8. Hukuk Dairesi 2018/3773 E. , 2019/5653 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, müvekkillerine ait 367 ada 1 numaralı parseli, davalı kurum okul yaparak işgal ettiğinden 5 yıllık ecrimisil talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu yerde kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat davası açıldığından ecrimisil istenemeyeceğini, ayrıca imar planında dava konusu yer okul yeri olarak göründüğünden belediyenin sorumlu olduğunu belirterek husumet kendilerine yöneltilemeyeceğinden davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın husumetten reddine dair verilen karar, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi"nin 2012/14758 Esas ve 2012/19264 Karar sayılı ilamıyla işgalden davalı kurumun sorumlu olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece davanın davacı ... yönünden kabulüne, davacı ... yönünden kısmen kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi"nin 2014/5965 Esas ve 2014/10713 Karar sayılı ilamıyla ecrimisil bedelinin yeterli araştırma olmaksızın, Yargıtayın yerleşik içtihatlarına aykırı olarak belirlendiğinden bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece yeniden bilirkişi raporu alınmış, davacı vekili 28.07.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerinin bilirkişi raporu doğrultusunda artırdıklarını belirtmiş, mahkemece ıslah talebi doğrultusunda davanın kabulüne dair verilen karar, davacılar vekili ve davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil talebine ilişkindir.
Mahkemece, davacıların bozmadan sonraki ıslahına göre davanın kabulüne, davacı ... için 3.194,07 TL, ... için 20.845,33 TL ecrimisil bedelinin davalı tarafından davacı tarafa verilmesine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya içeriğine uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki; dava 1086 sayılı HUMK"un yürürlükte olduğu 01.02.2011 tarihinde dava değeri 5000 TL gösterilerek açılmış olup söz konusu usul kanununda belirsiz alacak davası türü tanımlanmamıştır. Başka bir anlatımla, davanın açıldığı tarihte Türk Hukuk Sisteminde belirsiz alacak davası şeklinde bir dava türü bulunmamaktaydı. Davacılar vekili, dava dilekçesinde dava değerini 5.000 TL olarak göstermiş, Yargıtay bozma ilamından sonra 28.07.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle taleplerini davacı ... için 20.845,53 TL, Şükrü için 3.194,07 TL olarak yükseltmiş, Mahkemece de arttırılan bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. HMK"nin 177.maddesine göre ıslah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilirse de; 04.02.1948 tarihli ve 1944/10 Esas, 1948/3 Karar sayılı, yine 06.05.2016 tarihli ve 2015/1 Esas, 2016/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları, bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağına ilişkindir. İçtihadı Birleştirme Kararları, adeta kanun hükmünde olup, ilke kararlarıdır ve benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar (Yarg.Kan.mad.45/5). Durum böyle iken, mahkemece bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin az yukarıda açıklanan İçtihadı Birleştirme Kararı göz önüne alınmadan bozma sonrası yapılan ıslahla arttırılan miktarı da kapsar şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken, dava dilekçesindeki talep miktarı ve davacıların tapu kaydındaki payları gözetilerek karar vermek olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK"un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 10/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.