4. Ceza Dairesi 2014/30061 E. , 2014/36534 K.
"İçtihat Metni"İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda sanığın mahkumiyetine dair, ... Sulh Ceza Mahkemesince verilen 03/11/2010 tarih ve 2010/471 esas, 2010/616 karar sayılı hükmün sanık ve O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 17/04/2014 gün ve 2013/10607 esas, 2014/12554 karar sayılı kararıyla;
"Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen iş ve çalışma hürriyetinin ihlali eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık ... ve O Yer Cumhuriyet Savcısının ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA" oy çokluğu ile karar verilmiştir.
I-İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/06/2014 gün ve 2011/105586 sayılı yazısı ile;
“İtiraza konu uyuşmazlık; sanık ..."ın katılan ..."a ait aracın arkasına gelerek korna çalması ve katılanın aracına çarpacak kadar yaklaşıp hızlı bir şekilde katılanın minibüsünü sollamak şeklindeki eylemin, iş ve çalışma hürriyetini ihlali suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkindir.
İş ve çalışma hürriyeti, bireyin gelir elde etmek amacıyla, mal ve hizmet üreterek, serbestçe çalışma, sözleşme yapma, ve teşebbüs kurma hakkı olarak tanımlanmaktadır.
TCK 117/1-4 maddelerinde düzenlenen iş ve çalışma hürriyetini ihlali suçu ile korunan hukuki yarar, bireyin her türlü baskıdan uzak, üçüncü kişilerin olumsuz müdahalelerine uğramadan serbestçe çalışma hakkı bulunmasının sağlanması amacıyla eylem müeyyide altına alınmaktadır.
İş ve çalışma hürriyetini ihlali suçunun oluşabilmesi için, mağdura karşı cebir, tehdit kullanılması yada, bir başka hukuka aykırı bir davranışla, çalışma hürriyetinin ihlal edilmesidir.
Cebir unsuru, failin, mağdura yönelik fiziken zorlama ve güç kullanması olarak tanımlanmaktadır. Mağdurun direncini kıracak nitelikte her türlü etkili eylem bu kapsamında bulunmaktadır. ancak sanığın nitelikli olarak gerçekleştirdiği ve TCK 87 maddesi kapsamında bulunan yaralamalar ayrıca suç oluşturacaktır.
Tehdit unsuru ise, failin, mağdurun kendisini yada yakınlarını bir zarara uğratacağı konusunda baskı yapma, zorlama, korku verme, ağır ve haksız bir zarara uğratacağını ileri sürmek suretiyle işlenmektedir.
Bunun dışında madde metninde yer alan diğer unsur da "hukuka aykırı başka bir davranış" olarak tanımlanmaktadır. Öğretide, bu kavramın neyi kapsadığı konusunda tam bir açıklık bulunmaktadır. Hukuka aykırı nitelik taşıyan davranışların, suç yada kabahat niteliğinde bulunmasının bir önemi bulunmamaktadır. Hukuka aykırı nitelikte eylemlerin haksız fiil, emniyet tedbiri gerektiren eylemler, disiplin cezaları, zabıta tedbirleri ve idari yaptırımı gerektiren tüm eylemler ile iş mevzuatına aykırılık oluşturan her türlü davranış hukuka aykırı bir başka davranış olarak kabul edilmektedir.
İş ve çalışma hürriyetini ihlali suçu, bir zarar suçudur. Suçun oluşabilmesi için, mağdura karşı cebir, tehdit kullanılması yada, bir başka hukuka aykırı bir davranışla, çalışma hürriyetinin ihlal edilmesinin yanında, iş ve çalışma hürriyetinin de ihlal edilmiş olması ve bu sonucun doğmuş olması gerekmektedir. Söz konusu suç, cebir ve tehdit gibi icrai hareketler ile oluşabileceği gibi, bir başka hukuka aykırı davranışla ihmali olarak da işlenebileceği kabul edilmektedir.
Maddi olayda, Katılanın, ... köyü ile ... arasında minibüs çalıştırdığı, sanık ..."ın ise, ... kasabasıyla ... arasında yolcu taşımacılığı yaptığı, olay günü katılanın, içinde yolcu olarak bulunan ... ve ..."in bulunduğu aracıyla ile merkezinde seyir ettiği sırada, yolcunun likit tüpünü değiştirmek istediği ve yolcunun tüpünü değiştirip hareket ettikleri sırada, sanık ..."ın katılan ..."a ait aracın arkasına gelerek korna çaldığı ve katılanın aracına çarpacak kadar yaklaşıp hızlı bir şekilde katılanın minibüsünü solladığı ve tekrardan geri dönerek katılanın yanından hızlı bir şekilde geçtiği şeklinde gerçekleşen eylemde, sanığın katılanın aracını tehlikeli şekilde sollamak dışında, cebir ve tehdit içeren herhangi bir söz yada eyleminin bulunmadığı, sanığın suça konu eylemi gerçekleştirdiği sırada minibüs hattında yolcu taşımasını engelleme ve çalışma hürriyetini ihlal etme kastını içeren herhangi bir söz ve davranışının bulunmadığı,
Sanığın, katılanın aracını sollarken hızlı ve katılanın aracına çok yakın şekilde geçmesinin TCK 117/1 maddesinde yazılı " bir başka hukuka aykırı davranış " olarak kabul edilmeyeceği, eylemin suç yada kabahat olarak tanımlanamayacağı ve o sırada trafik güvenliğini tehlikeye sokacak nitelikte bulunduğu konusunda yasal olarak herhangi bir idari yaptırım söz konusu olmadığı, iş mevzuatına aykırı nitelikte bir davranışın bulunmadığı nedenle, sanığın eyleminin " bir başka hukuka aykırı davranış olarak kabul edilmeyeceği, Ayrıca sanığın, eylemi sonucunda katılan ..."ın minibüs hattında yolcu taşıma faaliyetini sürdürmüştür. Katılanın iş ve çalışma hürriyetinin ihlal sonucu da doğmamıştır.
Bu itibarla sanığın eylemin sonucunda TCK 117/1 maddesinde yazılı iş ve çalışma hürriyetini ihlal suçunun yasal öğeleri oluşmamıştır.
Bunun dışında ... Sulh Ceza Mahkemesinin, 03/11/2010 tarih ve 2010/471 Esas ve 2010/616 Karar sayılı ilamıyla, sanık ... hakkında TCK"nın 117/1 maddesi uyarınca 6 ay hapis ve 5 gün adli para cezası ile cezalandırmaya, TCK"nın 52/2 maddesi uyarınca da adli para cezasının 100 TL olarak belirlenmesine ve TCK"nın 53/1 maddesinin uygulanmasına karar verildiği, TCK 117/1 maddesinde temel cezanın yanında ayrıca feri ceza öngörülmediği, mahkemece sanık aleyhine olarak hakkında temel hapis cezasının yanında TCK"nın 52/2 maddesince 5 gün adli para cezasının karşılığı 100 TL adli para cezasına hükmedilmesinin de hukuka aykırı nitelikte olduğu;
Bu nedenle, Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 17/04/2014 gün ve 2013/10607 Esas, 2014/12554 Karar sayılı onama kararı kaldırılarak,
1-Sanık ..."ın katılan ..."a ait aracın arkasına gelerek korna çaldığı ve katılanın aracına çarpacak kadar yaklaşıp hızlı bir şekilde katılanın minibüsünü solladığı ve tekrardan geri dönerek katılanın yanından hızlı bir şekilde geçtiği şeklinde gerçekleşen eylemde, sanık tarafından icra edilen eylemlerde suçun cebir, tehdit ve hukuka aykırı bir başka davranış ile TCK 117/1 maddesinde yazılı suçun ne şekilde oluştuğunun karar yerinde tartışılıp açıklanmadan yazılı şekilde hükümlülük kararı verilmesi,
2- ... Sulh Ceza Mahkemesinin, 03/11/2010 tarih ve 2010/471 Esas ve 2010/616 Karar sayılı ilamıyla sanık hakkında TCK 52/2 maddesince 5 gün adli para cezası karşılığı 100 TL adli para cezasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden hükmün bozulmasına karar verilmesi,istemiyle anılan karara itiraz edilmiştir.
SONUÇ VE İSTEK : Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre,
1-İtirazımızın KABULÜNE,
2-Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 17/04/2014 gün ve 2013/10607 Esas, 2014/12554 Karar sayılı onama kararı KALDIRILMASINA,
3-Sanık ..."ın katılan ..."a ait aracın arkasına gelerek korna çaldığı ve katılanın aracına çarpacak kadar yaklaşıp hızlı bir şekilde katılanın minibüsünü solladığı ve tekrardan geri dönerek katılanın yanından hızlı bir şekilde geçtiği şeklinde gerçekleşen eylemde, sanık tarafından icra edilen eylemlerde suçun cebir, tehdit ve hukuka aykırı bir başka davranış ile TCK 117/1 maddesinde yazılı suçun ne şekilde oluştuğunun karar yerinde tartışılıp açıklanmadan yazılı şekilde hükümlülük kararı verilmesi,
4- ... Sulh Ceza Mahkemesinin, 03/11/2010 tarih ve 2010/471 Esas ve 2010/616 Karar sayılı ilamıyla sanık hakkında TCK 52/2 maddesince 5 gün adli para cezası karşılığı 100 TL adli para cezasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden hükmün BOZULMASINA,
5-İtirazımız yerinde görülmediği takdirde, dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi, itirazen arz ve talep olunur” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
II- İTİRAZIN KAPSAMI
İtiraz, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçundan, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararının onanmasına dair, Dairemizin 17/04/2014 tarihli kararına ilişkindir.
III-KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri, TCK"nın 117. maddesinin 1. fıkrasında hapis cezası ile adli para cezasının birlikte hükmedilemeyeceği açısından yerinde olup TCK"nın 117. maddesinin 1. fıkrasında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü halde, hem hapis cezasına hem de adli para cezasına birlikte karar verilmesi hususunun bozma nedeni yapılması gerekmekte ise de, itiraz başvurusu suçun sübutu yönünden Ceza Genel Kurulu"na gönderildiğinden, bu hususun Ceza Genel Kurulu"nca karara bağlanması uygun görülmüştür.
Suçun sübutuna yönelik itirazın incelenmesinde, olay günü katılanın kendi servis güzergahından aldığı yolcularla seferde bulunduğu, ... beldesinden geçerken yolcularından birinin boş tüpünü bırakmak istemesi üzerine katılanın minibüsüyle durakladığı, bu sırada ... beldesiyle ... arasında yolcu taşımacılığı yapan sanık ..."ın katılan ..."a ait aracın arkasından korna çaldığı, katılanın yolcusunu tekrar alıp hareket etmesiyle sanığın da içerisinde yolcu bulunmayan kendi minibüsüyle katılanın aracına çarpacak kadar yaklaşıp hızlı bir şekilde katılanın minibüsünü solladığı ve sebepsiz şekilde tekrardan geri dönerek katılanın yanından hızlı bir şekilde geçtiği şeklinde gerçekleşen olayda;
Sanıkla katılan arasında yolcu taşımacılığına ilişkin daha önceden de bir ihtilafın bulunması ve sanığın iş ve çalışma hürriyetini ihlal kastıyla katılana yönelik kendi aracıyla yaptığı hareketlerin katılanda korku ve paniğe sebep olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın eylemlerinin tehdit amacıyla yapıldığı ve bu şekildeki tehdit suçunu oluşturan davranışı gerçekleştirdiği anda suçun tamamlandığı gözetilerek,
Dairemizin 17.04.2014 tarih ve 2013/10607 Esas 2014/12554 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 18.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.