
Esas No: 2015/14846
Karar No: 2015/14846
Karar Tarihi: 26/12/2018
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
MUSA ŞANAK BAŞVURUSU (2) |
(Başvuru Numarası: 2015/14846) |
|
Karar Tarihi: 26/12/2018 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
Muammer TOPAL |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Rıdvan GÜLEÇ |
Raportör Yrd. |
: |
Fatih ALKAN |
Başvurucu |
: |
Musa ŞANAK |
Vekili |
: |
Av. Sinem COŞKUN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunan
başvurucu tarafından gönderilmek istenen mektubun sakıncalı bulunarak
muhatabına gönderilmemesine karar verilmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin
ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 24/8/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
6. Başvurucu, hükümlü olarak Ankara 2 No.lu F Tipi Yüksek
Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.
7. Başvurucu, Kürtçe yazdığı mektubu yurtdışında yaşayan bir
kişiye 29/4/2015 tarihinde göndermek istemiştir. Mektup ekine bir derginin iki
sayfası da eklenmiştir.
8. Söz konusu mektubun Türkçe tercümesi Ceza İnfaz Kurumunda yaptırılmıştır.
Mektupta; özgürlük rehberleri ve yaşam kurucuları olarak hitap edilen silahlı
terör örgütü yöneticisi veya üyesi olma suçlarından mahkum
olmuş kişiler hakkında övücü ifadeler kullanılmıştır. Ayrıca mektupta bir radyo
programından bahsedilmiş ve bu program üzerinden yapılan yazışmaların akıbeti
hakkında birtakım bilgiler verilmiştir. Yine mektupta, "çatı yoluyla"
elde edildiği ifade edilen mesajların olduğu bir ciltten bahsedilmiş ve mektup
ekindeki ciltin özgürlük kampı olduğu belirtilen yere
gönderilmesinin istendiği belirtilmiştir.
9. Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı (Disiplin
Kurulu) tarafından 3/6/2015 tarihinde verilen sakıncalı mektup değerlendirme
kararıyla söz konusu mektubun muhatabına gönderilmemesine karar verilmiştir.
Karar gerekçesinde, mektupta, gönderildiği kişi aracılığıyla dağdaki terör
örgütü mensuplarıyla haberleşmeyi sağlayan ifadelerin bulunduğu belirtilmiştir.
10. Başvurucu tarafından Disiplin Kurulu kararına karşı Ankara
Batı İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) yapılan itiraz 10/6/2015 tarihli
kararla reddedilmiştir. Karar gerekçesinde; mektupta terör örgütü kamplarında
bulunan örgüt mensuplarına yönelik ifadelerin bulunduğu ve mektubun doğrudan
değil aracı vasıtasıyla gönderilmeye çalışıldığı vurgulanmıştır.
11. Başvurucu tarafından İnfaz Hâkimliğinin kararına karşı
Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesine yapılan itiraz 29/6/2015 tarihli kararla
reddedilmiştir. Karar gerekçesinde İnfaz Hâkimliği tarafından verilen kararın
usul ve yasaya uygun olduğu ifade edilmiştir.
12. Nihai karar 23/7/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ
edilmiştir.
13. Başvurucu 24/8/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
14. İlgili hukuk için bkz. Ahmet
Temiz, B. No: 2013/1822, 20/5/2015, §§ 16-20.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Mahkemenin 26/12/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
16.Başvurucu, bireysel başvuru harç ve giderlerini ödeyemeyecek
durumda olduğunu belirterek adli yardım talebinde bulunmuştur.
17. Anayasa Mahkemesinin Mehmet
Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler
dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama
giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça
dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi
gerekir.
B. Haberleşme Hürriyetinin İhlal Edildiğine
İlişkin İddia
1.Başvurucunun İddiaları
18. Başvurucu; sakıncalı olduğuna karar verilen mektupta suç
oluşturan hiçbir ifadenin bulunmadığını, herhangi bir yasa dışı örgüt ya da
eylemle ilgili olabilecek ibarenin bulunmadığını ileri sürmüştür. Disiplin
Kurulunca verilen söz konusu kararın keyfî olduğunu belirten başvurucu, tek
sosyalleşme ve iletişim kurma aracının engellendiğini ve ayrımcı muameleyle
kendini ifade etme imkânının elinden alındığını iddia etmiştir. Başvurucu, bu
nedenlerle haberleşme ve ifade hürriyeti ile eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini
ileri sürmüştür. Ayrıca başvurucu, bireysel başvuru harcını ödeyebilecek ölçüde
maddi olanağının bulunmadığını belirterek adli yardımdan faydalandırılma
talebinde bulunmuştur.
2.Değerlendirme
19. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddiasının özü, göndermek
istediği mektubun Disiplin Kurulunca sakıncalı görülerek muhatabına
gönderilmemesine karar verilmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin
engellenmesine ilişkindir. Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarında bu tür
başvurular haberleşme hürriyeti kapsamında incelenmiştir (Ahmet Temiz, § 23; Özkan Kart (2), B. No: 2013/1201,
20/5/2015, § 22; Akif İpek, B.
No: 2013/9456, 24/6/2015, § 23; Ramazan
Vural, B. No: 2013/1148, 7/7/2015, § 24; Eren Yıldız, B. No: 2013/759, 7/7/2015, § 25; Mustafa Aydin, B. No: 2013/275, 6/10/2015,
§ 24). Somut başvuruda da bu durumdan ayrılmayı gerektirecek bir durum
bulunmamaktadır.
20. İddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak Anayasa"nın "Haberleşme hürriyeti" kenar
başlıklı 22. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Herkes, haberleşme hürriyetinesahiptir.
Haberleşmeningizliliği esastır.
Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve
özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak
usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin
yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz...
İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve
kuruluşları kanunda belirtilir."
21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasına göre Anayasa Mahkemesince açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul
edilemez olduğuna karar verilebilir. Başvurucunun ihlal iddialarını
temellendiremediği, iddialarının salt kanun yolunda gözetilmesi gereken
hususlara ilişkin olduğu, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya
müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama
şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu,
B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
22. Disiplin Kurulunca başvurucu tarafından gönderilmek istenen
mektubun sakıncalı olduğu değerlendirilerek söz konusu mektubun muhatabına
gönderilmemesine karar verilmiştir. Dolayısıyla anılan karar ile kamu makamları
tarafından başvurucunun haberleşme hürriyetine bir müdahalede bulunulduğu
açıktır.
23. Anayasa Mahkemesinin Ahmet
Temiz kararında hükümlü ve tutukluların gönderdiği veya kendilerine
gönderilen mektuplara ceza infaz kurumunun ilgili kurulları tarafından yapılan
müdahalelere ilişkin genel ilkeler belirtilmiştir (Ahmet Temiz, §§ 28-34). Buna göre haberleşme özgürlüğüne
yapılan müdahale öncelikle kanunla öngörülmelidir. Müdahalenin yasal dayanağını
oluşturan mevzuatın, ulaşılabilir, yeterince açık ve belirli bir eylemin
gerektirdiği sonuçlar açısından öngörülebilir olması gerekir. İkinci olarak söz
konusu müdahale meşru bir amaca
dayanmalı, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun ve ölçülü olmalıdır.
24. Anılan müdahale, Anayasa’nın 22. maddesinin ikinci fıkrasında
belirtilen haklı sebeplerden bir veya daha fazlasına dayanmadığı ve Anayasa’nın
13. maddesinde belirtilen koşullara uygun olmadığı takdirde Anayasa’nın 22.
maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Bu nedenle sınırlamanın, Anayasa’nın 13.
maddesinde öngörülen kanun tarafından öngörülme, meşru amaç taşıma, demokratik
toplum düzeninin gereklerine uygunluk ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama
koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir (Ahmet Temiz, § 36).
25. Somut olayda 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve
Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun"un 68. maddesinin hükümlülerin
ceza infaz kurumlarından yaptıkları yazışmaların denetimi ve
sınırlandırılmasının kanuni dayanağını oluşturduğu anlaşılmaktadır (Ahmet Temiz, §§ 37-46). Öte yandan,
haberleşme hürriyetinin düzenlendiği Anayasa"nın 22. maddesinin ikinci
fıkrasında, söz konusu sınırlama sebeplerine bağlı kalınarak yapılacak
sınırlamanın ancak usulüne uygun olarak verilecek hâkim kararıyla mümkün
olabileceği belirtildikten sonra üçüncü fıkrasında "İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda
belirtilir" denilerek bu kuralın da mutlak olmadığı ve bu
kurala bazı kurumlar yönünden kanunla sınırlamalar getirilebileceği açıkça
düzenlenmiştir (AYM, E.2014/122, K.2015/123, 30/12/2015, § 71). Bu bağlamda
ceza infaz kurumları, Anayasa"nın 22. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında
istisnaların uygulanacağı kamu kurumlarındandır (Mehmet Koray Eryaşa, B. No:
2013/6693, 16/4/2015, §§ 74-76).
26. Mektubun sakıncalı bulunmasına sebep olarak başvurucunun
mektup vasıtasıyla terör örgütüyle haberleşmesi gösterilmiştir. Bu kapsamda
başvurucu tarafından gönderilmek istenen mektubun Disiplin Kurulunca
denetlenmesi suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin, kamu düzeninin
korunması ve suç işlenmesinin önlenmesi amaçlarını taşıdığı, bunun da
Anayasa"nın haberleşme hürriyetine ilişkin 22. maddesinin ikinci fıkrası
kapsamında meşru bir amaç olduğu sonucuna varılmıştır (Ahmet Temiz, § 51).
27. Ceza infaz kurumlarında tutulmanın kaçınılmaz sonucu olarak
kamu düzeninin korunmasına ve suç işlenmesinin önlenmesine yönelik kabul
edilebilir makul gerekliliklerin olması durumunda hükümlü ve tutukluların sahip
oldukları haklar sınırlandırılabilir (Turan Günana, B. No: 2013/3550, 19/11 /2014, § 35).
28. Somut olaya konu olan mektupta bir radyo programından söz
edilmiş ve bu program üzerinden iletişim kurulduğu belirtilmiştir. Mektupta
silahlı terör örgütü yönetici ve üyeleri rehber, yaşam kurucusu, direnişçi
olarak nitelendirilmiştir. Ayrıca mektup içeriğinde mektubun özgürlük kampı
olarak ifade edilen dağ kadrosunda bulunan örgüt üyelerine ulaştırılması
yönünde ifadelerin bulunduğu görülmektedir. Mektupta kullanılan üslup dikkate
alındığında mektubun şiddeti meşru gösteren ve özendirici bir şekilde kaleme
alındığı da anlaşılmaktadır.
29. Yasa dışı haberleşme yöntemleri içeren mektubun sakıncalı
görülerek muhatabına gönderilmemesine karar verilmesi şeklindeki müdahalenin
Anayasa"nın 22. maddesi anlamında kamu düzeninin korunması ve suç işlenmesinin
önlenmesi için ihtiyaç duyulan demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı
olmadığı ve müdahalenin ulaşılmak istenen amaçla ölçülü olduğu sonucuna
varılmıştır. Bu kapsamda İnfaz Hâkimliği kararının da ilgili ve yeterli
gerekçeler içerdiği görülmektedir. Sonuç olarak somut olayda haberleşme
hürriyetine yönelik açık ve görünür bir ihlal bulunmamaktadır.
30. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi
mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten
TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 26/12/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.