8. Hukuk Dairesi 2011/321 E. , 2011/277 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
... ile...aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Ankara 7.Aile Mahkemesinden verilen 30.12.2009 gün ve 611/1649 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili; davalı adına kayıtlı bulunan 6912 ada 10 parselde 7 numaralı daire ve 451 ada 1 nolu parsel sayılı dağ evinin evlilik birliği içinde vekil edeninin katkılarıyla satın alındığını, ½ katkı payı alacağından dolayı 60.000,00 TL.nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu 6912 ada 10 parselde kayıtlı 7 numaralı dairenin evlenmeden önce 28.12.1990 tarihinde satın alındığını, 451 ada 1 nolu parsel sayılı dağ evini müvekkilinin babasından kalan taşınmazların satışından elde edilen miras payı ile müvekkilinin teyzesinin katkısı ile alındığını, davacının taşınmazların satın alınmasında herhangi bir katkısının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle 40215 TL. katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, karar verilmesi üzerine; hükmün redde ilişkin bölümü davacı vekili ve kabule ilişkin bölümü de davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 15.02.1991 tarihinde evlenmişler, 19.07.2002 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hüküm 28.11.2002 tarihinde kesinleşmekle evlilik birliği son bulmuştur.TMK.nun 225.maddesinin 2.fıkrasına göre evliliğin boşanma ile sona erdirilmesi durumunda, eşler arasında mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle son bulur. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK.nun 170.maddesi gereğince mal ayrılığı, bu tarihten boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
Dava konusu 6912 ada 10 parselde kayıtlı 7 numaralı daire tarafların resmi olarak evliliklerinden önce, nişanlılıkları döneminde satın alınarak davalı adına tapuya tescil edilmiş ise de, aşağıdaki paragrafta açıklandığı üzere bu taşınmazın yarısına ait bedelin tarafların evlilikleri sırasında 1991-1992 yıllarında yapılan taksit ödemeleri tarihi ile dava konusu 451 ada 1 nolu parsel sayılı taşınmazın satın alındığı tarihte eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlığın, Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekir. Buna göre, eşlerin birbirlerinin mal varlıklarının edinilmesine maddi katkılarının kanıtlanması durumunda, katkı oranında alacak hakkı doğar.
Dava konusu taşınmazlardan 6912 ada 10 parselde kayıtlı 7 numaralı daire 28.12.1990 tarihinde, tarafların evlendikleri 15.02.1991 tarihinden 1 ay 17 gün önce satın alınarak davalı ... adına tapuya tescil edilmiştir.Ancak, dava dosyası içinde yer alan; 27.02.1991 tarihli ... Emek Şubesine davalı tarafından yapılan 3 milyon lira senet tahsiline dair dekont suretinde "evin senet makbuzu" yazılı olup, yine davalının kendi el yazısı olduğunu kabul ettiği notlarda da tarafların evlendikleri tarihten sonra önce 3 milyon lira , daha sonra 4 milyon lira paranın "ev" ödemesi adı altında her ay düzenli olarak kayıt edildiği ve ödendiği anlaşılmaktadır.Davacı tanıklarından bu taşınmazı satan müteahhit Hüseyin Hacı Abdullahoğlu ve ..."in beyanlarından da; tarafların nişanlılıkları döneminde evlenmelerine kısa bir süre kala ve taşınmaz inşaat halindeyken müteahhit Hüseyin Hacı"dan pazarlık suretiyle satın alındığı taşınmazın yarı parasının peşin ödendiği, kalan kısmın da bono karşılığı taksitler halinde ödemeye devam edildiği, aylık taksitler halinde ödenen yarı payın davacı ve davalı tarafından birlikte ve ortak ödenerek borcun evlilik sırasında kapatıldığı ve peşin ödenen yarı payın da davalının evlenme tarihinden önce peşin ödediği kişisel malı olduğu anlaşılmaktadır. Hukukçu bilirkişinin raporunda da kabul edildiği üzere, bu taşınmazın satış bedelinin yarısının taraflar tarafından evlilikleri sırasında birlikte ödendiği ve taşınmazın yarı payında davacının katkı payı alacağı bulunduğu tüm dosya kapsamından anlaşıldığına göre, davacı vekilinin bu taşınmazın satış bedelinin tamamının birlikte ödendiği ve davalı vekilinin tamamının vekil edeni tarafından ödendiğine yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, evlendikleri günden beri Öğretim Görevlisi olarak çalıştıkları düzenli ve birbirine yakın gelirlere sahip oldukları dosya arasına getirtilen çalışma ve ücretlere ilişkin belgelerden anlaşılan tarafların, dava konusu taşınmazların satın alınma ve ödeme tarihine kadar geçen döneme ilişkin bulunan uyuşmazlıkta, davalının murisinden kalan taşınmazın satışından hissesine düşen paranın taşınmazların satın alındığı ve taksitlerin ödendiği tarihlerde alınmadığı, davalının teyzesinden alınan para ile ilgili kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, davalı kocanın 743 sayılı TKM’nin 152. maddesi uyarınca aileyi geçindirme yükümlülüğüde dikkate alınarak dava konusu taşınmazlarının edinilmesinde davacının katkı payının % 50 oranında olduğu ve dosya içeriğine uygun düşen bilirkişi raporları esas alınıp dava konusu taşınmazların dava tarihindeki değerleri dikkate alınarak katkı payı alacağı hukukçu bilirkişi raporuyla hakkaniyete ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkelerine uygun olarak belirlendiğine göre; mahkemece yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümleri yazılı 543,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1.845,77 TL’nın temyiz eden davalıdan alınmasına ve 18,40 TL onama harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 524,60 TL’nın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 24.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.