Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6335
Karar No: 2012/4773
Karar Tarihi: 24.05.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/6335 Esas 2012/4773 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/6335 E.  ,  2012/4773 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı

    Suna Bayraktar ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair ...8. Aile Mahkemesinden verilen 11.07.2011 gün ve 696/738 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... Bayraktar vekili, evlilik birliği içinde edinilen 28146 ada 5 parselde bulunan 32 numaralı bağımsız bölümün ½ payına ilişkin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tescilini, olmadığı takdirde buna eşdeğer bedelin ödenmesi ve vekil edeninin oturmasına tahsis edilmesine karar verilmesini istemiştir. Dava, boşanma davasıyla birlikte açılmış, 15.12.2008 tarihli dilekçe ile dava değerinin fazla haklar saklı tutulmak suretiyle 25.000 TL olduğu belirtilerek harç ikmal edilmiştir. Bilahare tefrikle temyize konu esas numarasına kaydedilen davada, davacı vekili 26.01.2011 tarihli ıslah dilekçesiyle katılma alacağı talebinin 112.500 TL olduğunu açıklamıştır.
    Davalı, evlilik süresince 2006 yılı Haziran ayına kadar ikinci el araba ticareti yaptığını, niza konusu taşınmazın bedelinin maliki olduğu işyerinin satışından gelen para ve banka kredisiyle ödendiğini, davacının katkısı bulunmadığını, dava dışı Urla’da bulunan yazlığın yarı payının dahi katkısı olmamasına rağmen davacı adına kayıtlı olduğunu açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmazın edinilmiş mal olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 112.500 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla hakların saklı tutulmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar 21.04.1978 tarihinde evlenmiş, 27.08.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 22.06.2009 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir.Dava konusu Çankaya Öveçlerde bulunan 28146 ada 5 parselde 32 numaralı mesken edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu 26.01.2004 tarihinde satış suretiyle davalı eş adına tescil edilmiştir. TMK.nun 222.maddesi son fıkrası hükmüne göre, bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Davalı taraf dava konusu taşınmazın satış bedelinin kişisel malı Emek"de bulunan 5289 ada 5 parseldeki dükkanın 25.06.2003 tarihinde 3.kişiye satışından gelen para ve banka kredisiyle ödendiğini ileri sürerek, kişisel mal yerine geçen değer olduğunu savunmuştur. Davacı tarafda 30.07.2009 tarihli dilekçesinde nizalı taşınmazın Emek"de bulunan taşınmazın satış parasıyla alındığını doğrulamakla birlikte, satılan dükkanın alım bedelinin 1984 yılından itibaren ardı ardına alınıp satılan taksi plakası, araç ve dava dışı taşınmazların satış ve devirlerinden gelen parayla karşılandığını, 1984 yılında kişisel malı ziynet eşyalarını taksi plakası alınırken davalıya verdiğini, bundan ayrı evde el işleri yaparak gelir elde ettiğini, yanı sıra murisinden kalan miras paranın da önceki taşınmaz alımında sarfedildiğini bildirerek katkısı da olduğunu açıklamıştır. Dosya kapsamı ve tanık beyanlarına göre, davacının kişisel mal grubundan nizalı taşınmazın alımına ve satıldığı bildirilen Emek"deki taşınmaza katkısı kanıtlanamamıştır. Ancak davalının uyuşmazlık konusu taşınmazın edinilmiş mal olduğunun aksine savunması üzerinde yeterince durulmamıştır. Mahkemece yapılacak iş; satılarak bedelinin nizalı taşınmazın alımına sarfedildiği hususu tartışmasız olan Emek’de 5289 ada 5 parseldeki 8 numaralı dükkanın davalı adına alım tarihinin belirlenmesi, satılan dükkanın alım tarihine göre edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu dönemde mi yoksa taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli bulunduğu dönemde mi edinildiğinin nazara alınarak uyuşmazlığın çözümünde gözönünde bulundurulması, Akbank"dan alındığı bildirilen konut kredisine ilişkin belgelerin getirtilerek nizalı taşınmazın alımına ilişkin olup olmadığı hususu üzerinde durulması, dava konusu taşınmazın satış bedelinin kredi dışında kalan bölümünün Emek’deki dükkanın satış parasından karşılandığı bildirildiğine göre, nizalı meskenin alım bedelinin tespitiyle, Emek"de satılan dükkanın davalı adına eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli bulunduğu dönemde alındığının saptanması halinde, dava konusu taşınmazın satış bedelinin dükkanın satış parasından karşılanan kısım hariç-kalan kısmının edinilmiş mal grubuna dahil olacağının düşünülmesidir.
    Kural olarak; edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu dönemde edinilen taşınmazların yalnız eşlerden biri adına tescil edilmiş olması, diğer eşin katılma alacağı hakkını ortadan kaldırmaz. Davacının taşınmazın aynen paylaşımına yönelik isteğinin, 07.10.1953 tarihli 8/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kabulü mümkün bulunmamaktadır. Davacının katılma alacağı ise, eklenecek değerlerden (TMK. m. 229) ve denkleştirmeden (TMK. m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK. m. 219) toplam değerinden varsa mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK. m. 231) yarısı üzerinden (TMK. m. 236/1) taleple bağlı kalınarak hesaplanır. Somut olayda, nizalı taşınmazın alımı nedeniyle kullanıldığı belirtilen kredi borcunun mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle tamamen ödenmiş olup olmadığı da belirlenmemiştir.
    Öte yandan; davacı taraf katılma alacağına ilişkin talebini boşanma dava dilekçesinde açıklamış, dava dilekçesinde değer bildirilmemiştir. Tefrik öncesi boşanmanın fer’i niteliğinde olmayan talebe ilişkin değerin 25.000 TL olduğu ifade edilerek, 15.12.2008 tarihinde bu değerden istek harçlandırılmıştır. Davacı taraf 26.01.2011 tarihinde ise ıslahla dava değerinin 112.500 TL olduğunu bildirmiştir. Davacının 15.12.2008 tarihli dilekçesi dava dilekçesinin açıklanması niteliğindedir. Başka bir anlatımla dava 26.01.2011 tarihinde ilk defa ıslah edilmiştir. Ne var ki; nizalı bağımsız bölüm eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu dönemde davalı adına tescil edilmiştir. Davacı, yukarıda da belirtildiği gibi dava dilekçesinin açıklatılması üzerine 25.000 TL istemiş, alacağın sadece bir kısmını dava konusu etmiş, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuştur. Daha sonra ıslah dilekçesiyle alacak isteği 112.500 TL"ye çıkarılmıştır. Somut olayda dava tarihi ve açıklama tarihi itibariyle boşanma davası henüz kesinleşmediğinden zamanaşımı süresinin başladığından söz edilemez ise de, yargılama aşamasında boşanma davasının 22.06.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, dava ve açıklama dilekçesiyle talep edilen dışında kalan alacak bölümü bakımından zamanaşımının işlemeye başladığı ve dava dışı kalan alacak bölümüne ilişkin zamanaşımı süresinin ıslah tarihi 26.01.2011 tarihine kadar işlemeye devam ettiğinin kabulü gerekir. Dava, katılma alacağına ilişkin olduğuna, boşanma davasının kesinleştiği tarihten ıslah tarihine kadar TMK.nun 178.maddesinde düzenlenen 1 yıllık zamanaşımı süresi geçmiş bulunduğuna, davalı taraf ıslah dilekçesiyle arttırılan alacak miktarı bakımından süresi yönünde itiraza uğramayan dilekçe ile zamanaşımı definde bulunduğuna göre, ıslahla arttırılan miktar bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, HUMK.nun 388/4 (HMK. M. 297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 1670,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 24.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi