Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/17056
Karar No: 2016/8799

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/17056 Esas 2016/8799 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/17056 E.  ,  2016/8799 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar ve asli müdahil vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11.10.2016 Salı günü davacılar ve davalılar ile asli müdahil tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    -K A R A R-

    Davacı alacaklılar vekili, borçlu davalı ... Peyzaj Pazarlama Tic.Ltd.Şti. aleyhine açılan işçilik alacakları ile ilgili olarak dava da aldıkları ilamlarla ilgili olarak borçlu şirket hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazlarını diğer davalı ...’e devrettiğini belirterek, tasarrufun iptaline karar verilmesin talep etmiştir.
    Davalı borçlu şirket vekili, müvekkili şirketin alacaklarını tahsil edemediğinden davacılara olan borcunu ödeyemediğini, dava konusu taşınmazların gerçek malikinin ... olduğunu, ancak mevzuat gereği taşınmazları alamadığından inanç sözleşmesi ile şirket adına tescil edildiğini, taşınmaz bedellirinin anılan şahıs tarafından ödendiğini, sonradan tapuları üzerine almak istediğinde, şirket müdürü olarak tapuları üzerine alamayacağı, 3.kişi adına olması gerektiği bildirilince
    yakın arkadaşı ve güvendiği davalı ...’e 30.03.2009 tarihli inanç sözleşmesi ile devredildiğini, mal kaçırmanın söz konus olmadığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin tapuda taşınmazların maliki olarak görünse de gerçek sahibinin ... olduğunu, inanç sözleşmesi ile müvekkili adına tescil edildiğini mal kaçırma amacının söz konusu olmadığını, mevzuatın getirdiği engeller nedeni ile bu işlemin yapıldığını belirtimiştir.
    Asli müdahil ... vekili, dava konusu taşınmazların gerçekte müvekkiline ait olduğunu, inanç sözleşmleri ile önce şirket adına sonra da diğer davalı adına tescil edildiğini, murazaanın men-i ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
    Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı alacaklılar tarafından işçilik alacaklarına ilişkin olarak takip yapıldığını, borçlu şirketin aciz halinde olduğunu borcun doğumundan sonra dava konusu taşınmazların üçüncü kişi ... adına satış yapıldığı, borçlu şirket yetkilisi ile anılan şahsın birbirlerini tanıdıkları, borçlunun mali durumunu bildiği, ivazlar arasında aşırı fark olduğundan bahisle davacıların davanın kabulüne asli müdahilin inanç sözleşmesi ile ilgili iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile reddine karar vermiş; hüküm, davalılar vekilleri ve asli müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması,borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması,iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
    Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Bu tür davalar İİK’nun 281.maddesine göre basit yargılama usulüne göre bakılır. Asli Müdahil ... vekili, dava konusu taşınmazların gerçekte müvekkiline ait olduğunu, inanç sözleşmeleri ile önce borçlu şirket adına daha sonra da Ethem adına geçtiğini, taşınmazların mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunun tesbiti ile yine müvekkili adına tapuya tescilini istemiştir. Bu hali ile asli mühahille ilgili uyuşmazlık inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescildir. Asıl dava olan tasarrufun iptali davası ile asli müdahil tarafından açılan davaların yargılama usulleri ve inceleme merciileri farklı olduğundan her iki uyuşmazlığın birlikte görülmesi mümkün değildir.
    Bu nedenlerle öncelikle,asli müdahil tarafından açılan inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmeli, daha sonra tasarrufun iptali davasında bekletici mesele yapılarak, asli müdahilin davasının sonucuna göre tasarrufun iptali davası hakkında bir karar verilmelidir.
    Mahkemece,bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykıdır.
    2.Kabule göre ise, Tasarrufun iptali davalarında, tasarruf konusu olan şeyin değeri ile takip konusu alacak miktarından hangisi düşük ise o değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken fazla olan taşınmaz değeri üzerinden hükmedilmesi de hatalı olmuştur.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar ve
    Asli Müdahil ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ve Asli Müdahil ..."e geri verilmesine 11.10.2016 günü oybirliğiyle karar verilmiştir.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi