
Esas No: 2016/18205
Karar No: 2021/469
Karar Tarihi: 25.01.2021
Danıştay 4. Daire 2016/18205 Esas 2021/469 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/18205
Karar No : 2021/469
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : .... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Makina Elektrik Döküm Model Metal İnşaat İmalat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ila … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının ortağı olduğu şirketin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin şirketin bilinen adresine tebliğ edilemediğine ilişkin 213 sayılı Kanunun 102. maddesine uygun olarak yapılmış bir tespitin bulunmadığı, şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin posta yoluyla veya memur eliyle tebliği, usulüne uygun şekilde gerçekleşmediğinden, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin ilanen tebliğinin de usulüne uygun şekilde yapılmadığı, bu durumda, davacıdan tahsiline çalışılan ihtilaf konusu amme alacaklarının, öncelikle asıl borçlu şirketten tahsili amacıyla şirket adına usulüne uygun şekilde düzenlenip tebliğ edilen ödeme emirlerinin varlığı ortaya konulmadan, davacının takibi mümkün olmadığından, şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Asıl borçlu şirkete ait vergi borçlarının ödenmediği, mal varlığı araştırtması sonucunda borcun şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığı, tahsil zamanaşımı koşullarının gerçekleşmediği, ödeme emrine itiraz sebeplerinin bulunmadığı, davacının iradesi dışında ortak yapıldığı iddiasına itibar edilemeyeceği, dava konusu ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesinde limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları, 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün (olay tarihinde yürürlükte olan haliyle 7 gün) içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı ve 58. maddesinde, kendilerine ödeme emri tebliğ olunanların, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı hakkında itirazda bulunabileceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Tebliğ Esasları" başlıklı 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikaların ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, aynı Kanunun "Tebliğ Evrakının Teslimi" başlıklı 102. maddesinin olay tarihinde yürürlükte olan halin de de, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerine yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, son fıkrasında da, yukarıdaki fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyeti taahhüt ilmuhaberine yazılarak tarih ve imza vazedilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tespit olunacağı, aynı Kanunun 103. maddesinin olay tarihinde yürürlükte olan halinde ise, muhatabın adresi hiç bilinmezse, muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilan yoluyla yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ödeme emirleri içeriği vergi borçlarına ilişkin olarak şirket ortağı sıfatıyla davacının sorumluluğuna gidilmeden önce, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinden … sayılı ödeme emrine ilişkin olarak düzenlenen 16/04/2010 tarihli tebliğ alındısı ve 11/12/2009 tarihli adres tespit tutanağı ile şirketin adresten taşındığı ve yeni adresinin bilinmediği hususunun memur ve ifade sahibinin imzasıyla tespit edildiği, yine asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinden … sayılı ödeme emrine ilişkin olarak düzenlenen 25/12/2010 tarihli tebliğ alındısı ile de adreste başka bir mükellefin faaliyette bulunduğu hususunun memur ve anılan mükellefin imzasıyla tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin ilanen tebliği için kanunun aradığı şartların oluştuğu görüldüğünden, diğer hususlar yönünden de (asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirleri ve bunların ilanen tebliğine ilişkin belgelerde yer alan vergi borçlarının davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde yer alan vergi borçlarını kapsayıp kapsamadığı, mal varlığı araştırması yapılıp yapılmadığı, tahsil zamanaşımı koşullarının bulunup bulunmadığı vs.) değerlendirme yapılmak üzere, yazılı gerekçeyle verilen Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/01/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.