
Esas No: 2014/5969
Karar No: 2014/4231
Karar Tarihi: 09.04.2014
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/5969 Esas 2014/4231 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ŞENKAYA KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2013
NUMARASI : 2003/59-2013/19
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Y. B. Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 45 parsel sayılı 4.918,60 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz zilyetlerinin zilyetliklerinin nizasız olmaması sebebi ile tarla vasfı ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı A.. D.. ve müşterekleri vekili, ile davacı İ.. Ç.. vekili kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ayrı ayrı dava açmış, çekişmeli taşınmazın kendi müvekkilleri adına tescilini talep etmişlerdir. Mahkemece davaların birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama sonunda davacılar A.. D.. ve müşterekleri vekili tarafından açılan davanın reddine, davacı İ.. Ç.. vekili tarafından açılan davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın İ.. Ç.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı İ.. Ç.. lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluştuğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. 3402 sayılı Kanun"un 14/1. maddesinde yer alan düzenlemeye göre tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan bir ya da birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. Somut olayda, çekişmeli taşınmazın kullanım durumunun belirlenmesi amacıyla yapılan 24.05.2005 tarihli keşifte mahalli bilirkişiler çekişmeli taşınmazın meradan açılmak sureti ile A.. D.. tarafından kullanıldığını bildirmiş, 27.12.2012 tarihli keşifte ise dinlenen mahalli bilirkişilerden bir kısmı çekişmeli taşınmazın İ.. Ç.. tarafından kullanıldığını beyan etmiş bir kısmı ise çekişmeli taşınmazın Mecit ve A.. D.. tarafından zilyet edildiğini bildirmişlerdir. Alınan bilirkişi ve tanık beyanları taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliği tam açıklamadığı gibi, mahkemece bu çelişki de giderilmemiş; başka bir ifade ile davacı yararına 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde de yer alan koşulların gerçekleşmiş olup olmadığı gereği gibi araştırılmamıştır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde çekişmeli taşınmazı ve evveliyatını iyi bilen üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve keşifte
usulünce hazır edilecek taraf tanıkları ile yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifle taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, kimin ne kadar süreyle ne şekilde zilyet olduğu zilyetlerin zilyetliklerine ara verip vermedikleri ve taşınmazın kullanım durumunun nizalı olup olmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, tespite aykırı sonuca varılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatı ile dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Diğer taraftan davacı İ.. Ç.. adına belgesizden tescil yapılıp yapılmadığı hususunda da usulünce araştırma yapılması gerekmektedir. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, 09.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.