11. Ceza Dairesi 2017/6253 E. , 2020/2453 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
I- Sanık hakkında başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafınin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamada, toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, temel cezayı teşdit gerekçesi ile cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz nedenlerinin reddiyle hükmün ONANMASINA,
II- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafınin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafinin diğer temyiz nedenlerinin reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanabilmesi için "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" gerektiği, sahte belgelerin farklı tarihlerde düzenlendiğine dair delil bulunmayıp, suçun aynı anda işlendiğinin kabul edilmesi gerekliliği karşısında zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden, sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkrasından 5237 sayılı Kanun’un 43. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümler çıkartılarak, sonuç cezanın "2 yıl 6 ay" hapis cezasına indirilmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.