Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3224
Karar No: 2011/391
Karar Tarihi: 26.01.2011

Kazandırıcı Zamanaşımı Zilyetliği - Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Bulunduran Taşınmazlar - Sit Alanı - Tapu İptali Ve Tescil - Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3224 Esas 2011/391 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, 206 ada 16 parselin Hazine üzerindeki tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Ancak davalı Hazine, taşınmazın sit alanında olduğunu ve zilyetlik koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddedilmesini istemiştir. Mahkeme, zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleştiğine karar vererek davacının lehine karar vermiştir. Ancak davalı Hazine bu karara itiraz etmiş ve dosya Yargıtay'a gelmiştir.
Yargıtay, dosya incelendiğinde, dava konusu taşınmazın sit alanında olduğu ve kazanmanın mümkün olup olmadığına ilişkin yeterli bilgi ve belge olmadığını belirtmiştir. Bu nedenle, mahkemenin eksik incelemeyle hüküm verdiği sonucuna vararak kararın bozulmasına karar vermiştir.
Kanunlar:
- 4721 S. Türk Medeni Kanunu [ Madde 713 ]
- 2863 S. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu [ Madde 11 ]
- 3402 S. Kadastro Kanunu [ Madde 14 ]

 

 

8. Hukuk Dairesi 2010/3224 E., 2011/391 K.

8. Hukuk Dairesi 2010/3224 E., 2011/391 K.

  • KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ
  • KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI BULUNDURAN TAŞINMAZLAR
  • SİT ALANI
  • TAPU İPTALİ VE TESCİL

 

  • 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 713 ]
  • 2863 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNU [ Madde 11 ]
  • 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 14 ]

"İçtihat Metni"

Hörü ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair (Marmaris Üçüncü Asliye Hukuk Mahkemesi)"nden verilen 09.12.2009 gün ve 351/496 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

Davacı, miras yolu İle intikal ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle 206 ada 16 parselin davalı Hazine üzerindeki tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Hazine vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazın sit alanında olduğunu ve zilyetlik koşullarının oluşmadığını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiğinden bahisle davanın kabulüne, 206 ada 16 parselin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu 206 ada 16 parsel, 1266,45 m2 yüzölçümü ve tarla vasfıyla, aynı ada 17 ila 19 parsellerle birlikte 1936/1680 tahrir vergi kaydının revizyonu sonucu, vergi kayıt malikinin İfrazı ve 16 parseli 1940 yılında Hava"ya satarak zilyetliği devrettiği, onun da davacı Hörü"ye satışıyla zilyet olduğu belirtilmek suretiyle 30.11.1992 tarihinde davacı adına tespit edilmiş, bilahare komisyonun 05.12.2005 tarihli kararıyla dava konusu taşınmazın sit kapsamında bulunduğu gerekçesiyle tespitin iptali ile Hazine adına tespitine karar verilmiş ve komisyon kararının davasız kesinleşmesi ile 08.09.2006 tarihinde sicil oluş-muştur.

Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenine dayalı TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Bir yerin belirtilen hükümlere tescili için kanunda öngörülen diğer koşullar yanında, taşınmazın da nitelik itibariyle kazanıma elverişli olması gerekir. Dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın İzmir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 14.02.1996 tarih ve 5576 no.lu kararı ile sit alanı olarak belirlenen yerlerden olduğu bildirilmiştir.

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 11. maddesinin ilk metninde derece ayrımı yapılmaksızın sit alanlarının koşulları oluştuğu takdirde kazanılması mümkün bulunmakta idi. 27.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5226 sayılı Kanunun 5. maddesiyle 2863 sayılı Kanunun 11. fıkrasında yer alan koruma alanları ibaresinden sonra gelmek üzere "sit alanları" sözcüğü eklenmiş ve bu tarihten itibaren sit alanlarının da kazanılması yasaklanmıştır. Ancak 30.05.2007 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 22.05.2007 tarihli 5663 sayılı Kanunla 11. maddenin 2. cümlesi değiştirilmiş, "ancak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlar zilyetlik yoluyla İktisap edilemez" hükmüne yer verilmiştir. 11. maddenin değişik son şekline göre Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarının iktisabi mümkün değildir. Bunlar dışında kalan arkeolojik sit alanları ile doğal sit alanlarının kazanma koşulları oluştuğu takdirde kazanılması ve tescili mümkün olmaktadır. Görüldüğü üzere zilyetlikle kazanma bakımından hüküm değiştirilmiş, zilyetler lehine yeni bir düzenleme getirilmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın değişik bu hüküm çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekir.

Somut olayda mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Nizalı taşınmazın bulunduğu yerde arkeolog bilirkişi ile keşif yapılmamış ve dava konusu taşınmazın kaçıncı derece sit alanında bulunduğu usule uygun şekilde belirlenmemiştir. Mahkemece yapılacak iş, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin sit alanı olarak belirlenmesine ilişkin dosya içinde mevcut karar ve eklerinin, nizalı taşınmazın bulunduğu yerde arkeolog bilirkişi eşliğinde keşif icrasıyla uygulanması, dava konusu taşınmazın hangi tür ve kaçıncı derece sit alanında olduğunun tespiti; bundan ayrı dava konusu parsele revizyon gören vergi kaydının ve varsa komşu parsellerin kadastro tespitlerine dayanak kayıtların ve hüküm dosyalarının getirtilerek keşif de uygulanması, nizalı taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri hususu üzerinde durulması, ondan sonra tüm dosya kapsamı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 26.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi