Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/35865
Karar No: 2014/36535
Karar Tarihi: 18.12.2014

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/35865 Esas 2014/36535 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2014/35865 E.  ,  2014/36535 K.

    "İçtihat Metni"

    Hakaret suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda, sanığın mahkumiyetine dair ... Sulh Ceza Mahkemesi"nce verilen 07.10.2011 tarih ve 2011/132 Esas 2011/387 Karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,Dairemizin 18.06.2014 gün ve 2013/36837 Esas 2014/22166 Karar sayılı kararıyla;
    "Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    TCK’da hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde TCK"nın 61. maddesinde öngörülen ölçütlere göre somut olay irdelenip aynı Kanunun 3. maddesindeki fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur ilkesi de gözetilerek, seçenekli yaptırımlardan hangisinin seçildiğinin gösterilmesi sonra da alt ve üst sınırlar arasında temel cezanın belirlenmesi gerekirken, yetersiz gerekçeyle hapis cezasının tercih edilmesi,
    Kanuna aykırı ve sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA" karar verilmiştir.

    I- İTİRAZ NEDENLERİ
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/07/2014 tarih ve 2012/90163 sayılı yazısı ile;

    "İtiraz konusu uyuşmazlık, sanık hakkında işlediği kabul edilen hakaret suçunun hapis cezası yada adli para cezasını öngördüğü ve mahkemece para cezası yerine hapis cezasının tercih edilmesine ilişkin gösterilen gerekçenin yeterli olup olmadığına ilişkindir.
    TCK’nın “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasındaki, “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” biçimindeki hükümle, işlenen fiil ile hükmolunan ceza ve güvenlik tedbirleri arasında “orantı” bulunması gerektiği vurgulanmıştır.
    TCK"nın 61. maddesinin birinci fıkrasında temel cezanın belirlenmesinde göz önünde bulundurulması gereken hususlar; "suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saik" şeklinde düzenlenmiştir.
    Kanun koyucu, cezanın kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime somut olayın özellikleri ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini de göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevi yüklemiştir. Ancak hâkimin cezayı belirlerken dayandığı gerekçe, bu düzenlemelere uygun olarak, suçun işleniş biçimi, suç işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik ile dosya içeriğine yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır.
    Öte yandan, sanığın sabıka kaydında geçmiş hükümlülüklerinin bulunması, şartlarının varlığı halinde tekerrür uygulamasında dikkate alınabilecek bir husus olup, TCK’nın 61. maddesinde sayılan temel cezanın belirlenmesi ölçütleri arasında bulunmadığından alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi olarak kullanılamayacaktır. Bununla birlikte sabıka kaydındaki geçmiş hükümlülükler ile bu hükümlülüklerin niteliği ve sayısının aynı kanunun 61/1-f maddesinde yer alan "failin kastının ağırlığı"nın belirlenmesi sırasında hakim tarafından gözönüne alınabilmesine de de kanuni bir engel bulunmamaktadır.
    Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, maddi olayda, sanık ..."ın katılan ... ile aralarında husumet bulunduğu, sanık ..."ın katılanın kullanmakta olduğu ... numaralı telefon hattını,... numaralı telefon ile aradığı, katılana hitaben: “Senin ananı avradını sinkaf edeceğiz” diyerek hakarette bulunmak şeklinde gerçekleşen eylemde, sanığın üzerine atılı bulunan suçu işlediği konusunda, sanığın ikrarı ve tüm dosya kapsamından bir tereddüt bulunmamaktadır.
    Sanık ... ile ..."ın amca çocukları olduğu ve sanığın katılan ..."ın ablası ile evli olduğu ve katılanın ablasıyla boşanma aşamasında bulundukları sırada, katılan ..."in babası olan ..."ın sanık tarafından, ateşli silahla yaralanmasında suçu işleyenin sanık ... olduğu ileri sürülerek bu suçla ilgili olarak tutuklandığı ve her iki aile arasında husumet bulunduğu nedenle sanığın, katılan ..."e yönelik hakarette bulunduğunu ikrar etmesi karşısında, Yerel Mahkemece hakaret suçuyla ilgili olarak sanığa ceza tayin edildiği sırada, seçenekli yaptırımlardan hapis cezasının tercih edilmesinde gösterilen gerekçede herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    ... Sulh Ceza Mahkemesinin 07/10/2011 tarih ve 2011/132 Esas ve 2011/387 Karar sayılı kararında, suçun işleniş biçimi, meydana gelen zarar, sanığın kastı dikkate alınarak sanığın ekonomik durumu itibari ile seçenek yaptırımlardan hapis cezasının seçilmesi sureti ile sanığın takdiren asgari hadden ayrılmadan ceza tayin edilmiştir. Sanığın katılanın babasını ateşli silahla yaralaması ve katılanın ablasıyla boşanma aşamasında bulunması nedeniyle taraflar arasında bulunan husumetin etkisiyle hakaret suçunu işlediği ve kastının yoğunluğu ve suçun işleniş şekli ve sanığın ekonomik durumunun yetersiz olması gözönüne alındığında verilen hapis cezasının ertelendiği de gözönüne alındığında, sanık hakkında hapis cezasının tercih edilmesinde bir isabetsizlik görülmediği nedenle, Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 18/06/2014 gün ve 2013/36837 Esas, 2014/22166 Karar sayılı bozma kararının kaldırılarak ... Sulh Ceza Mahkemesinin 07/10/2011 tarih ve 2011/132 Esas ve 2011/387 Karar sayılı ilamının onanması istemiyle anılan karara itiraz edilmiştir.
    SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre,
    1-İtirazımızın KABULÜNE,
    2-Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 18/06/2014 gün ve 2013/36837 Esas, 2014/22166 Karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
    3-... Sulh Ceza Mahkemesinin 07/10/2011 tarih ve 2011/132 Esas ve 2011/387 Karar sayılı ilamınında hakaret suçundan ceza tayin edilirken, sanığın katılanın babasını ateşli silahla yaralaması ve katılanın ablasıyla boşanma aşamasında bulunması nedeniyle taraflar arasında bulunan husumetin etkisiyle hakaret suçunu işlediği ve kastının yoğunluğu ve suçun işleniş şekli ve sanığın ekonomik durumunun yetersiz olması gözönüne alındığında verilen hapis cezasının ertelendiği de gözönüne alındığında, sanık hakkında hapis cezasının tercih edilmesinde bir isabetsizlik görülmediği nedenle, yerel mahkemece verilen hükmün ONANMASINA,
    4-İtirazımız yerinde görülmediği takdirde, dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi, itirazen arz ve talep olunur." isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
    II- İTİRAZIN KAPSAMI
    İtiraz, hakaret suçundan, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararının bozulmasına dair, Dairemizin 18/06/2014 tarihli kararına ilişkindir.

    III- KARAR
    Sanığın suç tarihi itibariyle adli sicil kaydının bulunmaması karşısında, TCK’da hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğinin kanuni ve yeterli gerekçe gösterilerek açıklanması, daha sonra da alt ve üst sınırlar arasında kanuni ve yeterli gerekçe gösterilerek temel cezanın belirlenmesi, TCK’nın 3. maddesinde yer alan “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” ilkesinin de gözetilmesi gerektiği anlaşıldığından,
    Dairemizin 18.06.2014 tarih ve 2013/36837 Esas 2014/22166 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 18.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi