17. Hukuk Dairesi 2014/12400 E. , 2016/9002 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın sürücüsü olan davacının oğlunun tek taraflı kazada öldüğünü, muris kazada kusurlu ise de davacının 3. kişi konumunda olması nedeniyle davalının oluşan zarardan sorumlu olduğunu, murisin ölümüyle farazi desteği olan oğlunu kaybeden davacının maddi zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının, davalının temerrüt tarihi 29.05.2013 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 12.02.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 44.648,75 TL"ye yükselterek bu bedelin tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, kaza yapan aracın trafik sigortacısı olduklarını, davacının desteğinin araç sürücüsü olması ve kazada kusurlu olması nedeniyle davacının zarar talebinden sorumlu olmadıklarını, avans faizi talebinin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 44.648,75 TL. destekten yoksun kalma tazminatının davalının temerrüt tarihi olan 29.05.2013"ten işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
...
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Trafik kazasında yakınını kaybeden davacının maddi tazminat istemine ilişkindir.
BK"nun 53. maddesi gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yoksun kalınan gerçek destek miktarının tespit edilebilmesi için öncelikle desteğin sağlığında elde ettiği net gelirin doğru saptanması icap eder. Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır.
Dava dilekçesinde, desteğin sağlığında yaptığı iş ve elde ettiği gelir konusunda herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır. Desteğin işi ve geliri konusunda, dosyada bulunan tek delil, kolluk güçleri tarafından düzenlenen sosyal ekonomik durum araştırma raporu olup bu raporda, desteğin ölmeden önce Bülent Küçük adlı kişinin yanında çalışıp 1.700,00 TL. gelir elde ettiği şeklinde tespit yapıldığı görülmektedir.
Mahkemece hükme esas alınan 10.02.2014 tarihli hesap bilirkişisi raporunda, desteğin asgari ücretin 2,29 katı üzerinde gelir elde ettiği kabul edilerek hesaplama yapılmış; gelirin belirlenmesinde ise kolluk tarafından düzenlenen tutanak esas alınmıştır.Yapılan gelir hesabı hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Mahkemece, desteğin ölmeden önce yaptığı iş ile tazminata esas gerçek ve düzenli gelirinin belirlenmesi bakımından, kapsamlı kolluk araştırması yaptırılması, ... kayıtları getirtilerek geçmiş yıllarda ne kadar çalıştığı, ne
...
kadar gelir elde ettiği ve bununla ilgili bildirimler araştırıldıktan sonra, desteğin net şekilde saptanan geliri üzerinden davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının miktarı konusunda ek rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17.10.2016 gününde Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
(Karşı oy)
KARŞI OY
Dava, trafik kazası sonucu desteğin ölümü nedeniyle uğranılan zararın işletenin .... şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Davalı ... şirketi kusursuz sorumlu olan işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenmiştir. Kusursuz sorumluluk hallerinde de tazminat tayin edilirken aksi belirtilmedikçe Borçlar Kanunu"nun kusura dayanan sorumluluk (TBK 49-76. md.) hükümleri uygulanır. Bu nedenle tazminatta indirime sebep olabilen TBK 51-52.maddeleri kusursuz sorumluluk hallerinde takdir edilecek tazminatlarda da indirim sebebi olabilecektir. Nitekim KTK"nın 86/2 maddesinde de işletenin sorumluluğuna bağlı olarak tazminat taktir edilirken zarar görenin kusurunun indirim sebebi olarak nazara alınacağı hükme bağlanmıştır. Destek tazminatı, destek olan adına ileri sürülen bir talep olmayıp bağımsız bir talep ise de bizzat ölenin tazminat talep etmiş olması halinde ortaya çıkacak
...
hukuki sonuçtan daha farklı bir hukuki durum yaratılamayacağından desteğin fiil ve davranışları, TBK 51 ve 52.maddeleri gereğince destek görenlerin tazminat talepleri bakımından gözönünde bulundurulmalıdır. Zarar gören destek, kendisi tazminat talep etme imkanına sahip olsaydı kusur sebebiyle tazminatta indirim yapılacak idiyse, destek görenler lehine takdir edilecek tazminatta da indirim yapılmalıdır. Nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri de etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin tazminattan indirime sebep olacak davranışları da aynı şekilde destek görenlere yansır. Müterafik kusurun nazara alınmasının, destek tazminatının miras hukukundan bağımsız olmasına dayandırılması doğru olmamaktadır. Zira destek, kendi kusurlu hareketi ile ölümüne sebebiyet vermiş ise bu eylem hukuka aykırı olmadığı gibi teknik anlamda kusurda sayılmadığından ölümünden sorumlu tutulamayacak desteğin, destek olduğu kişilere karşı sorumluluğunun devam ettirilmesi anlamına gelir. Bu da destek görenlerin, mirasçılara karşı da bu talep hakkını yöneltmelerine imkan vermek gibi bir sonuca gider.
Bu nedenlerle ister bizzat mağdur, isterse ölümü halinde diğer hak sahipleri bu haksız fiilden dolayı tazminat talep ettiklerinde, tazminat miktarının belirlenmesinde mağdurun (desteğin) müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiği kanaatinde olduğumdan Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.