8. Hukuk Dairesi 2018/10090 E. , 2019/5655 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Kal, Tapu İptal Ve Tescil, (Harici Satıma Dayalı)
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı-birleşen dava davalısı vekili ve davalı-birleşen dava davacısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı, paylı maliki olduğu 7 ada 38 numaralı parselde kendisine taksimle düşen yerin davalı tarafından işgal edilmesi nedeniyle elatmanın önlenmesini, süresinde sunulan cevaba cevap ve ıslah dilekçesiyle taşınmaz üzerinde davalı tarafından yapılan yapıların kal’ini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 17.02.1986 tarihli sözleşme ile taşınmazın 2 dönümümü davalıya sattığını, üzerine ahır, ambar, odunluk ve samanlık yaptığını, davacının da çatı işlerini bizzat kendisinin yaptığını belirterek davanın reddini savunmuş, birleşen davada ise harici satış senedine dayanarak 7 ada 38 numaralı parselin 2000 m2’lik yerinin tapusunun iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, asıl davanın kısmen kabulüne, 7 ada 38 numaralı parselde davalının hisse oranını aşar biçimde kullanımı nedeniyle oluşan elatmanın davacının payı oranında önlenmesine, kal talebi yönünden taraf ehliyeti bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle reddine ve birleşen davanın reddine, dair verilen karar; davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; elatmanın önlenmesi ve yıkım, birleşen dava ise, harici satışa dayalı tapu iptal tescil talebine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarına gelince;,
a. Dosya içeriği, toplanan delil ve tanık beyanlarına göre; dava konusu taşınmazın paylı malikleri arasında fiili taksim yapılmış olup, her paydaş kendisine düşen yeri kullanmaktadır. Somut olayda, tapuda davalı 1000/15880, davacı ise 3000/15880 oranında pay maliki olup, davacının hissesine 3000 m2 yer düştüğü, bu yerin 2000 m2’sinin davalı tarafından kullanıldığı anlaşıldığından, davalı tarafından kullanılan kısım hakkında elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken, davacının payı oranında elatmanın önlenmesine karar verilmesi doğru değildir.
b. Bilindiği ve 21.06.1944 tarihli ve 13/24 sayılı İnançları Birleştirme Kararında ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 689. maddesinde düzenlendiği üzere, paydaşların anlaşma ile dahi sınırlandırılamayacak hak ve yetkileri, 1. fıkrada “Paylı mülkiyet konusu eşyanın kullanılabilirliğinin ve değerinin korunması için zorunlu olan yönetim işlerini yapmak ve gerektiğinde mahkemeden buna ilişkin önlemlerin alınmasını istemek”, 2. fıkrada “Eşyayı bir zarar tehlikesinden veya zararın artmasından korumak için derhâl alınması gereken önlemleri bütün paydaşlar hesabına almak” şeklinde düzenlenmiş olup, paylı mülkiyette paydaşlardan birisi taşınmazın korunması amacıyla elatmanın önlenmesi davası açabilir. Bunun için tüm paydaşların birlikte hareket etmesi zorunlu değildir. Hal böyle olunca, davacı, fiili taksimle kendisine düşen yer hakkında diğer maliklerin rızası olmaksızın yıkım talebinde bulunabileceğinden, yıkım isteminin kabul edilmesi gerekirken taraf ehliyetinin olmaması nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, taraflarca HUMK"un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı-birleşen dava davalısına iadesine, 29,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 233,20 TL"nin temyiz eden davalı-birleşen dava davacısından alınmasına, 10.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.