Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/7730
Karar No: 2012/4775

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/7730 Esas 2012/4775 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Başka bir kişinin adına tapuda kayıtlı olan taşınmazların davacı tarafından tapu kayıtlarının iptal edilmesi ve ortak miras bırakan kişinin diğer mirasçıları adına tescil edilmesi istemiyle açılan davada, mahkeme davalı adına kayıtlı olan parsellerin tapu kayıtlarının iptal edilmesine ve miras payı oranında davacı ve davalı adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verdi. Davalı tarafından temyiz edilen karar, Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından bozuldu. Kararda, murisin veraset belgesinin dosyaya sunulmaması ve yerel bilirkişilerin dinlenilmemesi nedeniyle eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulduğu belirtildi. Ayrıca, kabul şekline göre davalının isteği olmamasına rağmen davalı adına da iptal ve tescile karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu vurgulandı. Karar, Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi uyarınca bozuldu.
8. Hukuk Dairesi         2011/7730 E.  ,  2012/4775 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ...2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.03.2011 gün ve 11/450 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:


    KARAR


    Davacı, dava dilekçesinde; kadastro tespit çalışmalarında 114 ada 25, 29 ve 30 sayılı parsellerin sehven davalı adına tespit ve tescil edildiğini, davalı ...’nun ailenin en büyük bireyi olduğunu, aile adına ilgilenmesi nedeniyle kadastro çalışmalarında onun adına tespitinin yapıldığını, kendilerine güvendikleri için kadastro işlemlerinin tarafından kontrol ve takip edilmediğini, daha sonra yaptığı araştırmada adına herhangi bir taşınmazın tespit edilmediğini öğrendiğini açıklayarak davalı adına bulunan taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle ortak miras bırakan ... Okulu mirasçıları adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ..., 20.9.2010 havale tarihli cevap dilekçesinde; davacı ...’ın ekli nüfus kaydından da anlaşıldığı üzere muris ...’nün mirasçısı olmadığını, ...’nün üç mirasçısının bulunduğunu, mirasçılar arasında paylaşımın yapıldığını, murisin eşi ...’ya 114 ada 37 ve 38, Zeynep Kırıkdirek (...’ya) 114 ada 33, 34 ve 36 nolu parsellerin düştüğünü, mirasçıları adına tespitlerinin yapıldığını, diğer mirasçı oğlu ...’ya da aynı ada 25, 29 ve 30 nolu parsellerin isabet ettiğini, murisin 1982 yılında öldüğünü açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, “toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, taşınmazların bulunduğu alanda tapulama çalışmalarının 09.06.2006 tarihinde yapıldığını, 13.6.2007 tarihinde askıya çıkarıldığını ve itirazsız olarak 13.7.2007 tarihinde kesinleştiğini, davalı adına tapu kayıtlarının oluştuğunu, davacı ...’ın da, mirasçılar arasında yer aldığını, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini gerekçe göstermek suretiyle her üç parselin tapu kaydının iptaliyle, miras payı oranında davacı ve davalı adına tapuya kayıt ve tesciline" karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan miras payı oranında iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, muris ...’ya ait veraset belgesi dosya arasında bulunmadığı gibi davalının tanık ve delillerini bildirmesi konusunda kendisine herhangi bir süre ve imkan tanınmadığı, bundan ayrı yerel bilirkişi listesi dosya arasında bulunduğu halde olayın aydınlığa kavuşması için mahkemece herhangi bir gerekçe gösterilmeden yerel bilirkişilerin de dinlenilmediği anlaşılmıştır.
    Davacı, dava dilekçesinde; her ne kadar dava konusu parsellerin tapu kayıtlarının iptaliyle muris ...’nün tüm mirasçıları adına iptal ve tesciline karar verilmesini istemiş ise de, dava mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olup, bu isteğin miras payı oranında iptal ve tescil biçiminde anlamak ve yorumlamak gerekir. Yani davacının sadece kendi miras payı oranında iptal ve tescil istediğinin kabulü gerekmektedir.
    Uyuşmazlık konusu 114 ada 25, 29 ve 30 sayılı parsellerin 9.6.2006 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında belgesizden, muris ...’nün mirasçıları arasında yapılan paylaşım sonucu 20 yılı aşkın bir süreden beri ...’nun zilyetliğinde bulunduğu gerekçesiyle ... adına tespitleri yapılmış olup, kadastro tutanaklarının 16.7.2007 tarihinde kesinleşmesiyle adı geçen adına tapu kayıtlarının oluştuğu belirlenmiştir.
    Saptanan bu olgu karşısında taşınmazların ortak miras bırakan ...’den kaldığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmayıp, anılan muristen gelen parsellerin ya da terekenin mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla yapılmış bir paylaşımın olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı cevap dilekçesinde, davacı ...’ın murisin mirasçısı olmadığını ileri sürmüştür. Ne var ki, mahkeme gerçekten davacının mirasçılar arasında yer alıp almadığının anlaşılması için murise ait veraset belgesini taraflardan temin ederek dosya arasına alınmadığı belirlenmiştir. Bu nedenle öncelikle bu hususun açıklığa kavuşturulması için muris ...’nün veraset belgesinin alınıp dosyaya sunulması için davacıya süre ve imkan tanınması, bundan ayrı yargılama oturumları üzerinde yapılan incelemede davalının tanık ve delillerini bildirmesi konusunda kendisine herhangi bir süre ve imkan tanınmadığından öncelikle bu konuda davalıya gerekli süre ve imkanın verilmesi, tanık ve delillerini bildirdiği taktirde yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişiler ile (listesi dosyada mevcut) taraf tanıklarının HMK.nun 243, 244, 259 ve 290/2. fıkrası gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde dinlenilmeleri dava konusu parsellerin ayrı ayrı bizzat başına gidilerek ve yerler gösterilmek suretiyle keşfin yapılması, muristen kalan taşınmazların mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşıma tabi tutulup tutulmadığının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulması, paylaşım sonucu dava konusu parseller ile davalının cevap dilekçesinde açıkladığı diğer dava dışı parsellerin gerçekten adı geçenlere düşüp düşmediği ya da mirasçılara hangi ada ve parsellerdeki yerlerin düştüğü hususlarının açıklığa kavuşturulması, terekeye dahil tüm taşınmazlara ait tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde değerlendirilmesi, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırıdır.
    Kabul şekline göre de, taşınmazların tamamı zaten davalı adına tapuda kayıtlı olup, payı oranında iptal ve tescil yönünde herhangi bir dava ve isteği olmadığı halde davalı adına da iptal ve tescile karar verilmiş olması HUMK.nun 74. (HMK. m.26) maddesine aykırıdır. Hakim, istekle bağlı olup, ondan fazlasına ve başka bir şeye karar veremez. Davalı ...’nun temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 148,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 24.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi