerh verildiği, ... 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/115 esas sayılı dosyasında kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının 29/03/2010 tarihinde açıldığı, kamulaştırma bedelinin Ulaştırma Bakanlığınca depo edilmesi üzerine kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı İdare adına tesciline 21/04/2013 tarihinde karar verildiği görülmektedir.
Yine dosya kapsamından Fatih Belediye Başkanlığınca düzenlenen 13/04/2010 tarihli rapora uygun olarak maili inhidam olduğu tespit edilen ve İmar Kanunu"nun 39. maddesi kapsamına alındığı anlaşılan davaya konu bina da dahil toplam 7 binanın malikleri tarafından güçlendirme çalışması yapılması, aksi taktirde binaların tahliye edilerek tünel yapım işleri tamamlanıncaya kadar kullanılmaması gerektiğinin belirtildiği, Ulaştırma Bakanlığınca tünel yapım çalışmaları nedeniyle yapı ve can güvenliği bakımından olumsuz bir durum ve projede aksama yaşanmaması amacıyla, kendi evlerinde oturanların kalıcı olarak yeni konaklama yerlerine tahliye edilmeleri ve kamulaştırma tamamlanıncaya kadar kendilerine kira ödenmesi, yerleşik kiracılarla ilgili olarak ise yine kalıcı olarak tahliyeleri ile yeni konaklama yerlerinin birinci ay kiralarının ödenmesine onay verilerek, bu konuda yüklenici Ortaklığa yetki verildiği, idari bir işlem olan maili inhidam kararının iptali için davacı tarafından idari yargıda dava açıldığı yönünde dosyada bir bilgi de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu bina İmar Kanunu’nun 39. maddesi kapsamında maili inhidam durumunda bir yapı olup, tehlike durumu yapı ve civarının boşaltılmasını gerektiriyorsa, mahkeme kararına lüzum kalmaksızın derhal tahliye edilmesi gerektiği açıktır. ... Projesi işvereni olan Bakanlığın verdiği yetki ile yapı ve can güvenliği bakımından binalarda oturanların bir an önce tahliyelerinin sağlanması amacıyla davalı yüklenici ortaklık tarafından yapıda fiilen ikamet edenlere maddi destekte bulunulması, yıkılacak derecedeki tehlike hali nedeniyle derhal tahliyesi gerekli binanın kiraya verilmesinin mümkün olmadığı dikkate alındığında, binada fiilen ikamet etmeyen davacının kiracısının aynı nedenle tahliye ettiği bağımsız bölüme ilişkin kira gelirinin karşılanması gerektiği sonucuna ulaşılamaz. Davacının davaya konu taşınmazının kamulaştırma bedelini de tahsil ettiğinin anlaşılmasına göre, davacının İmar Kanunu’nun 39. maddesi kapsamında kalan taşınmazına ilişkin bir kira mahrumiyeti söz konusu değildir.
Şu halde mahkemece, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, açıklanan yönler gözetilmeksizin yanılgılı gerekçeyle kısmen kabule karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/02/2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, özellikle davacının mülkiyet hakkına dayanması ve tehlike halinin de davalıların eylemleri nedeniyle ortaya çıkması, ayrıca kamulaştırma bedelinin alınmasına kadar kiradan yoksun kaldığının anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerektiği görüşünde olduğumdan, Değerli çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılmıyorum. 18/02/2019