Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9119
Karar No: 2016/8728

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/9119 Esas 2016/8728 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/9119 E.  ,  2016/8728 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalının Genişletilmiş Kasko Süper Oto Sigorta Poliçesi ile sigortaladığı davacıya ait aracın, davacının iradi olmayan davranışı ile gerçekleşen 16.08.2013 tarihindeki olayda hasara uğradığını, davalıya hasar ihbarı yapıldığını, davalının poliçe genel şartları gereği hasarın teminat dışı olduğu gerekçesiyle talebi reddettiğini belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL. tazminatın 27.08.2013 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, hasara yol açan olayın kaza olmadığını ve davacının kasıtlı davranışı ile gerçekleştiğini, davacının ifadesinde de aracını polislerin üstüne sürdüğünü ve onların ateş açtığını kabul ettiğini, KSGŞ A.5.5.6 maddesi gereği davacı sigortalının kasten sebep olduğu hasarın teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 10.000,00 TL"nin 10.09.2013 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, kasko sigorta poliçesi gereği tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı taraf, tazminat isteminin dayanağı olan davaya konu olayın, kaza olduğu ve davalının poliçe gereği tazminat ödeme yükümlülüğü bulunduğu iddiası ile dava açmış; davalı taraf, davacının kendi kasıtlı eylemi sonucu oluşan zararın poliçe teminatı kapsamında olmadığı savunmasında bulunmuş; mahkeme ise, davacıda bulunan bipolar bozukluk rahatsızlığı nedeniyle, eylem esnasında davacının iradi davranışı olmadığından zarardan sigortacının sorumlu olduğu yönündeki bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar vermiştir.
    Dosya kapsamındaki belgelere göre, davacının bipolar bozukluk denilen psikolojik rahatsızlığının bulunduğu ve bu rahatsızlık nedeniyle psikotik özellikli mani döneminde atak geldiğinde eyleminin anlam ve sonuçlarını algılama ile yönlendirme yeteneğinin bulunmadığı hususları, dava konusu olaya ilişkin ceza davasında alınan Adli Tıp Kurumu raporuyla saptanmış durumdadır. Ayrıca davacının, davaya konu olaydan önce gerçekleşen ve adli soruşturma konusu olan eylemleri nedeniyle, anılan rahatsızlığı gereği hakkında ceza verilmesine yer olmadığına hükmedildiği de sunulan belgelerden anlaşılmaktadır. Davacının bu sağlık probleminin, sürekli olmayıp dönem dönem alsa da davalı tarafından sigorta güvencesi altına alınmış olan aracı kullanım sırasında oluşabilecek riskleri ziyadesiyle artıracağı izahtan vareste olup, taraflar arasındaki poliçenin tanzimi sırasında davacının, rizikonun gerçekleşme ihtimalini artıran bu rahatsızlığı konusunda davalı sigortacıya bildirimde bulunduğuna dair bir delil bulunmamakta, sigortacı tarafından sözleşmeden cayıldığı sözleşmenin geçersiz olduğu da savunulmamıştır.
    Dava tarihi ve davaya konu tazminat istemine yol açan riziko tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK"nun 1435 vd. maddelerinde (eski TTK 1290-1291. md.); sigorta ettirenin, poliçe tanziminden önce mevcut olup da sigortacının durumunu ağırlaştıran sebepler konusunda doğru bilgi verme yükümlülüğüne uymaması hali ve bunun sonuçları düzenlenmiş bulunmaktadır. TTK"nun 1439/2. maddesi "Rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen
    primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder" düzenlemesini benimsemiştir. Bu düzenlemeye paralel düzenleme, Kasko Sigortası Genel Şartları"nın C.2.3. maddesinde "Sigorta ettiren ve/veya sigortalının kasdı bulunmadığı durumlarda riziko, sigortacı durumu öğrenmeden önce veya sigortacının cayabileceği ya da caymanın hüküm ifade etmesi için geçecek sürede gerçekleşirse, sigortacı tazminatı tahakkuk ettirilen prim ile tahakkuk ettirilmesi gereken prim arasındaki orana göre öder" şeklinde yapılmıştır.
    Anılan tüm bu düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacıda bulunan bipolar bozukluk olarak ifade edilen rahatsızlığın, poliçe tanziminden en az üç ay öncesindeki dönemde mevcut olduğu ve davacının bu rahatsızlığını bildiği, sigortacı için şartların ağırlaşmasına neden olan bu durumun davalı sigortacıya bildirilmediği, ancak bu bildirimsizliğin davacı açısından kast boyutunda değerlendirilmesinin mümkün olmayacağı, davacının iradi hareket edebilme yeteneğinin azaldığı psikotik mani dönemindeki eylemleri sonucu rizikonun gerçekleştiği hususları gözetildiğinde; TTK"nun 1439/2. maddesi gereği, rizikonun gerçekleşme ihtimalini kuvvetlendiren davacının rahatsızlığının sigortacı tarafından bilinmesi halinde ödenmesi gereken prim ile ödenmiş olan prim arasında oranlama yapılarak (proporsiyon hesabı) tazminat miktarının belirlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
    peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10/10/2016 gününde Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    1-Dosya içinde mevcut ... Üniversitesi Sağlık Kurulu"nun 04.12.2013 tarihli raporuna göre Bipolar Bozukluk (Manik Epizod) rahatsızlığı davacıda 2013/Şubat sonu itibariyle başlamıştır. Davacı 20.05.2013 tarihinde davalı ile sigorta akdi yapmış, 20.01.2014 tarihinde de bu davayı açmıştır. Poliçenin yapılması ve davanın açılmasından sonra düzenlenen 18.06.2014 tarihli sağlık kurulu raporuna göre ise davacı akıl hastalığı nedeniyle ceza ehliyetine haiz değildir.
    TMK"nun 14-15.maddeleri gereğince ayırt etme gücünden yoksun tam ehliyetsiz kişiler, hukuka uygun eylemleriyle hak kazanıp borç yüklenemezler. Bu kişilerin her nasılsa kurduğu işlemde temelli hükümsüz (batıl) sayılır.
    Bu durumda evvelemirde davacıya vasi tayini gerekip gerekmeyeceği, bu davayı kendisinin bizzat açabilip açamayacağı hususu üzerinde durulması gerekir. Ayrıca, davacının poliçenin tanzimi esnasında ayırt etme gücünden yoksun olup olmadığı da incelenerek sözleşmenin batıl olup olmadığı husus da değerlendirilmelidir.
    Bu nedenle öncelikle mahkemece verilen kararın bu yönlerden bozulması gerektiği kanaatindeyim.
    2-Ayrıca, davacı 13.08.2013 tarihinde aracını polislerin üzerine sürmüş ve bu olay nedeniyle zarar gören aracının hasarını bu davada talep etmiş ise de aynı olay nedeniyle ceza mahkemesinde yargılanmış ve fiilinin anlamını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinden yoksun olması nedeniyle hakkında ceza tertibine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu durumda, davacı hak kazanıp borç yüklenemeyeceği için hukuka aykırı eyleminden sorumlu değildir ve kasıtlı olarak mala zarar verdiği de söylenemez. Kaldı ki KTKS Genel Şartları"nın A.1 maddesi gereği fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar teminat kapsamındadır.
    Bu nedenlerle Sayın Çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyorum.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi