8. Hukuk Dairesi 2011/7889 E. , 2012/4703 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Keberli Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 18.10.2011 gün ve 32/587 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde; mevkii ve hudutlarını yazdığı dava konusu taşınmazın müvekkili tarafından davasız, aralıksız 30 yıldır ekilip biçilerek zilyet edildiğini açıklayarak TMK.nun 713/1. maddesine göre müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz 1975 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 766 sayılı Tapulama Kanununun 2. maddesine göre Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğundan tespit dışı bırakılmıştır.
Davacının tescil talep ettiği yer tespit dışı bırakılan alan içerisinde 6 parça yerden ibaret olup, bu yerlerin tescilini talep etmektedir. Fen memuru bilirkişinin belirlemesine göre taşınmazlar krokide; A harfi ile 10.972,07 m2, B harfi ile 17.310,30 m2, C harfi ile 6.314,34 m2, D harfi ile 20.821,74 m2 olarak gösterilmiştir. Toplam tescili talep edilen yer 55.418,45 m2"dir.
Dava konusu yerlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve mahallinde yapılan keşifte dinlenen bilirkişilerin beyanıyla, genellikle taşlık nitelik gösterdiği anlaşıldığına göre, öncelikle zilyetlikle kazanılabilmesi için emek ve masraf harcanarak imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesi, imar ve ihya işlemleri tamamlandıktan sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesiyle iktisabı mümkündür.
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Mahkemece, dava konusu taşınmazın tespit dışı bırakıldığı 1975 yılından sonra dava tarihinden geriye doğru 20 yıl öncesine ait 1985 tarihli hava fotoğrafları uygulanmışsa da; bu hava fotoğrafları aynı yer Asliye 1. Hukuk Mahkemesince getirtilen ve 2008/756 Esas sayılı dosyada uygulanan hava fotoğraflarıdır. Dava konusu yeri gösterip göstermedikleri şüphelidir. Ayrıca hava fotoğrafı uygulamasını yapan bilirkişi jeodezi ve fotoğrametri uzmanı (harita mühendisi) değildir. Elde edilen hava fotoğraflarının stereoskopik hava fotoğrafı olduğu belli olmadığı gibi stereoskop aleti ile de incelenmemiştir.
Bu hava fotoğraflarının kadastrodan sonraki geçmiş yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit dışı bırakılma tarihi olan 1975 tarihinden sonra 13.01.2010 dava tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait (1980-1990 yılları arası) ölçekli stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla jeodezi ve fotoğrametri uzmanı marifetiyle incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılması mümkündür. Mahkemece, uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmamış, eksik ve usule aykırı bilirkişi incelemesiyle yetinilmiştir.
Mahkemece yapılacak iş; az önçe açıklandığı gibi jeodezi ve fotoğrametri uzmanı marifetiyle dava tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle incelenmesi ve dava konusu taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyetin başladığı tarihin belirlenmesi olmalıdır.
Mahallinde yapılan keşifte hazır bulunan jeoloji mühendisi bilirkişi ile ziraat mühendisi bilirkişi dava konusu taşınmazların 6. sınıf araziler olduğunu açıklamışlar ve toprak örtüsünün sığ toprak profili ile kil, silt ve kireç taşı parçalarından oluştuğunu, toprak örtüsünün altında kireç taşı bulunduğunu, toprak örtüsü ve kireç taşı tabakalarının yatay düzleme 1 ile 15 derece arasında değişen eğime sahip ve taşınmazların %5-9 eğimli olduğunu, % 10-15 arasında taşlılık problemi bulunduğunu belirtmişlerdir. Diğer taraftan mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi tanık beyanlarına göre taşınmazda bulunan taşların halen temizlenmeye devam edildiği ifade edilmiştir. Bu durumda taşınmazların imar ve ihyasının tamamlanmadığı halen devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu tür araziler arazi yetenek sınıflandırmasına göre 5 ve 6. sınıf araziler olup, taşlılık ağır basmaktadır. Uygun bir amenajman uygulanarak çayır ve mera olarak kullanılabilir. Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bilirkişilerin vasıflandırdığı arazi yetenek sınıflandırmasına göre 5 ve 6. sınıf arazilerin zilyetlikle kazanılabilmesi için imar-ihyasının; uygun amenajman, gübreleme, yüzey akış kontrolü, tohum aşılaması yapılarak sağlanabilir ve ancak çayır ve mera olarak kullanılabilir (Prof. Dr. Mahmut Yüksel, Toprak Etüd ve Haritalama, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları).
Mahkemece yapılacak iş; hava fotoğrafı uygulamasının usulüne uygun olarak yapılmasından sonra, ziraat mühendisi ve jeoloji mühendisi bilirkişilerin taşınmazların arazi yetenek sınıflandırması ve vasıflarıyla ilgili görüşlerini birlikte değerlendirerek imar ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı hususunda oluşacak kanaat dikkate alınarak dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermek olmalıdır. Diğer taraftan taşınmazları ve çevresindeki parselleri gösterecek şekilde birleşik paftanın Kadastro Müdürlüğünden getirtilmesi, birleşik pafta üzerinde yapılacak inceleme sonucu, tescili istenen taşınmaz bölümlerine komşu kadastro parsellerine ait kadastro tutanakları ve ekleri ile kadastro sırasında bu komşu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, yeniden yapılacak keşifte teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, komşu taşınmazlara revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının taşınmaz bölümlerinin yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı hükmün 6100 HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.