17. Ceza Dairesi 2020/3985 E. , 2020/4049 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Muhafaza görevini kötüye kullanma
HÜKÜM : Beraat
Yerel mahkemece sanık hakkında muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü;
1- Dosya kapsamına göre; katılanların murisi olan alacaklı ..."nın borçlu-sanık ... aleyhine Menemen İcra Müdürlüğünün 2013/3520 Esas sayılı dosyası üzerinden 17/12/2013 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yoluna başvurduğu, alacaklının İİK"nın 78. maddesi 2. fıkrasında düzenlenen "ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık kanuni süre" içerisinde 21/01/2014 tarihinde haciz talep ettiği, 13/02/2014 tarihinde borçlu- sanığın ahırında 2 adet büyük baş hayvan ile ilgili menkul haczi yapıldığı ve yedieminlik görevinin hukuki ve cezai yükümlülükleri ihtar olunarak mahcuz malların borçlu- sanığa teslim edildiği, borçlu - sanığın 5 günlük itiraz süresini geçirdikten ve icra takibi kesinleştikten sonra Menemen İcra Hukuk Mahkemesine 2014/20 Esasa kayden borca itiraz davası açtığı, duruşmada davacı- borçlu ile davalı- alacaklının anlaştıklarını beyan ettikleri, ancak anlaşmanın içeriğine yönelik şifahen açıklamada bulunmadıkları gibi yazılı bir belge de ibraz etmedikleri, anlaşma ile ilgili yazılı belge düzenlenmediği hususunun borçlu- sanığın kabulünde olduğu, 15/04/2014 tarihinde borca itiraz davasının borçlu - sanığın feragat beyanı doğrultusunda red kararı ile neticelenmesinden sonra 12/05/2014 tarihinde alacaklının satış talep ettiği, haczedilen menkul malların satışının İcra ve İflas Kanununun suç tarihinde yürürlükte olan 106 ve 110. maddelerinde düzenlenen "6 aylık kanuni süre" içerisinde istendiği, 06/06/2014 tarihinde muhafaza haczi için adrese gidildiğinde borçlu - sanığın alacaklı ile anlaştığını, davadan feragat ettiğini, bu yüzden inekleri sattığını beyan ettiği, borçlu - sanık hakkında muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan ihbarda bulunulduğu, sanığın aşamalardaki savunmalarında alacaklının takibe dayanak yaptığı senet bedelini büyükbaş hayvan vermek suretiyle alacaklıya ödediğini, buna rağmen alacaklının bedeli ödenmiş senedi icra takibine koyduğunu, borca itiraz davası açtığını, ancak duruşma öncesi alacaklı ile 5.000,00 TL meblağın ödenmesi hususunda uzlaştıklarından davasından feragat ettiğini, 5.000,00 TL borcu alacaklıya ödemediği gibi mirasçılarına da ödemediğini, alacaklı ile anlaşması nedeni ile kendisine yasal yükümlülükleri hatırlatılarak teslim edilen 2 adet ineği sattığını savunduğu, alacaklının vefatı nedeni ile katılan sıfatı alan kanuni mirasçıların sanığın savunmasında belirttiği koşullarda yapılan bir anlaşma hakkında bilgi sahibi olmadıklarını, murislerinden bu şekilde bir anlaşma yapıldığını duymadıklarını ve sanığın savunmasını kabul etmediklerini beyan ettikleri anlaşıldığından;
Takibe konu alacağın kambiyo senedinden kaynaklanması nedeniyle borcun tamamen veya kısmen ödendiği / sona erdiği iddialarının 6100 sayılı HMK"nın 201. maddesi gereğince yazılı yada yasal delil ile kanıtlanması zorunluluğu bulunmasına karşın sanık- borçlunun soyut iddiasını doğrulayıcı herhangi bir delil ve olguya dayanmadığı, sanık savunmasının aksine, borca itiraz davasının feragat nedeni ile red edilmesinden sonraki tarihte alacaklının satış talebinde bulunduğu, kaldı ki sanık- borçlunun 5.000,00 TL borçlu olduğu hususunda alacaklı ile anlaştıkları savunması esas alındığında dahi anlaşma sağlanan borç miktarını da alacaklıya veya mirasçılarına ödemediği ikrarı karşısında, yasal yükümlülükleri hatırlatılarak yediemin sıfatı ile kendisine teslim edilen 2 adet büyükbaş hayvanı satmak suretiyle teslim amacı dışında tasarrufta bulunması şeklinde gerçekleşen eylemin iyiniyetli, haklı ve makul olarak değerlendirilemeyeceği, öte yandan icra takibinin kesinleşmesinden ve kanuni sürenin geçmesinden sonra sanık - borçlunun açtığı borca itiraz davasında, alacaklı ve borçlu tarafın aralarında anlaştıklarını beyan etmelerinin ve borçlunun borca itiraz davasından feragat etmesinin alacaklı aleyhine yorumlanmasına hukuken mümkün olmayıp bu davadan feragat edilmesinin alacaklı lehine bir hukuki durum oluşturduğu, icra takibinin hukuken geçerli olduğu, haciz ve satış taleplerinin kanuni süresi içerisinde gerçekleştiği de gözetildiğinde, sanığın atılı suçtan mahkumiyeti yerine delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek beraatine karar verilmesi,
Kabule göre de;
2- Davaya katılma talebi kabul edilmesine rağmen gerekçeli karar başlığında ..."in adının yazılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, katılanlar ..... ... ve ... vekilinin temyiz talebi bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 16/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.