14. Hukuk Dairesi 2014/4152 E. , 2014/8094 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2012/150-2013/606
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.04.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı vekili, davacının kötüniyetli olduğunu ve taşınmazın davacı ve kardeşi arasında taksim edilerek kullanıldığını bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda dört bağımsız bölüm bulunduğu ve iki bağımsız bölümün davalı tarafından kiraya verilerek tasarruf edildiği ve iki bağımsız bölümün de davacı ve öncesinde payını satan kardeş tarafından kiraya verilerek tasarruf edildiği bilirkişi raporu ve dosya kapsamından anlaşıldığından, ispatlanan fiili taksim nedeniyle davanın reddine
karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.