
Esas No: 2021/25776
Karar No: 2022/8869
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/25776 Esas 2022/8869 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir davada, davalının kasten yaralama nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası kabul edilmiştir. Ancak davalı tarafından temyiz edilmiştir. İstinaf sonucunda, davalının eylemini haksız tahrik altında gerçekleştirdiğinin maddi vakıa olarak kesinleştiği ve davacının da müterafik kusuru bulunduğu belirtilerek, hesaplanan zarardan davacının kusuru oranında indirim yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Bu karar Daire tarafından onanmıştır. Ancak Yargıtay ilamından sonra dava devam ederken davacı vefat etmiş ve mirasçıları usulüne uygun şekilde davaya dahil edilmemiştir. Bu nedenle taraf teşkili sağlanmaksızın hüküm tesisi yapıldığı için karar bozulmuştur. Kararda, HMK'nın 50. maddesi ile TMK'nın 8 ve 28. maddelerine göre her gerçek kişinin yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahip olduğu, dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde ölen tarafın ehliyetinin sona ereceği ve vekilin davaya devam edemeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca, mirasçıların mecburi dava arkadaşı olarak yöntemince davaya katılımı sağlanması gerektiği ifade edilmiştir. Bu nedenle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kasten yaralama nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Dairemizin 26/02/2020 tarih ve 2017/3047 Esas, 2020/942 Karar sayılı bozma ilamında özetle; davalının eylemini haksız tahrik altında gerçekleştirdiğinin maddi vakıa olarak kesinleşmiş ceza kararı ile subuta erdiği, yani olayın meydana gelmesinde davacının da müterafik kusuru bulunduğu sabit olduğuna göre mahkemece, maddi tazminat istemi yönünden olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 44/1 (TBK’nın 52/1) maddesi uyarınca hesaplanan zarardan davacının kusuru oranında indirim yapılması gerektiğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile 30.700,00 TL maddi tazminatın 2.500,00 TL'sine haksız fiil tarihi olan 25/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, ıslah edilen 28.200,00 TL'sine ıslah tarihi olan 31/05/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer hususlar ile ilgili Yargıtay incelemesinden geçip kesinleşmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları usul hukukunun temel ilkelerindendir ve dava şartıdır (6100 sayılı HMK m.114,1/d ).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 50. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 8 ve 28. maddelerine göre her gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir ve taraf ehliyeti, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar, ölümle sona erer. Bu nedenle, ölmüş kişinin taraf ehliyeti yoktur.
Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur (4721 sayılı TMK m. 28/1). Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkân yoktur. Ölen tarafın mirasçılarına karşı veya onun mirasçıları tarafından davaya devam edilip edilmeyeceğinin tespiti için bir ayrım yapmak gerekir.
Yalnız öleni ilgilendiren yani mirasçılarına geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır; bu davalara ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçıları tarafından) devam edilmesine imkan yoktur. Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen yani mirasçıları da ilgilendiren mirasçıların mal varlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu davalara, ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçıları tarafından) devam edilir. Bunlar malvarlığı haklarına ilişkin davalardır. Bu halde, ölen tarafın mirasçıları, davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip ederler.
Taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir (6100 sayılı HMK m. 55).Öte yandan; yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden, ölen tarafın vekili varsa ölüm ile vekalet ilişkisi de kural olarak sona erer (TBK m.43/1, 513/1). Vekilin davaya devam etmesi mümkün olmayıp sadece bu kişinin mirasçıları tarafından davaya devam edilebilir.
Somut olayda; davacının yargılama devam ederken 22/10/2019 tarihinde öldüğü, ölenin mirasçılarından ...’in mazeretinin reddedilerek davaya dâhil edilmediği, diğer mirasçı ...’un duruşmalara katılmadığı ve beyanda bulunmadığı görülmekle mahkemece mirasçılarının tamamının yargılama aşamasında davaya dahil edilmeksizin davaya devam edilip işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu durumda mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, öncelikle yargılama sırasında vefat eden davacının mirasçılık belgesi getirtilerek mirasçılarına usulüne uygun tebligat yapılıp mirası reddetmeyen mirasçılarının mecburi dava arkadaşı olarak yöntemince davaya katılımı sağlanmak, mirasçılar davayı birlikte takip etmekten kaçınırlarsa terekeye temsilci tayin ettirmek suretiyle taraf teşkili sağlanması ve hasıl olacak sonuca göre esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, Bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 15/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.