Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/31160
Karar No: 2014/36540
Karar Tarihi: 18.12.2014

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/31160 Esas 2014/36540 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2014/31160 E.  ,  2014/36540 K.

    "İçtihat Metni"

    Tehdit suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan mahkumiyetine dair, ... Asliye Ceza Mahkemesince verilen 22.06.2011 tarih ve 2009/211 esas, 2011/145 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
    Dairemizin 08.05.2014 tarih ve 2012/36147 esas, 2014/15684 karar sayılı kararıyla;
    "Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
    Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
    Anlaşıldığından sanık ..."nin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA" oy çokluğu ile karar verilmiştir.

    I- İTİRAZ NEDENLERİ
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/06/2014 tarih ve 2011/369183 sayılı yazısı ile;

    "... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 09/10/2007 günlü ve 2077/655 esas sayılı iddianamesi ile ..."ın çalıştığı işyerinin bürosu olarak kullanılan prefabrik yapıya gelerek ... "e işçilerin işten ayrılacağını ve bu nedenle alacaklarının istediklerinin söylediği, sanık ..."nin de büroda bulunduğu, ..."in işçi alacaklarını kısmen nakit, kısmen de çek ve senetle ödeyebileceğinin söylemesi üzerine ..."ın bunu işçilere izah etmesini ..."den talep ettiği, bunun üzerine büroya çağrılan diğer işçiler ... ve ... ile ... bir tarafta ... bir tarafta olmak üzere çıkan tartışma sırasında ... ve yanındakilerin ..."e hakaret ederek tehdit ettikleri, ..."ın 6136 sayılı yasa kapsamında bıçak ile ..."i yaralamaya teşebbüs ettiği, ... 6136 sayılı yasa kapsamında kalan silahla, sanık ..."ın da ..."in yanında yer alarak kuru sıkı tabanca ile havaya ateş ederek birden fazla kişi ile tehdit suçunu işlediklerinden bahisle haklarında TCK 106/2-c maddesi gereği cezalandırılmaları talebi ile kamu davası açıldığı, yargılamayı yapan ... Asliye Ceza Mahkemesi 05/03/2009 gün ve 2007/265 esas, 2009/64 karar sayılı kararı ile sanık ..."ın olay sırasında mağdurları korkutmak için kuru sıkı tabanca ile havaya ateş ettiğini sabit görmüş, ancak sanığın olayın başlamasından sonra olay yerine geldiğini kabul ederek bu eylemini diğer sanık ... ile iştirak iradesi altında gerçekleştirdiğine dair delil bulunmadığına, eylemin yeniden soruşturulması gerektiğine dair gerekçe ile sanık hakkında CMK.nın 223/2-e maddesi gereğince beraat kararı vermiş ve sanık hakkında sabit görülen eylemi nedeniyle suç duyurusunda bulunulmasına karar vermiştir.
    Bu karar 06/05/2009 günü temyiz edilmeden kesinleşmiştir.
    Yapılan suç duyurusu üzerine aynı olay hakkında bu kez eylem TCK 106/2-a maddesi kapsamında kaldığından bahisle ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 28/08/2009 gün ve 2009/526 esas sayılı iddianamesi ile "silahlı tehdit" suçundan cezalandırılması talebiyle tekrar kamu davası açılmış ve mahkemece eylem genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması olarak vasıflandırılarak temyize konu hüküm verilmiştir.
    CMK"nın 225. maddesi "(1) Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.
    (2) Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir."
    CMK"nın 226. maddesi "(1) Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez."
    CMK"nın 223/7. maddesi "Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir" hükümlerini içermektedir.
    Somut olaya bakıldığında hem ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 09/10/2007 günlü ve 2077/655 esas sayılı iddianamesi he de 28/08/2009 gün ve 2009/526 esas sayılı iddianamesi ile yargılaması yapılması istenen olay 05/12/2006 günü sanığın ..., ... ve ..."i korkutmak maksadı ile kuru sıkı tabanca ile ateş etmesidir. İlk iddianamede olay o dosyanın sanığı ... ile birlikte birden fazla kişi ile tehdit olarak TCK"nın 106/2-c maddesi kapsamında, ikinci iddianamede ise silahla tehdit olarak TCK"nın 106/2-a maddesi kapsamında değerlendirilerek kamu davası açılmıştır. Her iki iddianamede yazılı fiilin aynı olması nedeniyle ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 05/03/2009 gün ve 2007/265 esas, 2009/64 karar sayılı beraat hükmünün konusu olan fiil ile 22/06/2011 gün ve 2009/211 esas, 2011/145 karar sayılı mahkumiyet hükmünün konusunun aynı olduklarında şüphe yoktur. Yapılan ilk yargılamada yerel mahkeme sabit gördüğü eylemin iddianamedeki vasıflandırmaya uygun olup olmadığını tespit edemediğinden bahisle beraat kararı vermiştir. Oysa ki CMK.nın 225/2 maddesi uyarınca mahkeme, fiilin hukuki tavsifinde iddia ve savunma ile bağlı olmayıp, fiilin vasfının iddianamedeki vasıflandırmadan farklı olması nedeniyle CMK"nın 226/1 maddesi uyarınca sanığa ek savunma hakkı verilerek hüküm kurması mümkün iken suçun vasfının iddia edilenden farklı olduğu ve bunun içinde fiil hakkında yeniden soruşturma yapılması gerektiğinden bahisle beraat kararı vermesi ve bu kararın kesinleşmiş olması karşısında, aynı fiil hakkında başka şekilde vasıflandırılarak kamu davası açılması mümkün değildir. Böyle bir kamu davası var ise CMK"nın 223/7 maddesi gereğince reddedilmesi gerekmektedir. Bu durumun aksinin kabulü halinde aynı fiil hakkında vasıf değişikliği nedeniyle müteaddit davalar açılması suretiyle mahkeme kararlarına karşı güven sarsılacak, kişilerin hukuki güvenliği ortadan kalkacaktır. Sanığın mahkumiyetine dair hükmün onanmasına ilişkin Yüksek Daire kararına bu nedenle itiraz etmek gerekmiştir.
    SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda izah edilen nedenlerle;
    Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 08/05/2014 gün ve 2012/36147 Esas, 2014/15684 Karar sayılı ONAMA kararının KALDIRILMASI,
    Sanık ..."nin mahkumiyetine dair ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 22/06/2011 gün ve 2009/211 esas, 2011/145 karar sayılı hükmünün BOZULMASI,
    İtiraz kabule şayan görülmediği takdirde, itiraz hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na TEVDİİ, itirazen arz ve talep olunur." isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:

    II- İTİRAZIN KAPSAMI
    İtiraz, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararının onanmasına dair, Dairemizin 08/05/2014 tarihli kararına ilişkindir.
    II- KARAR
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarında da belirtildiği üzere, ceza muhakemesi yapılabilmesi için bir takım "olmazsa olmaz" (sine qua non) şartlar aranır. Muhakeme yapılmasına engel olan bu şartlardan birisi "Non bis in idem" olarak ifade edilen, hüküm veya açılmış dava bulunmamasıdır.
    Kanunlarda açıkça yazılı olmadan da yaşayan bir hukuk normu olarak uygulanan, doktrinde de kabul olunan ve muhakeme hukukunun ana ilkelerinden olan "Non bis in idem" ilkesi 1412 sayılı CMUK"nun 253. maddesinin üçüncü fıkrasında; "Aynı konuda, aynı sanık için evvelce verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava var ise davanın reddine karar verilir", 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın "Duruşmanın sona ermesi ve hüküm" başlıklı 223. maddesinin yedinci fıkrasında ise; "Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir" şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, aynı fiil nedeniyle, aynı sanık hakkında önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilecektir.
    Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine, 22.11.1984 tarihinde imzaya açılarak eklenen ve Türkiye"nin de imzalayarak onayladığı 7 numaralı Protokol"ün 4. maddesi "Hiç kimse bir devletin ceza yargılaması usulüne ve yasaya uygun olarak kesin bir hükümle mahkum edildiği ya da beraat ettiği bir suçtan dolayı aynı devletin yargısal yetkisi altındaki yargılama usulleri çerçevesinde yeniden yargılanamaz veya mahkum edilemez" şeklinde ifade edilmiş ve Sözleşmenin 15. maddesine dayanılarak dahi (non bis in idem ile ilgili AİHM kararı; Sv Almanya, 1983; Xv Avusturya 1970) bu kuraldan ayrılınamayacağını, sadece yeni veya sonradan öğrenilen olaylar ve verilmiş karara tesir edecek derecede önemli yargılama hukuku hataları ile yargılamanın yenilenebileceğini kabul etmiştir.
    Bir filinden dolayı yargılanan kişinin aynı fiil nedeniyle tekrar yargılanmayacağını bilmesi kişi için bir güvence olup, bu güvence hukuk devleti olmanın bir gereğidir. Dolayısıyla bu güvencenin hayata geçirilebilmesi için, aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava bulunduğu takdirde, mükerrer yargılama yapılmasının engellenmesi amacıyla iddianamede anlatılan eylemin başka bir suçu oluşturup oluşturmadığına bakılmaksızın, kesin hükmün otoritesinin sağlanması ve aynı eylem nedeniyle iki farklı karar verilmek suretiyle çelişkiye neden olunmasının engellenmesi için davanın reddine karar verilmelidir.
    09.10.2007 tarihinde açılan ilk iddianame ile 28.08.2009 günü açılan ikinci iddianamede, sanığa isnat edilen eylem aynı olup, isnat konusu da “sanığın, olay yerinde kuru sıkı tabanca ile havaya ateş etmesi”dir. Düzenlenmiş olan ikinci iddianamede içerik itibarıyla, sanığın ilk iddianamede belirtilen eyleminden ayrık biçimde yeni bir eyleminden bahsedilmemiştir. Her iki iddianamede de sanık ..."nin, diğer sanıklar ... ile ..., ... ve ... arasındaki tartışmaya dahil olarak kuru sıkı tabanca ile havaya ateş ettiği vurgulanmıştır. Dolayısıyla CMK’nın 223/7 ve 225/1. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, aynı eylem nedeniyle açılan ikinci dava “mükerrer dava” niteliğindedir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
    Dairemizce verilen 08.05.2014 tarih ve 2012/36147 esas, 2014/15684 karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
    ... Asliye Ceza Mahkemesince verilen 22.06.2011 tarih ve 2009/211 esas, 2011/145 karar sayılı hükmün yeniden incelenmesi sonucu:
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1- Sanığın suç tarihinde müştekilerle yaptığı tartışma sonucunda kuru sıkı tabancasıyla ateş etmesi sonucu hakkında 09.10.2007 tarihli iddianameyle eylemi birden çok kişi tarafından birlikte ve silahla tehdit olarak nitelendirilmek suretiyle kamu davası açıldığı, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 05.03.2009 tarih ve 2007/265 E., 2009/64 K. sayılı ilamıyla tehdit suçundan beraatine karar verilip, silahla havaya ateş ettiğinden dolayı ise suç duyurusunda bulunulduğu, bu suretle eylemin bölündüğü, beraat kararının da 06.05.2009 tarihinde kesinleşmiş olması karşısında; suç duyurusu üzerine 28.08.2009 tarihli iddianameyle aynı eylemden dolayı mükerrer dava açıldığı gözetilerek CMK"nın 223/7. maddesi uyarınca kamu davasının reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, TCK"nın 170/1-c maddesindeki suçun oluştuğu kabul edilerek sanık hakkında yeniden hüküm kurulması,
    2- Kabule göre de;
    Ateşli bir silahın niteliklerini taşımayan kuru sıkı tabanca ile ateş etme şeklindeki eylemin, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 36/1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan gürültüye neden olma kapsamında olup, idari yaptırımı gerektirdiği ve anılan Kanunun 18/1. madde ve fıkrası hükmü gözönüne alındığında mülkiyetin kamuya geçirilmesinin de mümkün olmadığı gözetilmeden, eylemin niteliğinde yanılgıya düşülerek sanığın 5237 sayılı TCK"nın genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunu düzenleyen 170/1-c maddesi uyarınca cezalandırılmasına ve tabancanın müsaderesine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı ve sanık ..."nin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden itiraz yazısına uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 18.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi