8. Hukuk Dairesi 2018/4206 E. , 2019/5654 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, paylı olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü ve ... Vakfı’na ait olan taşınmazın davalı tarafından kullanıldığını belirterek ecrimisil talebinde bulunmuştur.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş, süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne, 01.06.2008-31.05.2013 tarihleri arası dönem için toplam 20.074,99 TL haksız işgal tazminatının dönem sonlarından itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, davacı vekili ve davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Somut olayda dava konusu taşınmaz kargir oda vasfında olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ecrimisil hesabı kira geliri üzerinden yapılmış ise de son dönem kira geliri belirlendikten sonra geriye doğru ÜFE uygulanarak ecrimisil belirlenmiş, mahkemece hükümde ecrimisile dönem sonlarından itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş ancak söz konusu dönemler belirtilmemiştir. Ayrıca tapu kaydının incelenmesinde, davacının dava konusu taşınmaza mülkiyet ve hisse oranlarının düzeltilmesi sebebiyle 03.03.2010 tarihinde malik olduğu gözetilmeden talep doğrultusunda 2008-2013 yılları için ecrimisil hesaplanmıştır.
Ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır.
Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Kabule göre de, tahakkuk tarihleri ve her dönem için belirlenen ecrimisil miktarları hüküm fıkrasında gösterilmeden infazda tereddüt oluşturacak şekilde kademeli faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Buna göre mahkemece yapılacak iş; işgal dönemlerini kapsayan tapu kayıtları getirtilerek davacının malik olduğu dönemin belirlenmesi, yukarıda açıklanan yöntemle ecrimisil hesabı yapılarak, hangi yıl için kaç lira ecrimisilin tahsili gerektiğinin ve buna göre faizin başlama tarihinin hükümde açıkça belirtilmesi suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 10.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.