4. Ceza Dairesi 2014/2532 E. , 2014/36507 K.
"İçtihat Metni"Hakaret suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/3-a-4 ve 62. maddeleri uyarınca 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine 660 Türk lirası maktu vekalet ücretinin sanıktan tahsiline, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair, ... 20. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 30/10/2013 tarihli ve 2013/347 esas, 2013/257 sayılı kararına yönelik katılan vekili tarafından yapılan itirazın, katılan lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle kabulüne ilişkin, ... 15. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 04/11/2013 tarihli ve 2013/332 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 25/12/2013 gün ve 397993 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurulması hâlinde, itiraz merciinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesinin şartlarının olup olmadığını, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında hukuka aykırılık bulunup bulunmadığını inceleyebileceği, mercii tarafından suçun sübutu, nitelendirilmesi gibi esasa ilişkin değerlendirme yapılamayacağı, açıklanmayan mahkumiyet hükmü içeriğindeki hukuka aykırılıkların denetlenemeyeceği, bu gibi hukuka aykırılıkların ancak davanın düşmesi kararı verildiğinde veya hükmün açıklanması ya da yeni bir hüküm kurulması halinde temyiz kanun yolu ile incelenebileceği, kaldı ki ... 20. Sulh Ceza Mahkemesinin 30/10/2013 tarihli kararında, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine 660 Türk lirası maktu vekalet ücretinin hükmedilmiş olduğu gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Hakaret suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, ... 20. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 30/10/2013 tarihli kararıyla, hapis cezası ile cezalandırılmasına, koşulları oluştuğundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, katılan vekilinin karara itirazı üzerine, itiraz mercii ... 15. Asliye Ceza Mahkemesi"nce, katılan lehine vekalet ücreti verilmemesi nedeniyle itirazın kabulüne karar verildiği, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını itiraz üzerine inceleyen merciin, hükmü usul ve esas yönünden denetleme yetkisinin bulunup bulunmadığı ve itirazın kabulüne dair kararın hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için, anılan Kanun maddesinin 6. fıkrasında belirtilen objektif ve subjektif koşulların bulunması ve öncelikle sanığın isnad edilen suçu işlediğinin yapılan yargılama sonucu belirlenmesi gerekmektedir.
CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.
Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nun 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür.
CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda emir de verebilecektir.
CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “İtiraz mercii, o yer Cumhuriyet savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK"nun 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle, itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
İnceleme konusu somut olayda; katılan vekilinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik mahkeme kararına, Sağlık Bakanlığı adına katılma talebinin reddedilmesi ve CMK’nın 231. maddesinin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle itirazda bulunması üzerine, itirazı inceleyen ... 15. Asliye Ceza Mahkemesi"nce itiraz yerinde görülerek, katılan lehine vekalet ücretine hükmolunmadığı gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiştir.
Yukarıda yer verilen Genel Kurul kararında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını itiraz üzerine inceleyen merciin kararı hem usul hem de esas yönünden inceleyerek, takdire girmeyen her türlü hukuka aykırılığı denetleyebileceği anlaşılmakta ise de yerel mahkeme kararında vekalet ücretine hükmolunmasına karşın, “katılan lehine vekalet ücretine hükmolunmadığı” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılması hukuka aykırıdır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-... 15. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 04/11/2013 tarihli ve 2013/332 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 18.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.