17. Hukuk Dairesi 2014/17002 E. , 2016/8797 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : 1-...
2-...
3-...
4-...
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11.10.2016 Salı günü davacı vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av.... ile davalı ... geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, davalı borçlular .... dava konusu taşınmazlarını diğer davalı ...’ya devrettiklerinden bu tasarrufların iptalini istemiştir.
Davalı borçlular vekilleri, davanın zamanaşımına uğradığını, alacağa ilişkin ilamın kesinleşmediğini satışın muvazaalı olarak yapılmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ..., dava konusu taşınmazı yatırım amaçlı olarak aldığını bir süre kira elde ettiğini kiraların ödenmesinde sıkıntı yaşayınca sattığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı ile davalı borçluların görüşmesi sırasında alacağını alamayacağını söylemesi, anlaşma sağlanamayınca taşınmazı ellerinden çıkardıkları, davalı
...
... satış bedelini ödediğini gösteren bir delil ibraz edememiş olması karşısında yapılan işlemlerin mal kaçırma amacı ile yapıldığının anlaşıldığı,taşınmazların dava dışı şahsa satıldığından davanın bedele dönüştüğü davacının talebi ile bağlı kalınarak 126.990,00 TL"nin davalı ...’dan tahsiline diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri, tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması,borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması,iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
...
2016/8797
Somut olayda,davalı borçlulardan sadece...adresinde haciz yapılmış ve tutulan tutanak İİK’nun 105 niteliğinde geçici aciz belgesi niteliğinde ise de diğer borçlu adreslerinde yapılmış haciz ve alınmış bir aciz belgesi bulunmamaktadır. Bu durumda davalı ....dışındaki davalılar yönünden dava ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Davalı .... davalı ... ile yaptığı tasarrufla ilgili olarak ise, ivazlar arasında fahiş fark olmadığı gibi davalı ...’nın borçlunun mali durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu ispat edilmemiş olup, borçlunun bu amaçla hareket etmesi bir başka deyişle kötü niyeti yeterli olmayıp üçüncü kişinin bu amaçtan haberdar olduğunun ispatı gerekir. Davalı ...’nın İİK’nun 280.madde kapsamında davalılar ile akraba olduğu iddia ve ispat edilmediği gibi borçluları tanıdığı ve mali durumlarını bildiği veya bilmesi gerektiği de somut deliller ile ispat edilmemiştir. Tapu yazılı belge niteliğinde olduğundan burda yazılı olan bedelin davalı üçüncü kişi tarafından ödendiği kabul edilmeli, aksi iddianın ileri süren tarafından ispatı gerekirken anılan davalıya usule aykırı olarak ispat külfeti yüklenerek, bedeli ödediğini ispatlayamadığı gerekçesi ile reddi isabetli değildir.
Bu durumda davalı ... yönünden de davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."a verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar ....yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 11/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.